İlçe seçim kurulundan içeri girdiğimde neredeyse tamamı tanıdık simalar ile karşılaştım.
Ağırlıklı olarak herkes Sayın Muharrem İnce ve Sayın Sinan Oğan için oradaydı.
- Selamlaştığım tanıdıklarım Dr. Sinan Oğan için mi geldiniz?
Diye sordu!
***
Beni tanıyanların benden beklentisi buydu!
Ancak, ben Prof. Dr. Hilmi Özden hocamız için imza vermeye gelmiştim.
Ayaküstü sohbet ettiğim tüm tanıdıklarım Sayın Sinan Oğan ile hem hemşeri hem de aynı siyasi görüş ve gelenekten olmamdan dolayı şaşkınlıklarını dile getirdiler.
Ben de kendilerine Prof. Dr. Hilmi Özden hocamızın her davetimize icabet ettiğini, ulaşabildiğimizi iletişim kurmakta zorlanmadığımızı Türk Ocağımızda defalarca misafir ettiğimizi, bilgi ve tecrübelerinden yararlandığımızı,
Kendisine vefa borcum olduğunu yüz bin imzaya ulaşamasa bile bu dilekçeyi her şeyden önce kendim için verdiğimi paylaşarak ilçe seçim kurulundan ayrıldım.
Herkes gibi benim için de ahde vefa gerçekten çok önemli, orada ayaküstü söyleyemedim ama içimde kalmasın burada sizlerle dertleşmiş olayım,
***
7 yıl Türk Ocakları Kocaeli Şube başkanlığı hizmetim döneminde
Rahmetli Ozan Arif’ten, Rahmetli Kamer Genç’e,
Ünlü Tarihçi İlber Ortaylı’dan, Akut kurucusu Nasuh Mahrukiye
Eski Bakan Abdullatif Şener’den, Emekli Büyükelçi Onur Öymen’e
Ünlü Sanatçımız Mustafa Yıldızdoğan’ dan, TRT’nin unutulmaz sanatçılarından, Bünyamin Aksungur’a
Tarihçi Yazar Sinan Meydan’dan, Ünlü Tarihçi Erol Mütercimler’e
ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’dan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’a
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’den HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’na,
DSP Genel Başkanı Masum Türker’den Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’a
İnanın adını bir çırpıda hatırlayamadığım yüzlerce saygın tanınmış ve alanında önemli ismi Milletvekili, Akademisyen, Sporcu, Sanatçıyı bu gün 111 yaşında olan ve Cumhuriyetimizin kuruluşunda önemli katkısı olan Türk Ocağımızdaki söyleşi ve sohbetlerimizde misafir etmiş.
Kitap fuarlarında ve ya büyük salonlarda düzenlediğimiz halka açık konferanslarda öğrencilerimiz ve şehrimizin aydınları ile buluşturmuştuk.
***
Ancak ve maalesef bu süreç zarfında iletişim kurmanın her yolunu denememe ve kendilerine yardımcılarına etrafında ki tanıdıklara ulaşmama “selam, saygı ve ricalarımızı iletmemize” rağmen.
Olumlu yanıt alamadığım,
Tarih saat önemli değil!
Siz ne zaman isterseniz o zamana planlayalım dediğim halde teveccüh göremediğim 2 değerli isim olmuştu.
Biri Çok Değerli Eski Milletvekilimiz Yusuf HALAÇOĞLU, Diğeri de Cumhurbaşkanı Adayı Eski Milletvekilimiz Sinan OĞAN.
Evet genelde ve maalesef kendimize en yakın gördüğümüz, en önemsediğimiz, en sevdiğimiz isimler en uzak ve en ulaşılmaz isimler oluyor.
İşte belki de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Tüm siyasetçilerden ayırt eden en ve sürekli kazanmasını sağlayan önemli özellik te bu.
Ahde vefa.
Onunla bir yol yürümüş ve ya bir fikri paylaşmış iseniz, onu önemseyenlerden iseniz,
Sizi yok sayma yok sayma geri çevirme ihtimali yok!
Bunu hem kendisi ile siyaset yapanlardan hem de basından defalarca dinleyip imrenmişimdir.
Ne yapar ne eder ya size ulaşır ya da sizin kendisine ulaşmanızı sağlar.
İşte öyle.
Özetle demem o ki.
İnsan biriktirmek lazım!
***
Fikriniz ne kadar düzgün, söylemleriniz ne kadar tutarlı, birikiminiz tahsiliniz eğitiminiz ne kadar yeterli olursa olsun şayet mensubu olduğunuz fikre liderlik etmek gibi bir idealiniz var ise,
Onların sözcüsü temsilcisi olmak gibi hedefleriniz var ise,
Sadece bilgi, diploma, para, kariyer, unvan biriktirmiş olmanız yetmez!
İnsan da biriktirmiş olmanız lazım!
İnsanların siyasi fikirleri olduğu kadar hisleri ve duygularının da olduğunu unutmamak lazım.
O insanların hayatında ve gönlünde de olmak lazım.
Herkes bilir ki bu imza, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a lazım olsaydı değil yüz bin en az ON MİLYON “evet en az 10.000.000” imza toplardı!
Çünkü herkes Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinden olanları ne kadar önemsediğini iyi bilir.
Önemsediği için de önemseniyor!
Sevdiği için de seviliyor!
***
Yani bir daha söylemem gerekirse,
Kitaplara, Tv programlarına, röportajlara, kürsülere akademik hayata ayırılan vakitlerin bir kısmını da “en azından kendisi ile aynı dünya görüşüne sahip olan” insanlara ayırmak lazım.
Gün gelir lazım olur.
Sevgi, saygı eleştiri ve muhabbet ile…
Sürç-ü Lisan ettiysem hamd ola…