İstanbul Belediye Başkanlığını 1994 yerel seçimlerinde % 25.9 oyla Refah Partisi’nden sayın Recep Tayyip Erdoğan kazanmıştı.
Karşısında % 22.14 oy alan ANAP adayı İlhan Kesici , % 20.3 oy alan SHP adayı Zülfü Livaneli, Bedrettin Dalan ve diğerleri vardı. Muhalefetin toplam oyu % 74,1 oranındaydı. Hiç kimse % 25 ile İstanbul yönetilir mi? demedi. Herkes kurallara uyarak sonucu hazmetti. Sayın Erdoğan mazbatasını aldı ve buradan parlayarak Cumhurbaşkanı oldu.
Demokraside iktidar olmak devlete sahip olmak değildir. Seçilen mazbatasını alır, çalışır, bir dahaki seçimde millet başkasını seçerse görevi ona devreder, yani iktidarlar ve yöneticiler değişir. Ayrıca bu görevler emanet görevlerdir, kimse ben devletim, ben makam devretmem diyemez. Yenilgiyi kabullerin ve hazmeder.
Geçen seçimde Ankara’da CHP adayı Mansur Yavaş % 43.8, Melih Gökçek de % 44,9 oranında oy aldı. Aralarındaki oy farkı şimdiki İstanbul’da olduğu gibi sadece 32.187 kadardı. Bugün İstanbul için AKP’nin yaptığı itirazların tamamını o zaman CHP yaptı.Ama oylar sayılmadı.
Bu seçimde Ankara’daki fark artık tartışmasız, Ankara’yı iktidar kabullendi. Ama İstanbul… İstanbul’da iktidar, yenilgiyi hazmedemiyor. Hala mazbata İmamoğlu’na verilmiş değil.
AKP diyor ki; seçmen listelerinde kaydırmalar yapılmış, oylar kaydırılmış, oylar hatalı sayılmış, sandık başkanları taraflı davranmış, hatta FETÖ’cü olabilir, seçime hile karıştırılmış yeniden sayım ve hatta yeniden seçim yapılsın.
Seçmen listelerine itirazın süresi var, itiraz etmemişsin, oy sayımına itirazı sandıktaki görevlin yapmalı, bunları yapmamışsın ve durum kesinleşmiş. Bunları yapmazsan seçim kurulları tüm itirazları kanun gereği reddetmek zorunda biliyorsun. Şimdi kanunları hiçe sayarak, iktidar gücünü kullanarak yeniden sayım, yeniden sayım, seçim iptali, seçim iptali diye tutturmak iktidar sorumluluğuna hiç uymuyor ki.
Yahu kardeşim, 17 yıldır orduyu dönüştürdün, emniyeti dönüştürdün, devlet kadrolarını istediğin gibi değiştirdin, kadrolaştın, seçim kurullarını esasında sen belirledin.17 yıldır iktidardasın kazandığında seçim kurulu harika, kaybettiğinde tu kaka. Böyle bir anlayış olur mu?
Yıllardır kazanırken, bizim seçim kurullarımız en iyisi, hata yapmaz diyen iktidar bu defa bunları söylerken kendisi ile çelişmiyor mu? Demokrasilerde iktidarlar seçimle değişir ve bunu kabullenme ve hazmetmek demokrat olmanın gereğidir. Dedik ya iktidar olmak devlete sahip olmak değil, devleti yönetmektir. Devlet esas, iktidarlar ise geçicidir. İktidar şunu da hazmederek öğrenmelidir.
AKP ne yazık ki yenilgiyi hazmedemiyor. Ama demokrasi yenilgiyi hazmetme rejimidir. Demokrasi, seçimler ve millet iradesi aslında en iyi öğretmendir. Zamanla herkes bunu görecek. Türk demokrasisi daha da güçlenecek.