Bağımsız yargı, insan haklarının ve özgürlüklerinin başlıca güvencesidir.
Çünkü, hukuk devleti özünü yargının bağımsızlığında bulur. Anayasamızdaki düzenlemeye göre, “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler ”. Kimse, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz”
Yasal düzenlemeler genel olarak hep böyle, pekiyi gerçek böyle mi? Rahmetli Menderes’in idamına karar veren yargıçlar bağımsız mıydı acaba..? 12 Eylül darbesinde 18 yaşına girmemiş gencecik çocukların idamına karar veren hakimler bağımsız mıydı acaba ..?
Ergenekon, Balyoz v.s gibi davalarda ordudaki Atatürkçü ve ulusal değerlere bağlı subaylarımızın vicdanları sızlatırcasına yargılanmasında, “ben bu davanın savcısıyım” diyen en yetkili siyası kişiler Anayasa 138’ e göre mahkemelerin bağımsızlığını zedelemediler mi acaba?
Bu davalarda, genel kurmay başkanımıza dahi ağır cezalar veren hakimler bağımsız mıydı, vicdanlarına göre mi karar verdiler acaba..? Sahi bu davaları açan savcılar ve bu cezaları veren kendilerini bağımsız diye tanıtan hakimler nerede şimdi acaba?
Maaş artışları iktidarın yetkisinde olan, özlük hakları açısından Adalet Bakanlığına bağlı, hakim-savcı soruşturmalarını yapan müfettişlerin Adalet Bakanlığına bağlı olduğu bir ortamda hakim-savcının kurumsal açıdan dahi bağımsızlığını koruması mümkün mü acaba…? Yargının bağımsız bütçesi olmadan bağımsız olması mümkün mü acaba…?
Bağımsız yargı, halen çalışmakta olan yürekli ve vicdanlı hakimlerimiz, işini iyi yapmaya çalışan avukatlarımız ile ancak ayakta kalabilmekte buna inanın. Yargının içinde bulunduğu durum aslında içler acısı, yeteri kadar eğitim veremeyen yüzü aşkın hukuk fakültelerinin varlığı vicdanlarımızı sızlatıyor.
Bağımsız yargı olmadan hukuk devleti olmaz, adalet olmaz, insan hakları gerçekleşmez, demokrasiden söz edilemez. Yargının ve savunmanın sorunları bu adli yılda maalesef konuşulamamış, konu bir mekana ( külliyeye) sığdırılarak geçiştirilmiştir.
Hakim,savcı ve avukatların cübbelerinin neden düğmeleri olmaz hiç düşündünüz mü..? Olmaz… Çünkü onlar kimseye, hiçbir makama karşı düğme iliklemezler. Düğmesiz cüppeler bağımsızlığın bir ifadesidir.
Bu cüppelerin cebi de olmaz. Neden biliyor musunuz ..? Olmaz… Çünkü cepleri için kimseden bir şey almazlar, almamalıdırlar… Yargı mensupları kimsenin emri altına girmez, aklını kimseye kiralamaz, kimseden korkmaz, kimseden çekinerek ayağa kalkmazlar.
Şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Adli yıl açılışında yaşananları, Barolar Birliği Başkanımızın ve ana muhalefet partisi liderinin neden katılmadığını, yargının sorunlarının bina tartışması ile nasıl göz ardı edildiğini bir düşünün. Buradaki Adli yıl açılışının ve yaşananların yargı bağımsızlığını zedeleyip zedelemediğine sizler karar verin. Yeni adli yılda da yargı ağır sorunlarla boğuşuyor, ama sorunları bugün tartışılamıyor bile!!!