Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak getirildi.
Gerçekten de çok ciddi anket çalışmalarında Kılıçdaroğlu 55 ve üstünde alabiliyorsa, bu makul bir çözüm olabilir. Altı lideri koordine edecek bir ağabey rolü oynayarak bu geçiş sürecini organize edebilir. Ama şunu hiçbir zaman unutmamak gerekiyor; altılı masa prensip olarak da yazmıştı, seçilme yetkinliği en önemli faktördür, seçilme yetkinliği riskli görülüyorsa ondan sonraki süreçler üstüne hesap yapmanın anlamı yok.
Çünkü Erdoğan çökmüş bir devleti bile “burayı düzeltebilecekse gene Erdoğan düzeltebilir” diye seçmene pazarlayabiliyor. “Dış güçler bize saldırdığı için ekonomi çöktü” diyebiliyor. Bunun yanında Erdoğan şanslı bir adam. Normal şartlar altında pandemi olmasaydı da Rusya -Ukrayna savaşı olmasaydı da AKP ekonomisi çökmüştü, iflas etmişti. Hazinedeki dövizleri bozdurarak ülkenin ekonomisini ayakta tutmaya çalışıyorlardı. Ama şimdi Erdoğan’ın elinde bir argüman var. “Bakın, Avrupa’da da enflasyon var, pandemi nedeniyle veya Rusya Ukrayna savaşı nedeniyle ekonomi bozuk” diyebiliyor.
AKP iktidarı sanki bu nedenlerle ülkenin ekonomisi çökmüş gibi davranıyor. Bunlar çöküşü hızlandırdı. Sadece olay bundan ibaret. Peki ne oldu? Bir yıl içinde motorine yüzde 269 zam yapmış bir iktidar “Bu ülkeyi düzeltecekse AKP iktidarı düzeltebilir” cümlesini seçmene pazarlayabiliyor. Bunu kitlelere trollerle ezberletmişler. Bu cümlenin çok güçlü bir alıcısı var.
Siyasette Argo Konuşmanın Dayanılmaz Zevki
Ülkeyi emanet ettiğimiz cumhurbaşkanı halka “sürtük” diye hakaret ediyor. Daha ağır hakaretlerde de bulunuyor. Bir kahvede 10 -15 saat mesai harcayan fedailer gibi ağzı bozuk bir şekilde hakaret edebiliyor. Kitlelerin seçilmiş cumhurbaşkanına hakaret etme hakkı yok. Peki, bu beşli çeteyi destekleyen bir yapıya omuz verdiği için çok yakınlarına, karısına, kızına veya çoluk çocuğuna bu hakaretler edilse siz bunu hoş karşılar mısınız, bunun arkasında durabilir misiniz?
Dünkü yazıma benzer bir soruyla başlamıştım. Ülkede ana muhalefet liderini öldürmek üzere linç etmeye çalışan insanlar ödül gibi cezalar almışlardı. Erdoğan bırakın bir tarafa Erdoğan’ın çocuklarına linç girişimi yapılsa hakimler onlara yatarı olmayan cezalar verebilir miydi? Bu hakaretler üzerine Deniz Baykal olsaydı tuzağa düşerdi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun en sevdiğim yanı bu işte. Hiç bu toplara girmiyor, hiç oralı olmuyor, hiç cevap vermiyor.
Dün bir yabancı gazetede okudum. Erdoğan uluslararası arenada büyük bir mücadele verecekmiş. Herhalde uygun kredi bulacak, yatırımcıları çekecek, turizmi patlatacak diye düşündüm. Turkey hindi anlamına geliyor ya.. Küresel sistemde Türkiye’ye Turkey demeyi ortadan kaldıracak, Türkiye’nin devlet ismini değiştirtecek ve Turkiye gibi bir şey dedirtecekmiş. İşte, cihat bu.
Sağlıcakla kalın …