Her sporun temelinde seçme ve yönlendirme sonucu olması gereken en önemli iş antrenman yapmaktır. Sporcular antrenman yapacak, teknik adamlar ise bu çalışmayı yönetecekler. Peki, her zaman işler yolunda gider mi? Çok zor…
Yaşlara göre farklı sayılarda ve farklı yüklenme şiddetlerinde antrenman yapılmalıdır? Biyolojik yaş ve kronolojik yaşa dikkat etmek gereklidir. Haftadaki antrenman sıklığı net şekilde belirlenmelidir. Çocuklarda, sırf çocuk diye haftada yalnızca bir saat antrenman yapılırsa bu süre onların hangi spor branşında olursa olsun gelişmeleri için yeterli olmaz! Buna dikkat edelim lütfen!
Bir başka konu; çocuktur diye aşırı da yüklenmemek gerekir. Bu şekilde antrenman yapanlar bir müddet sonra gayet güzel dereceler elde edebilirler. Fakat aşırı yüklemeler sonucu ortaya çıkan erken özelleşmeden dolayı, onlardan asıl performans beklediğimiz dönemlerde başarılarını göremeyiz. Örneğin 12 yaşında yüzmede çok başarılı bir sporcumuz var diyelim, aynı sporcuyu 18 yaşına geldiğinde havuzlarda göremiyoruz. Bunun anlamı erken özelleşme ve en önemlisi de çeşitli okul sınavları kaygısı ile nedeni ile öğrenci sporcularımızın spordan kopmalarıdır.
Olimpiyat Oyunlarının sonuçları üzerine genel bir değerlendirme raporu okuyamadım. Bir tek TMOK (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) tarafından hazırlanıp gönderilmiş olan bir çalışma masamda duruyor. Onu kısaca inceledim. Oysa her federasyonun sayfasında (Olimpik Oyunlara katılmışlarsa eğer) konuya ilişkin çok çarpıcı olmasını beklediğim raporları okumak istiyorum. Bu hak benim olduğu kadar sporu seven herkesin hakkıdır diye düşünüyorum.
Şimdi bu genellemelerden çıkıp daha özele gelmek istiyorum: Sporun gelişmesi için antrenman yapılmalıdır. Antrenman sayıları arttırılmalıdır. Bugün, hemen her sporda eğer bazı başarısızlıklar söz konusu ise bunun birinci sebebi antrenman eksikliğidir. Teknik adamlarımız bu konuda kendilerini daha iyi yetiştirmelidirler. Haftada en az 5 kez ve her antrenman 50 dakikadan az ise (ısınma hariç) o sporda performans beklemek hayalden öteye gitmez.
Antrenman her zaman fiziksel bir iş değildir. Zaman zaman psikolojik antrenmanlar yapmak gereklidir. Kaygı, başarısızlıktan korkma, konsantrasyon eksikliği veya motivasyonla ilgili problemler varsa bunu önleyecek veya azaltacak uygulamalara geçilmelidir.
Antrenmanı uygulamak bir sanattır. Teknik adamlar bir tiyatro yönetmeni gibi, her rolü üstlenmiş oyuncuları ile ultra düzeyde iletişim kurabilmelidir. Yüklenmeler kadar dinlenmeyi de öğretmelidirler. Bir antrenman sonrası, süresi 4-6 dakika civarında olan soğuma bölümünde, stretching (=germe cimnastiği), gevşeme egzersizleri yapılmıyorsa orada sorun var demektir. Antrenmanlar sonunda sporcuların yüzlerinde hala bir gülümseme var olabiliyorsa, o antrenman iyi geçmiş demektir.
Sonuç olarak, haftanın her gününde, günde en az 50 dk (bu süre spordan spora değişir!), hatta bazı günlerde günde 2 kez olmak üzere fiziksel egzersiz yapmak gereklidir. Antrenmanların yeri, tesisler, alanlar ve kullanılacak malzemeler de dikkate alınmalıdır. Ve en önemlisi; antrenmanlarda maç ve yarışma koşulları yaratılmalı, optimal performans kriterlerine ısrarla riayet edilmelidir.