Amiraller gözaltında enflasyondan n’aber?

Emekli amiraller gözaltına alındığı için ülkenin bütün sorunları bitti sanki. TUİK hazır amiraller gözaltına alınmışken mart ayı enflasyon oranlarını açıklamaya karar verdi. Arada kaynasın gitsin misali. Yazık ki, mart ayı enflasyon oranları ekonomistlerin gözünden kaçmıyor. Mart ayı enflasyon oranlarına baktığımızda durumun vahim olduğu kolaylıkla görülüyor.

TUİK’in Mart ayı enflasyon oranları güllük gülistanlık. TUİK Mart ayında tüketici fiyatları %1.08 arttı, yıllık enflasyon %16.2 oldu diyor. Koskoca Türkiye İstatistik Kurumu yalan açıklama yapacak değil ya!

Bunun yanında Enflasyon Araştırma Grubu’nun açıklaması var. Enflasyon Araştırma Grubu’nu (ENA)  ekonomi alanında çalışan bilim adamları oluşturuyor. ENA TUİK gibi düşünmüyor. ENA’ya göre mart ayı enflasyonu %3.6 düzeyinde. Mart ayı enflasyon rakamlarını incelediğinizde asıl felaketi göreceksiniz. Üretici fiyatlarında artış var. ENA mart ayında üretici fiyatları %4.1 yıllık % 31.2 oldu diyor.

Piyasada Covid-19 nedeniyle durgunluk ve işsizlik olduğu için üreticiler üretim maliyetindeki artışı tamamen fiyatlara aksettirmiyor. Fakat takdir edersiniz ki, firmaların zararına çalışmayı sürdüreceği anlamına gelmiyor. Firmalar zararına çalışmayı sürdürmemesinin iki sonucu olacak.

Firma ya fiyatını artıramaz, iflas eder şirketi kapatır. Bunun sonucunda işsizlik oranı daha da yükselir. Diğer sonuç ise firma ürettiği malların fiyatına zam yapar. Tüketici fiyatları ile enflasyon %16 üretici fiyatları ile de iki katına yakın %31 olması neyi gösteriyor? Hemen açıklayalım:

Enflasyon uzun süre kontrol altına alınamayacak. Bu yılın enflasyonu geçen yıldan daha fazla olacağına işaret ediyor. Ayrıca,  Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması operasyonu sonrasında oluşan yüksek faiz düzeyi, yüksek kur düzeyinin önümüzdeki dönem biraz daha yukarıda olacağının da sinyalini veriyor.

TUİK’in pek güvenemediğimiz enflasyon oranı %16 … Faiz de %19 Üretici fiyatları ile hesaplarsak enflasyon %31. TUİK söylüyor, inanmak zorundayız. Bu rakamlar ne diyor biliyor musunuz?

Sıcak para yatırımcıları “Mevcut faiz yetmez, bırakın faiz düşürmeyi artırın” diyecek. Hatta, baskı da yapacak.

Bu durumda durumun nasıl olacağını neye göre düşünmeliyiz?

Merkez Bankası döviz rezervleri eksi 40 milyar dolar düzeyinde,

Türkiye bir yıl içerisinde 190 milyar dolar dış borç ödemek zorunda,

Türkiye ihracat ve turizmde döviz üretme yeteneği de azaldığını,

Devletin iç ve dış borç toplamının iki yıllık vergi gelirine ulaştığını ve

Bu yıl içerisinde 190 milyar dolarlık borcun üzerine 30 milyar dolarlık cari açığı finanse etmek zorunda kalacağını düşünürsek durum vahim …

Türkiye orta vadeli istikrarsız yüksek kur, yüksek faiz ve yüksek enflasyon çıkmazına girdiğine göre ne olacak? Kur, faiz ve enflasyon yükselecek. Bunun sonucunda bütçe açığı da artacak. Faiz ve döviz kuru yükseldiği için daha da yoksullaşacağız, iflaslar ve işsizlik artacak. Ekonomik büyümeden bahsetmiyorum. Mutfaktaki yangın devam edecek ve millet aç aç diye bağırmaya devam edeceğiz.

“Bu analizi nasıl yaptın” diye sormayın. Ekonomi alanında çalışan bilim adamları yapıyor. Ben de size aktarıyorum. 

İşte, bu nedenle diyorum ki emekli amiraller gözaltında enflasyondan n’aber?