İnançsal, geleneksel ve yöresel değerler bağlamında, kuşatma altına alınarak; kamusal alandan uzaklaştırılmaya, etkisizleştirilmeye çalışılan kadınlarımızın; bu kısır döngüyü kırmaya yönelik bireysel ve örgütsel çabalarını
Cumhuriyet rejimimizin en önemli kazanımlarından biri de; medeni dünyaya öncülük ve önderlik edercesine, Atatürk’ün; “Seçme ve Seçilme” hakkını vererek, çağdaşlaşma projesinde kadınlarımıza öncü rol kazandırmış olmasıdır. Kadınlarımız; her türlü engelleme gayretlerine rağmen, kendilerine verilen sorumluluklarını bugüne dek yerine getirme çabası içerisinde olmuştur.
Bugünün Türkiye’sine baktığımızda ise; eşitlik, özgürlük ve temsiliyet açısından, kadın hakları boyutundaki yetersizliğimizi kabul etmemiz gerekmektedir. Kadınlara bakış açısındaki bağnazlığımızı aşamadığımız gibi, ideolojik yaklaşım çerçevesinde ve eşitlikçi yapı açısından, yeni engeller çıkarmaya, kadınımızı özel alanına itmeye, evine kapatmaya ve sadece annelik göreviyle yükümlü kılmaya yönelik gayretler hüzün vermektedir.
Tüm engelleme ve kuşatma çabalarına karşın; kadınlarımızın; özgürlük, eşitlik, sosyal alanda ve toplumsal örgüde var olma yolundaki haklı mücadelelerini başarıyla sürdüreceklerine ve sonlandıracaklarına olan inancımı yineler; “8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ” kutlar, kendilerini saygıyla selamlarım.