“Adam kazandı” dedirtmeyiz!

Piyasada olmayan bir adam, anketlerde ölçülemeyen bir adam, cumhurbaşkanı adayı ihtimali bile olmayan bir adam seçimin kaderini değiştirebilecek bir şekilde, seçimi ikinci tura bırakabilecek bir şekilde ölçülmeye başlandı.

İlk soruyu doğru sorarsak analizin geri kalan kısmını da doğru yapabiliriz. Uzun süre yüzde 1’in üzerine çıkamayan, bazen yüzde 1’le bile ölçülemeyen, “adam kazandı” deyip toz olan, halkın karşısına çıkamayan, iddialara göre çıkacak durumda olmayan Muharrem İnce nasıl oluyor da birkaç hafta içinde partisi yüzde 3 kendisinin adaylığı da yüzde 3 ila yüzde 6 arasında ölçülebiliyor?

Şu nedenle:

Meral Akşener’in o masaya karşı yaptığı sert açıklama, masaya geri dönmeme ihtimalinin belirdiği fotoğraftan sonra orada duran birtakım ödünç oyların tamamı İYİ Parti’den koptu. İYİ Parti Millet İttifakı’nın mimarlarındandı, o süreçte doğru bir rol oynamış ve bu aktörlerin ön plana çıkmasına izin vermemiş olsaydı bugün yüzde 15 ile yüzde 20 arasında oy oranına sahip olacaktı. Ama İYİ Parti inanılmaz ve çok büyük bir hata yaptı. Bugün o hatanın Millet İttifakına zararları devam ediyor.

Hani bir hata yaparsın senden kaçan oy DEVA veya CHP’ye gider de, dışarı çıkmaz “çok önemli bir hata değil, en azından genel seçim sonuçlarıyla ilgili” dersin. Bugün İYİ Parti yüzde 8 ile yüzde 11 arasında ölçülüyor, inanılmaz bir oy kaybı var. Bu oy kaybının ciddi bir kısmının CHP ile Memleket Partisi’ne yani Muharrem İnce’ye gittiği görülüyor. Sizin anlayacağınız Muharrem İnce’ye tombaladan bir ödül çıktı ve “Bingo” dedi.

Nasıl dedi o bingoyu?

Masanın çatırdığı akşam hemen bir tweet attı ve “Nerede kalmıştık” dedi. Tam da o yarık üstüne ateş etti, oradan kopma ihtimali olan gençleri çekecek bazı hamleler yaptı ve bunu başardı.

Bugün öyle bir tablo yok. Muharrem İnce o karamsar tablo üstüne bu kitleleri çekebilmişti ama önceki gün gördünüz Kemal Kılıçdaroğlu esnaf ziyareti yapmaya çalışıyor, insanlar etrafını sarıyor, esnaf ziyareti iptal ediliyor, bir ziyaret bile yapamıyor. Yani iki belediye başkanıyla yola çıktıktan sonra seçmen davranışlarında inanılmaz pozitif bir rezonans oluştu.

Sürdürülebilir Kitle mi?

Muharrem İnce’nin yakaladığı yüzde 3’lük veya 4’lük kitle sürdürülebilir bir kitle mi? Bu önemli bir soru. Seçim yaklaştıkça, seçimin ikinci tura kalma ihtimalinin çok kötü bir şey olduğunu Muharrem İnce’nin tabanı da görmeye başlayınca ben Muharrem İnce’nin oy oranının ileriye değil de geriye gideceğini düşünüyorum. Belki de böyle olmasını istiyorum bilemiyorum iç güdülerimle mi yoksa mantığımla mı bu yorumu yaptığımın çok farkında değilim. Ama iç güdülerim bana Muharrem İnce’nin tabanının bu gerçeklerle yüzleşmeye başladıkça, Millet İttifakı içindeki o ciddi birlikteliği gördüğünde Muharrem İnce’den tekrar geri döneceğini düşünüyorum.

Yani İnce yanlış bir oran üzerine hesap yapıyor. Kendisine muazzam bir teveccüh varmış gibi kendisini olaylara kaptırıp pazarlık bile yapmıyor.

Bugün ne demiş?

“Kemal bey gelirse ben konuşurum, müzakereye açığım” Gazeteciler “Peki çekilecek misiniz” diye sormuşlar, “Hayır, öyle bir şey söylemedim, herkes bize ateş ediyor” vs demiş. Böyle garip bir tarzı ve üslubu var. Ama bu malın alıcısı da var Türkiye’de. Maalesef böylesine stratejik bir seçimde bu kadar fikri altyapısı zayıf olan, temel sorunlara – bir iki tane teknik konu hariç- felsefik yanıtlar veremeyen, gelecek perspektifi olan çözüm önerileri sunamayan bir adam çıkıp çok kısa sürede bir çatırdamanın üstüne oy oranını yüzde 3’e – 5’e çıkartabiliyor.

Bu önemli mi? Bu çok önemli değil. İnce’nin alacağı oyu ben çok önemsemiyorum. İnce’ye rağmen yapılan hesaplamalara göre Kemal Kılıçdaroğlu bu işi ilk turda kazanıyor. Çünkü Muharrem İnce’nin aldığı oyların çok ciddi bir kısmı CHP ve İYİ Parti’den kopartılmış olsa da buna rağmen açık ara değil de ucu ucuna olsa da Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 50 +1’i bulacağını düşünüyorum.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Olgun Tavrı

Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama gayet güzel. “Halil İbrahim sofrasını büyütmeye çalışıyoruz” dedi. Yani şöyle özetleyebiliriz:

Kılıçdaroğlu İnce’ye “Biz dedik ki kapımız açık gel, bu muhalefet içinde rolünü oyna ve Erdoğan rejimine umut verecek bir aktör olma, seçimi ikinci tura bırakacak hamleler yapma. Senin ikinci tura kalman imkânsız bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. “ dediğini söyleyeceği ardından da “Ama maalesef İnce bizi dinlemedi. Kendilerine yönelik hesapları var” diyebileceği bir hamle yapmış oldu Kılıçdaroğlu.

Bu nedenle bu ziyaretin yapılması gerekiyordu. Bundan sonra İnce geri dönmeyecekse onu ignore etmek, görmezden gelmek ve konuşmamak gerekiyor. İnce “Herkes bana ateş diyor, PKK’lısı, ocusu bucusu” vs. diyor. O kadar seviniyor ki o konuşulduğu için. Keyfinden eriyor, gündemde bir şey olduğunu sanıyor, seçim sonuçlarına etki etme ihtimali çok yüksek olan bir aktör edasıyla kameraların karşısına geçiyor. Yirmi tane kamera Muharrem İnce için oraya geliyor değil mi? Ne kadar garip! Kısa süre içinde nereden nereye geldi?

Bu nedenle bundan sonra yapılacak şey  “biz teklifimizi yaptık, kendisi karar verecek” demek. Listeler 30’unda yapılıyor biliyorsunuz, çok az bir süre kaldı. Bundan sonra Muharrem İnce’yi konuşmanın çok bir anlamı yok. Ondan sonra çekilmez, muhalif cephe içinde kendine milletvekilliği sunulabilecek bir projeye “evet” demezse demek ki onun da görevi seçimi ikinci tura bırakmakmış, “adam kazandı” dedirtmek için direniyor deriz ve kendisini görmezden gelmeye devam ederiz.

Listeler, Logolar Savaşı

 Gündemdeki diğer konu MHP’nin kendi logomuzla seçime gireceğiz demesi. Biliyorsunuz, YRP ve BBP de Cumhur İttifakı içinde olmalarına rağmen kendi logoları ile seçime gireceklerini söylemişlerdi. Bu kervana MHP de eklendi. Bu tek listeyle seçime girmeme stratejisinden sonra Millet İttifakı “Birleşe birleşe kazanacağız” stratejisini yürütmeli, “Oh ne güzel Cumhur İttifakı kendi logolarıyla seçime gidiyor, biz de tadını çıkartalım, biz de kendi logolarımızla seçime gidelim” dememeli. Bu çok ciddi bir avantaj. Çünkü Cumhur İttifakı böyle bir tercihle seçime gittikleri için en az 15-20 milletvekili kaybedecek. Millet İttifakı mümkün olduğunca tek veya çift listeden seçimlere katılması gerekiyor.

Erdoğan Şahlanacağımızı Söylemiş

Erdoğan bir açıklama yapmış. “Yeni bir dönem başlatıyoruz bu dönemin adı Şahlanış dönemidir” demiş. Gerçekten doğru. Erdoğan yönetirse şahlanacağımız birçok alan var. İnsan hakları endeksinde aşağıya doğru şahlanacağız, basın özgürlüğü endeksinde aşağı doğru şahlanacağız, ekonomik çöküşte, döviz kurunun patlamasında  yine aşağı doğru şahlanacağız döviz kurunda yukarıya doğru şahlanacağız ve dünyanın en önemli ekonomileri listesinde yine aşağı doğru şahlanaşımız devam edecek.