“60 Bin Yetmezlik Hastasının 14 Bin 900´ü Organ Bekliyor”

Toplumda organ nakli konusunda bilincin gelişmemesi nedeniyle binlerce hasta ömrünü bekleyerek geçiriyor.

Türkiye´de organ naklinde yıllardır organ bağışının yaygınlaşması konusunda Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, hastaneler başta olmak üzere çeşitli hasta dernekleri, sivil toplum kuruluşları  tarafından sürdürülen kampanyalarla bağışçı sayısı artırılmaya çalışılıyor.

Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden nakil sayısının artmadığına işaret ederek, "Türkiye´de 60 bine yakın böbrek yetmezliği hastası bulunuyor. 2016 yılında bu rakamın 100 bine çıkması bekleniyor. Bu hastalar böbrek bekliyor" diye konuştu.

Böbrek yetmezliği çeken hasta sayısının yüksekliğine bakıldığında daha fazla organ nakli yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Alihan Gürkan, ülkemizde yetersiz organ nakli yapılmadığını, hem bağış yapacak kişilerde hem de hastalarda yeterli bilincin gelişmediğine dikkat çekti.

2009 yılının ilk 6 ayında canlı vericilerden toplam 1044 böbrek nakli yapılmasına karşın, beyin ölümü gerçekleşenlerden yapılan böbrek nakli sayısının sadece 255.

2010 yılının ilk 6 ayında canlı vericilerden yapılan nakil sayısının 1055, beyin ölümü gerçekleşenlerden alınan böbreklerle yapılan nakil sayısının ise 170 olduğuna değinen Prof. Dr. Alihan Gürkan, "Beyin ölümü gerçekleşenlerden yapılan nakillerde ciddi bir düşüş var. Bağış oranı düşük kalıyor oysa beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılan nakillerin, canlı vericilerden daha yüksek olması gerekiyor. Bu sağlanamadığından canlı vericilerden nakil yapmak zorunda kalıyoruz. Bilinç seviyesi yıllar içinde artmasına rağmen, hasta sayısıyla yapılan nakil sayısı arasında istatistiki anlamda uçurumlar var.

60 BİN YETMEZLİK HASTASININ 14 BİN 900´Ü ORGAN BEKLİYOR

Prof. Dr. Alihan Gürkan, 2009 yılı boyunca toplam 2400´ü aşkın böbrek nakli yapıldığını belirterek, böbrek yetmezliği çeken 60 bin hastadan 14 bin 900´ünün böbrek nakli yapılması için sırada beklediğine işaret etti. Oysa bu sırada 60 bin kişinin olması gerektiğini söyleyen Dr. Gürkan, hastalardan birçoğunun böbrek nakli konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığı için hastanelere başvurmadığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
"Her dört hastadan biri böbrek nakli yapılması için sıraya giriyor. Diğerlerinin nakil olmaları gerektiği konusunda bilgileri bile yok. Genellikle de canlı vericiler bağışçı oluyor. Canlı vericilerin bazıları böbreklerini vermekte çekimser kalabiliyor, tek böbrekle kalırlarsa yaşamlarının zorlaşacağını düşünüyorlar. Oysa bu, tıbben doğru değil. İnsanlar tek böbrekle de rahatlıkla ve sağlıklı bir şekilde yaşamım sürdürebiliyor.

Organ Nakli Nedir ve Neden Önemli?

Ülkemizde binlerce kişi çoğunluğu böbrek ve karaciğer olmak üzere organ nakli için umutla sıra bekliyor. Yalnızca böbrek nakli olmak için bekleyen

hasta sayısı 60 bin ve 2016 yılında bu sayının 100 bine ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu hastaların yaşamını sürdürmesi için tıbbı olarak iki yöntem

bulunuyor:

Diyaliz ve organ nakli.

Diyaliz, böbrek nakli ile karşılaştırıldığında daha pahalı ve zahmetli bir tedavi biçimi. Üstelik yapılan araştırmalar, böbrek nakli olan hastaların diyaliz tedavisi olanlara göre daha uzun ve konforlu bir yaşam sürdüğünü gösteriyor. Diyalizin mali

boyutu da çok yüksek. Devlet diyaliz için her yıl 3 milyar TL civarında bütçe ayırıyor ve bu bütçe de hasta sayının çoğalmasıyla beraber artacak!

Karaciğer sorununda ise maalesef alternatif bir yöntem bile yok. Tek çare, organ nakli. İşte bu nedenlerle böbrek ve karaciğer yetmezliği hastalarına

uygulanabilen en etkili tedavi yöntemi, organ naklidir.

Organ nasıl bulunuyor?

Nakil olacak organ bağış yoluyla elde ediliyor. Bağış ise iki türlü gerçekleşiyor. Birincisi; beyin ölümü gerçekleşmiş ancak diğer organları

halen başka bedenlere can olabilecek hastaların organları, yakınlarının izniyle alınıyor. İkincisi ise "canlı" dan organ bağışı. Diğer bir deyişle

hiçbir hastalığı bulunmayan kişi, kendi hür iradesi ile hasta olan bir kişiye bir böbreğini veya karaciğerinin bir parçasını veriyor. Ülkemiz

yasaları hem dördüncü derece akrabalık bağına kadar bu tarz organ bağışına hem de "çapraz bağış"a (doku uyumsuzluğu olan iki ayrı hasta-verici çiftin,

doku uyumu olan diğer çifte karşılıklı organ vermesiyle naklin gerçekleşmesi)  izin veriyor. Ancak ülkemizde organ bağışı da son yıllarda

artmakla beraber halen ihtiyacı karşılamanın çok gerisinde.

Merkezimizin Sunduğu Ayrıcalıklar 

International Hospital Organ Nakli Merkezi, hem hastaya hem de vericiye sunduğu pek çok ayrıcalıkla dikkat çekiyor. İşte bunlardan bazıları:

Uluslararası Deneyimli Ekip: Merkezin başkanlığını Akdeniz Üniversitesi Organ Nakil Merkezi'nde başarılı operasyonlara imza atmış ve uluslar arası deneyimleriyle isim yapmış olan Prof. Dr. Alihan Gürkan yapıyor. Organ nakil operasyonlarına başladığı 1998 yılından bu yana hem ülkemizde hem uluslararası alanda pek çok başarı elde etmiş olan Prof. Dr. Gürkan'ın başarılarından birkaç örnek: En düşük kilolu bebeğe böbrek nakli, yine dünyanın en düşük kilolu bebeğine hem karaciğer hem böbrek nakli, geçtiğimiz yıl ülkemizde ilk ve tek olarak gerçekleştirilen kalp-böbrek kombine nakli, oksalozis hastalığında dünyada ilk defa auxillary karaciğer nakli.
Merkezde görev yapan uzmanların tümü uluslararası eğitim ve deneyime sahip. Ekipte; Nefroloji uzmanı Doç. Dr. Ülkem Yakupoğlu, Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Berber'in yanı sıra transplantasyon teknisyeni, radyoloji, anestezi ve ilgili sağlık personeli bulunuyor.

Uluslararası standartlarda alt yapı: Organ nakli merkezleri için en önemli alanlardan biri de ameliyathane, laboratuvar ve yoğun bakım hizmetleri. Bu hizmetler, International Hospital'da hastalara ve vericilere tamamı ileri teknolojiyle donatılmış ameliyathane, laboratuarlarda ve yoğun bakım ünitelerinde veriliyor. Laboratuvar hizmetlerinde; Acıbadem Sağlık Grubu'na bağlı Labmed'in uluslar arası standartlardaki hizmetlerinden yararlanılıyor.

- Laporoskopik yöntemle en kısa sürede taburcu olma imkanı: Merkezde, uluslararası deneyime sahip uzmanlar, operasyonları ileri teknoloji yöntemlerle gerçekleştiriyor. Bunlardan biri vericinin sadece kasığından 5 cm'lik bir kesi ile girilerek böbreğinin çıkartılması şeklinde gerçekleştirilen yani tümüyle laparoskopik şekilde yapılan ameliyatlar. Ameliyatlarda uygulanan ileri tıp yöntemleri sayesinde, vericiler kapalı ameliyat yöntemiyle operasyon geçirdikleri için 1 gün içinde taburcu olabiliyorlar. 1 hafta sonra da iş başı yapabilmeleri mümkün hale geliyor. Böbrek nakledilen kişi ise yaklaşık 1 hafta içinde taburcu olabiliyor.

- SGK ile anlaşmalı, ücretsiz hizmetler: SGK ile anlaşmalı olan merkezde, alıcı ve vericiye yönelik nakille ilgili tüm hizmetler ücretsiz veriliyor, hasta ameliyat tarihine kadar merkezdeki diyaliz hizmetlerinden ücretsiz yararlanıyor. Ameliyat sonrası ise alıcının sağlık kontrollerinin tümü Acıbadem Sağlık Grubu tarafından ücretsiz olarak yapılıyor. Ayrıca verici için özel olarak geliştirilen "Donör Koruma Programı" kapsamında vericinin de ameliyat sonrası tüm sağlık kontrolleri ücretsiz gerçekleştiriliyor.
Böylece alıcılar ve vericiler, tedavinin hiçbir noktasında ücret ödemeden, dünya standartlarında sağlık hizmeti alabiliyorlar.