2017 ilk çeyreğinde GSYIH bir önceki yılın ilk çeyreğine göre yüzde 5 oranında büyüyerek beklentileri aştı.

  Hükümet çevreleri her zaman olduğu gibi beklentilerin ötesinde (yüzde 4 ) bir büyüme oranını anlamlı ve tarihi bir başarı olarak lanse etti.

Halbuki,büyümenin nedenlerine ,artışı sağlayan yapısal unsurlara bakıldığında ,büyümenin sürdürülebilir olduğunu ve daha da önemlisi nitelikli büyüme olduğunu söyleme olanağına sahip değiliz.Yanı sıra,önceden yapılan sistematik hazırlıkların sonucu olduğunu da söyleyemeyiz.

 Bir kez,enflasyonun ve işsizliğin yükselme trendinde olduğu bir dönemde büyümenin yapısal iyileşme sonucu olduğunu söylemek olanaksızdır.İşsizlik artıyor ,enflasyon yükseliyorsa ekonomi iyi yoldadır denilemez.Dense dense,”ekonominin dinamikleri arasında yeralan büyümede pozitif ayrışma söz konusudur” denilebilir.

       Büyümeyi Yönlendiren Rakamlar-Faktörler

TÜİK rakamları yüzde 5’lik büyümenin yüzde 2.8’inin tüketimden ,yüzde 2.2 sinin ihracattan kaynaklandığını gösteriyor.İlk çeyrekte hanehalkı tüketimi yüzde 5.1,devletin nihayi tüketim ürünleri harcamasının yüzde 9.4 oranında arttığını göstermektedir.Demek ki;dayanıklı tüketim harcamalarında ve mobilyada uygulanan ÖTV indirimleri etkili olmuş.Yüzde 2.8’lik büyümenin sırrı bu…Yanı sıra,konut satışlarındaki KDV muafiyetleri ve kredi faiz oranlarındaki indirimleri de dikkate almalıyız.Bu tarz düzenlemeler mali disiplin açısından sürdürülebilir değildir.

  Ayrıca,ilk 3 aydaki büyümeye yatırım harcamalarının katkısı sadece yüzde 0.6 olarak açıklanmış durumda.

  İhracattan kaynaklanan katkıda da hükümetin planlı-projeli bir katkısından söz edemeyiz.Ya da ekonominin ihracata dayalı yapısal iyileşmesinden kaynaklanan bir artıştan da söz edemeyiz.Zira genelde Avrupa’da ,özelde de AB ülkelerindeki ekonomik iyileşmelerin ihracata katkı sağladığını söyleyebiliriz.2017 ilk çeyreğinde AB ülkelri ortalamada yüzde 2.4 büyümüşken ,Avro Bölgesi yüzde 2.5 oranında büyümüştür.Bu iyileşme den ülkemiz ihracatı da pay almış.İhracat yüzde 10.8 oranında artmış.Açıktır ki,artışta baz etkisi de vardır,Avrupa ekonomilerindeki iyileşmenin payı da vardır.

   Avrupa’daki ilk çeyrek büyüme oranlarının Türkiye’dekinden düşük çıkmasının Türkiye lehine bir durum olduğunu sanmak da saflık olur.Bir kez AB ülkelerindeki büyüme niteliklidir ve yüksek teknolojili ürünlerden oluşmaktadır.Yanı sıra GSYIH büyüklükleri bakımında yüzde 2.5’lik büyüme oranının rakamsal karşılığı ,ülkemizin yüzde 5’ lik büyümesinin rakamsal karşılığından çok daha büyüktür.Açıkçası ,”komşuda pişenden bize de düşen olmuş” durumudur ihracattaki artış…

 Ayrıca Türkiye ihracatının teknolojik yoğunluk dağılımında bir değişiklik yoktur ,olması da mümkün değildir.İlk 5 aylık ihracat verilerinde hracatın nitelikli ihrcat oaranı-yüksek teknolojili ürün- yüzde 3’lerdedir.

                                 Nitelikli Büyüme Yapısal Reform Gerektirir   

Kalıcı ve  nitelikli büyüme demokrasi ,eğitim ve ekonomi  alanlarında yapısal  reformların yapılmasını  gerektirmektedir .

  Yaygın girişimcilik,nitelikli girişimcilik,ihracat yapılacak alanlara yatırım,Y Kuşağı Girişimciliği,yenilikçilik ve yaratıcılık odaklı orta öğretim ve yüksek öğretim reformları başlıca reform alanlarıdır.Demokratik hakların güvenceye alınması kadar ,ekonomik hakların da güvenceye alınmasını olanaklı kılacak hukuksal reformlara acil gereksinim vardır.