Gazi meclis buna “evet” diyerek kendisini inkar etmez, intihar etmez.
Başkanlık sistemi aldatmacasıyla başlayan Anayasa değişiklik tasarısı bugün itibariyle Meclise geliyor.
Hep AKP sözcüleri söyler ya “ İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN” bu çok doğru. Devletin varlık nedeni insana hizmet etmektir. Buna çağdaş anlamda kişi hak ve özgürlüklerinin Anayasa ve yasalarla yönetenlere karşı güvenceye alınması denilir. Kanunlar da bu güvenceyi sağlasın diye Anayasaya uygun yapılmak zorundadır. Aksi durumda Anayasa Mahkemesi o kanunları millet adına iptal eder ve sistemi korur.
Ayrıca bunun için Aristo’dan bu yana Anayasalarda; yasama yani kanunu yapan meclis-yürütme yani icrayı yapan başbakan ve bakanlar kurulu, yada başkan -yargı yani yargılamayı yapan bütün mahkemelerin bağımsız, güçlerinin eşit ve birbirlerini denetleyebilir olması şarttır.
Çağdaş Anayasalarda; meclis özgürce kanun yapacak, yani egemenlik kayıtsız şartsız meclisin/milletin olacak. İktidar, başkan yada başbakan hangisi ise; o ülkeyi meclisin güven oyu vermesi şartıyla millet adına yönetecek, meclis hata yapan hükümeti de gensoru ile gerekirse düşürerek millet adına iktidarı /icrayı denetleyecek.
Mahkemeler de kanunların hukuka uygun olup olmadığını, iktidarın yaptıklarını denetleyecek, vatandaşın sonuna kadar hakkını koruyacak. Kim olursa olsun, başkan, başbakan, bakan fark etmez. Kim suç işlemiş ise onu cezalandıracak ve adaleti sağlayacak. Her üçü de birbirinden bağımsız ve eşit güçte olacak. İşte böyle Anayasalar ancak insan hak ve özgürlüklerini güvenceye alır. Böyle Anayasalarda hukuk devleti olur, demokrasi olur. Böyle Anayasalarda ancak “ İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN “ felsefesi hayata geçer.
Şimdi aksak bulduğumuz sistemde, Cumhurbaşkanınca veto edilen kanun aynen tekrar gönderilirse Cumhurbaşkanı onu yayınlamak zorundadır. Yani beğenmediğimiz bu sistemde bile Cumhurbaşkanı meclisi denetleyemez, meclisin üstünde değildir. Esas olan kurtuluş savaşını veren GAZİ MECLİSTİR.
Komisyondan geçen teklifte durum tam tersi. Kanun Cumhurbaşkanınca veto edilirse, meclis bu defa aynı kanun için % 51 yanı 301 milletvekilini bulmak zorunda . Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı olduğuna, başkanlık ve milletvekili seçimleri ayna zamanda yapılacağına göre; hangi Cumhurbaşkanı seçilirse partisi de mecliste birinci parti olacak. Bu durumda cumhurbaşkanının veto ettiği bir kanun için meclisin 301’i bulması imkansız.Yani cumhurbaşkanının istemediği,veto ettiği bir kanunun yapılması imkansız. Kazara ona rağmen kanun yapmaya mı kalktı, gerekçesiz meclisi FESHETME yetkisi tek başına kendisinde, yani gazi meclis devre dışı.
Yeni sistemde başbakan yok, bu işi cumhurbaşkanı yapacak. Bakanları o atayacak. Bakanlar meclise, yani millet değil ona karşı sorumlu olacak. Devleti tek başına kendisi yönetecek, meclisi de istediği zaman feshedecek, istemediği kanun da çıkarılamayacak. Bu ancak krallarla, yada Suriye gibi ülke Anayasalarında olur.
Bu ülkede Kurtuluş Savaşı, bir tek kişinin değil, GAZİ BÜYÜK MİLLET MECLİS’nin kararları ile yapıldı. Büyük Atatürk’e kurtuluş savaşında komutanlık yetkisi ciddi tartışmalarla meclisten alındı da öyle kurtuluş savaşı verildi. Atatürk meclisten almadığı hiç bir kararı uygulamadı. Bu yüzden meclisin adı GAZİ MECLİS’tir. Bu yüzden her yerde EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN’dir yazıları vardır ve yıllardır bu kabul ile ülke meclis kararları ile yönetilir.
Bütün bunların yanında; HSYK ve Anayasa mahkemesi hakimlerin atamaları yetkisi kimde hiç düşündünüz mü? O da mı Cumhurbaşkanı ve partisinde yoksa? Öyle ise durum daha da içler açısı değil mi ? Yok-yok koca meclis bu değişikliği onaylayarak, kendisi ile başlayan emperyalizme karşı duruşunu unutamaz, inkar edemez, akıl tutulması yaşamaz. Kurtuluş savaşı felsefesini, kurucu meclis özelliğini bir tek kişiye devredemez. Meclis kendisini feshedecek bir Anayasa değişikliğine asla izin vermez, intihar etmez. Tarihimizi inkar edecek bir karara imza atmaz!