Özdilek
Kadir Uğur Yılmaz
Kadir Uğur Yılmaz

ABD'nin İkiyüzlü Terör Suçlamaları: Hangi Sıfatla?

Donald Trump’ın yeni dönemde Ulusal İstihbarat Direktörü olarak atayacağı Tulsi Gabbard, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla Türkiye’ye karşı sert bir tutum sergiledi.

23 Aralık 2024 Saat: 10:21

Gabbard, "Türkiye’nin Erdoğan’ı dostumuz değil, o dünyanın en tehlikeli diktatörlerinden biri" diyerek, ülkemizi El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütlerini desteklemekle suçladı. Bir devlet adamının bu kadar rahat bir şekilde, dünya sahnesinde büyük sorumluluklar taşıyan bir ülkeye karşı bu tür açıklamalarda bulunması, ABD'nin Orta Doğu’daki iki  yüzlü siyasetinin yeni bir yansımasıdır.

 

Öncelikle, şu soruyu sormamız gerekiyor: ABD, Türkiye’yi "teröre destek veren ülke" olarak suçlama yetkisini nereden alıyor? Dünya sahnesinde kimin ne yapacağına karar veren bir "üst otorite" mi var ki ABD bu rolü üstlenmiş? Hayır! Ama ABD’nin kendini küresel bir hakem olarak görme alışkanlığı, Vietnam’dan Irak’a, Afganistan’dan Suriye’ye kadar her yerde aynı hikâyeyi yazmıştır. Üstelik bu hikâyelerde ABD’nin demokrasi ve özgürlük getirme vaatlerinin altında, milyonların kanı vardır.

 

ABD’nin İkilemleri: Destekledikleri ve Suçladıkları

 

Gabbard’ın açıklamalarını dinlerken ister istemez insanın aklına, ABD’nin 2014’ten bu yana YPG/PKK’ya verdiği açık destek geliyor. Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, binlerce vatandaşımızı katleden bir terör örgütü, ABD’nin müttefiki ilan ediliyor. Eğitiliyor, silahlandırılıyor ve siyaseten destekleniyor. Bu durumda, ABD’nin kimleri desteklediği ve kimleri suçladığı arasındaki fark nasıl açıklanabilir? Kendi terör örgütüne "özgürlük savaşçısı" diyen bir ülke, başkalarını "teröre destek vermekle" nasıl suçlayabilir?

 

Daha ilginç olan, ABD’nin kendi geçmişine dönüp bakmaması. El Kaide’nin nasıl doğduğunu hepimiz biliyoruz: Soğuk Savaş döneminde ABD’nin Afganistan’da Sovyetlere karşı desteklediği "mücahitler" El Kaide’ye dönüştü. DEAŞ’ın yükselişi ise, Irak’ı işgal edip kaosa sürükleyen ABD politikalarının bir sonucuydu. Bugün bu örgütlerin varlığı, ABD’nin Orta Doğu’ya taşıdığı yıkımın en somut göstergelerinden biridir.

 

Türkiye’ye Yönelik Suçlamalar: Gerçek mi, Algı Operasyonu mu?

 

ABD’nin Türkiye’yi teröre destek vermekle suçlaması, aslında bir algı operasyonunun parçasıdır. Washington, bölgede bağımsız bir politika izleyen Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyor. Bunun en kolay yolu da, dünya kamuoyunda "İslamcı terör" algısı üzerinden ülkemizi hedef almaktır. Gabbard gibi isimlerin açıklamalarına bu gözle bakmak gerekiyor. Asıl hedef, Türkiye’yi uluslararası arenada yalnızlaştırmak ve bölgede Amerikan çıkarlarına hizmet eden bir aktör haline getirmektir.

 

Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın son açıklamaları, bu algı operasyonunu iktidarın sorunu anladığının önemli bir kanıtıdır. Ancak bu yeterli midir? Maalesef hayır. Türkiye, hem içeride hem dışarıda daha güçlü bir diplomatik mücadele yürütmek zorundadır. Çünkü ABD gibi ülkeler, ellerindeki medya gücüyle algıları gerçeklerin önüne geçirebiliyor.

 

ABD’nin Orta Doğu’da Ne İşi Var?

 

Şunu da açıkça sormak gerekiyor: ABD’nin Orta Doğu’da ne işi var? Ne bir sınırı var, ne bir komşuluğu. ABD, binlerce kilometre uzaktan gelip Orta Doğu’yu dizayn etmeye çalışıyor. Bunun bahanesi genelde “terörle mücadele” oluyor. Ancak bu bahane, ABD’nin bölgeye taşıdığı askeri üsler, silahlar ve böl-yönet politikaları düşünüldüğünde, inandırıcılıktan uzaklaşıyor.

 

Türkiye’yi terörle ilişkilendirenler, önce kendi aynalarına bakmalıdır. DEAŞ’ı yaratanlar, PKK’yı koruyanlar, Afganistan’ı ve Irak’ı kaosa sürükleyenler, hiçbir şekilde Orta Doğu’da barışın teminatı olamazlar. Türkiye, kendi güvenliği için biran evvel daha rasyonel adımlar atmalıdır.

 

Bu noktada, bizlere de düşen bir görev var: Türkiye’nin haklı tezlerini savunmak, gerçekleri uluslararası kamuoyuna anlatmak ve her türlü algı operasyonuna karşı bilinçli bir duruş sergilemektir. ABD’nin bizi tehdit etmesine boyun eğmek gibi bir lüksümüz yok.

 

Son olarak, Gabbard ve onun gibilerine şu hatırlatmayı yapmak isterim: Türkiye, sadece bir iktidardan ibaret değildir. Türkiye, köklü bir devlettir. ABD, Türkiye’ye ders vermeye çalışmadan önce kendi sicilini temizlemelidir.

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Beyaz Lale’nin Penceresinden Balkanlar ve Bulgaristan Türkleri25 Aralık 2024 Saat: 09:55
Tarih, yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmaz; aynı zamanda bir milletin geleceğini şekillendiren önemli bir kılavuzdur.
ABD’nin Türkiye’ye Yönelik Planları: İslamcı Terör Algısı ve Suriye Tuzağı20 Aralık 2024 Saat: 16:13
Türkiye Cumhuriyeti, tarih boyunca terörle mücadelede sergilediği net duruş ve uluslararası ilişkilerdeki bağımsız tavrıyla bölgesel bir güç olmayı başarmıştır.
Kırk Yıllık Yanni, Olur mu Kani?16 Aralık 2024 Saat: 20:45
Osmanlı İmparatorluğu, büyüklüğünün ve çok kültürlü yapısının bir gereği olarak asırlarca farklı milletleri ve dinleri bünyesinde barındırdı.
Musul ve Kerkük İçin Tarihi Hakların İadesi Şarttır15 Aralık 2024 Saat: 12:29
Irak’ın kuzeyinde yer alan Musul, Kerkük ve Süleymaniye, tarih boyunca Türkmen kimliğinin en güçlü şekilde var olduğu şehirler olmuştur.
Kürdistan mı Türkmeneli mi? İkisi de Aynı Tuzak!13 Aralık 2024 Saat: 22:17
Son yıllarda Türkiye’nin güney sınırlarında yaşanan gelişmeler, sadece bir coğrafya meselesi değil, aynı zamanda ulus-devletimizin geleceğini hedef alan stratejik bir kuşatmadır.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat