Bu bölgede böylesi acıyı bizde yaşadık.
Ancak bu acı çok çok daha büyük. Kayıplar bugün itibarıyla otuz bini geçti. Endişemiz daha da artacağı yönünde. Ne yazık ki ders almıyoruz. Aslında nedenleri belli ama biz yapılması gerekenlerin tam tersini yapıyoruz. Bu konu uzmanlarınca tartışılıyor. Dileriz bundan sonra bu acılar kader diye geçiştirilmez bilimin gösterdiği yönde tedbirler alınır.
Öncelikli konu deprem bölgesinin tekrar ayağa kaldırılması için mali ve vergi konularında neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Geçmiş deneyimlerimizden de yola çıkarak önerilerimiz şunlar olabilir.
Bu bölge için özel bir fon oluşturulması gerekmektedir. Fonun gelirleri servetten alınan vergilerin (taşıt ve bina vergileri gibi) belli bir oranı ile dolaylı vergiler olan ÖTV ve KDV oranlarında %1 artış yaparak gelen tutarlarla bağışlardan oluşturulabilir. Bu fonun denetimi bölge illerindeki mali müşavirler odalarının atanacağı 2 mali müşavir ve 1 yeminli mali müşavirden oluşan ekip tarafından üçer aylık dönemlerde denetlenmeli ve rapora bağlanmalıdır. Bunun örneğini 1999 depreminde bölgemizde yapmıştık. Ayrıca bu fonların denetimi Sayıştay denetimine de açık olmalıdır.
Fonun kamu tüzel kişiliğine haiz, bağımsız olması yönetimine atanacakların liyakat esasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Bölgedeki vergi mükelleflerinin vergi borçları terkin edilmelidir. Vergi Usul Kanununun 115. Maddesinde bu konudaki düzenleme yetersizdir. Ayrıca uygulanması da çok karmaşıktır. Bu nedenle 1999’daki bölgemiz depremi için özel olarak çıkartılan 4731 sayılı kanun benzeri bir kanun bu bölge içinde çıkarılmalıdır.
Vergi usul kanununun 329. Maddesinde belirtilen sigorta tazminatlarının yeni yapılacak fabrika binası veya makine parkı alımında yenileme fonu olarak değerlendirileceği, yenileme fonunun itfasının 3 yılla sınırlı olmaması gerektiği 7338 sayılı yasada belirtildiği halde, maliye idaresi hala 3 yılda sınırlı diye özelgeler verdiği görülmektedir. Bu hata bu bölgede kesinlikle yapılmamalıdır.
Bölgeye özel teşvikler getirilmelidir. Bölge 7. Derece kalkınmada öncelikli bölge olarak değerlendirilmeli, yatırım, istihdam ve işletmenin sürekliliğini sağlayacak teşvik düzenlemelerini kapsamalıdır.
Bölgede yapılacak enkaz kaldırma, taşıma, güçlendirme vs. hizmetlerde KDV oranı %1’e indirilmelidir.
Bölgeden göçü engelleyecek ve bölgeyi cazibe merkezi durumuna getirecek tedbirler alınmalı özellikle Hatay konusunda hassas olunmalıdır.
Üniversitelerin kapatılması kararının mutlaka tekrar gözden geçirilmesi zorunludur. Zira 2. Dünya savaşından sonra ABD’li generalin Alman generale “Yerle bir oldunuz artık bizle yarışamazsınız” sözüne karşılık Alman generalin “Ama üniversitelerimiz ayakta” sözü aslında çok şey anlatıyor.