CHP Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, konuya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi
“Teğmenlere ve TSK’ya, FETÖ Döneminin Haysiyet Cellatlığı Uygulamaları Yapıldı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Bu genç teğmenler, 30 Ağustos sabahı yaşanan bir coşkuyla beş yıllık eğitim sonunda ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuna katılmanın verdiği heyecanla bu işi yapıyorlar. Bu arkadaşlar zaten beş yıldır Milli Savunma Üniversitesi emrindeki Harp Okulu’nda, her şeyleri kontrol altında, incelenmiş. Dolayısıyla bu çocukları bu şekilde itham etmek uygun mu? Hemen bu törenden sonra atılan tweet’ler, yapılan açıklamalar, bazı basın mensuplarının açıklamaları... Bunlar kabul edilemez. FETÖ döneminin haysiyet cellatlığı uygulamaları yapıldı bu çocuklara ve TSK’ya karşı. Etrafımız ateşten gömlek, kuzeyimizde çatışmalar, güneyimizde çatışmalar, bölücü terör örgütü hala tehdit oluşturuyor, batıda komşumuz hazır bekliyor ama siz TSK’nın en geç mezunlarını bir suni tartışmayla, iftiralarla... Dolayısıyla bütün TSK’yı yıpratmaya çalışıyorsunuz” dedi.
Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos’ta düzenlenen mezuniyet töreninde teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atması ve protokolde resmi yemini okuduktan sonra protokolün tören alanından ayrılmasının ardından kılıçlarını çatarak geleneksel yemini okumaları gündem olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün konuya ilişkin, “Geçenlerde mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak gerekli bütün araştırmaların hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da temizlenecek” açıklamalarını yaptı.
CHP Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, konuya ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Bağcıoğlu, şunları söyledi:
“Burada Türk milletinin kurtuluşu, Cumhuriyet’in kuruluşunda başat rol oynayan, Atatürk'ün iki büyük eserinden biri olarak değerlendirdiği CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı ama bundan da önemlisi emekli bir asker ve bir Harp Okulu mezunu olarak bu değerlendirmeleri yapacağım. Bence bu süreç değerlendirilirken kesinlikle şunu göz önünde bulundurmak lazım: Şu anda bir kaşık suda fırtına koparılan faaliyet, yıllardır devam eden bir ritüel. Benim internetten yaptığım araştırmalarda 1990’ların başına kadar devam eden, daha sonra 2016 yılına kadar süregelen, 2016-2017’de -hatırlarsınız hain darbe girişimi sonrası harp okulları mezun vermemişti- o dönemde bir akamete uğrayan daha sonra 2018’den itibaren 2023’e kadar yapılan bir and seromonisi. Bu seremoni içerisinde hiçbir suç unsuru yok.
''Kılıç çatma olayı üzerinden siyasi rant devşirmek adil değil”
Kılıç çatma olayı ise -hepiniz biliyorsunuz, Türk milleti de bunu takip ediyordur- tarihi milattan önce 209 yılına kadar uzanan, Kara Kuvvetleri Türk ordusu, ‘Kılıç, tören üniformasını mütemmim bir cüzüdür’ yani ayrılmaz bir parçasıdır. Törenlerde kılıç çatma, yani o kılıcı birbirine vurma olayı her zaman yapılır. İster resmi tören içinde yapılır, ister resmi törenin dışında yapılır. Bir örnek vermek gerekirse subayların evliliklerinde bile bazen bu kılıç çatma olayı mutluluğu göstermek için icra edilir. Dolayısıyla bunun da rutin bir faaliyet olduğunu hatırlamak gerekir. Hepimizin bildiği gibi, bu kılıç çatma olayı örneğin 2021 yılında Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu müştereken yaptığı törende yine yapıldı. Bunun videoları sosyal medyada mevcut. Dolayısıyla bu yeni bir olay değil. Bunun üzerinden bir siyasi rant devşirmek; vesayetmiş, darbeciymiş, başka bir oluşummuş gibi siyasi hedefler peşinde koşmak adil değil. Bence Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) bu siyasi tartışmaların içine çekmek de hiç uygun değil.
“FETÖ döneminin haysiyet cellatlığı uygulamaları yapıldı bu çocuklara ve TSK’ya karşı”
Bu genç teğmenler, 30 Ağustos sabahı yaşanan bir coşkuyla beş yıllık eğitim sonunda ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuna katılmanın verdiği heyecanla bu işi yapıyorlar. Bu arkadaşlar zaten beş yıldır Milli Savunma Üniversitesi emrindeki Harp Okulu’nda, her şeyleri kontrol altında, incelenmiş. Dolayısıyla bu çocukları bu şekilde itham etmek uygun mu? Hemen bu törenden sonra atılan tweet’ler, yapılan açıklamalar, bazı basın mensuplarının açıklamaları... Bunlar kabul edilemez. FETÖ döneminin haysiyet cellatlığı uygulamaları yapıldı bu çocuklara ve TSK’ya karşı. Etrafımız ateşten gömlek, kuzeyimizde çatışmalar, güneyimizde çatışmalar, bölücü terör örgütü hala tehdit oluşturuyor, batıda komşumuz hazır bekliyor ama siz TSK’nın en geç mezunlarını bir suni tartışmayla, iftiralarla... Dolayısıyla bütün TSK’yı yıpratmaya çalışıyorsunuz. Atatürkçü kesimi rencide ediyorsunuz ki zaten Atatürk zihniyetini kabul etmeyenler benim gözümde Türk vatandaşı değildir, Türk milleti olarak kabul edilemezler.
“Atatürk, TSK’nın ebedi başkomutanı. Atatürk’ün başkomutanlığına saygı, bu teğmenlerin görevi”
Atatürk, TSK’nın ebedi başkomutanı. Bunu herkes kabul ediyor. Başkomutanlığına saygı, bu teğmenlerin görevi. Anayasa’da Atatürkçülük ilke olarak benimsenmiş durumda. Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Yönetmeliği'nde, eğitim sisteminin Atatürkçü değerlere dayandırılması gerektiği belirlenmiş durumda. Dolayısıyla bu şekilde bir vesayet, darbe, başka türlü oluşum, illegal oluşum gibi iftiraların kabul edemeyeceğini belirtmek istiyorum. Eğer vesayet, darbe aranıyorsa FETÖ döneminde kumpaslarla TSK’nın yıpratılmasını, askeri personelin haysiyet cellatlığı veya 2000’li yıllardan başlayan adli süreçlerle tasfiye edilmesini, bir kısmının hapishanelerde vefat etmesini, bir kısmını hapishanelerden çıktıktan sonra hastalanıp vefat etmesini göz önüne almamız lazım. Esas milli güvenlik sorunu o, esas darbe o. 15 Temmuz gecesi, 252 tane vatandaşımız şehit oldu hain darbe girişimini engellemek için. Ama bunun yanında onlara destek veren kimdi, TSK’nın yüzde 96’sıydı. Kışlalarından çıkmayan, FETÖ'cülerin bir kısmını kışlalarından çıkarmayanlar... Bunların hepsi Atatürk ilke ve devrimlerine, laik, demokratik Cumhuriyet’e bağlı askeri personeldi. Subay, astsubay, uzman çavuşlardı. Dolayısıyla bunu da göz önüne almak lazım değerlendirmeler yaparken.
'''Mustafa Kemal'in askeriyiz’ demek bir suç unsuru mu?''
Bu faaliyet, yıllardır devam eden bir ritüel. Sayın Cumhurbaşkanı'nın başbakan olduğu dönemde de yapıldı, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de yapıldı. Bu faaliyet tören içinde de yapıldı, törenden sonra da yapıldı. Bir sivil üniversitede, şapka atma bir ritüel olabilir. Ama yapısı disiplin olan Türk Harp Okullarında bu kılıç çatma sevincin, mutluluğun, mezun olmanın, Harbiye'ye vedanın bir göstergesi. İkincisi yapılan andın sözlerini inceleyin lütfen. Sözlerinde hiçbir suç unsuru yok? ‘Mustafa Kemal'in askeriyiz’ demek bir suç unsuru mu? 1922 yılında, Turgut Özakman’ın anılarını veya kitabını incelerseniz, Türk askerlerini gören köylü kadınlarımızın ‘Kemal'in askerleri geldi’ dediğini duyarsınız, oradan başlıyor bu süreç. Azerbaycan Lideri Ebulfez Elçibey, 1994 yılında Türkiye'yi ziyarete geldiğinde, Cumhurbaşkanlığı tören kıtasını karşılarken ‘Merhaba Mustafa Kemal'in kahraman askerleri’ demedi mi? Dolayısıyla ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ demekte hiçbir beis yok. Bundan doğal bir şey yok.
''Atatürk bizim ortak ve en üst değerimiz''
Bu ritüel, resmi törenden sonra yapılıyor. Yani resmi töreni bozup, disiplin bozucu bir hareket değil. Düzenini bozmuyor resmi törenin. Bu tip olaylar geçmiş dönemde de görmüştük, hemen sosyal medya tetikçileri devreye giriyor. ‘90-100 kişilik bir grup.’ Burada kesinlikle ayrım, bölücülük yok benim gördüğüm. Bütün sınıf Atatürk'e hiçbir siyasi düşünce olmadan bu arkadaşlar başka siyasi görüşlerde olabilir, başka düşüncelerde olabilir ama hepsinin ortak çatısı Atatürk, Atatürk değerleri. Biz de o yüzden burada bu siyaset üstü konuşmayı yapıyoruz. Genel Başkanımız bu konuda CHP’nin duruşunu çok net ortaya koydu. Bu siyaset üstü bir durum. Bu konunun takipçisiyiz. Atatürk bizim ortak ve en üst değerimiz.”
“Adil, Atatürkçü, Türk milletini tatmin edecek bir sonucun çıkacağına inanıyorum”
Bağcıoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Ordumuzun içinde bulunmaları mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz’ ifadelerini kullandı ve 30-50 kişi olduklarını ifade etti ama görüntülerde neredeyse mezunların tamamının orada olduğunu görüyoruz. Bu konuyla ilgili bir değerlendirmeniz olur mu” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Şu anda MSB bir inceleme yapıyor. Ben, TSK’nın bağrından çıkmış, yıllarca komuta etmiş, başta Milli Savunma Bakanımız olmak üzere, yetkili komutanlarımızın bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceklerine inanıyorum. Dolayısıyla adil, Atatürkçü, Türk milletini tatmin edecek bir sonucun çıkacağına da inanıyorum. Beş yıl Harp Okulu’nda eğitim görmüş, okula alınırken, okul sırasında her şeyleri didik didik incelenmiş, Milli Savunma Üniversitesi kuruluşunun emrinde bulunan öğrencilerin zaten başka bir yasa dışı oluşum, fikir, düşünce içinde olmaları mümkün değil. Safiyane o günün heyecanıyla yapılan bir gösteri. ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’, elbette Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Asker demek illa silah alıp bir şey yapmak değil. Dolayısıyla ben en adil, en uygun neticenin alınacağını değerlendiriyorum. Ama TSK’nın da -sadece buradaki 960 teğmenimiz değil konu olan- moral bozukluğuna neden olacak girişimlerde bulunmamasını tavsiye ediyorum. Çünkü hakikaten şu anda kuzeyiyle, güneyiyle, doğusuyla, batısıyla, PKK'sıyla YPG'siyle birçok tehditle uğraşan bir TSK var. Bu teğmenler eğitimlerini tamamlayıp altı ay sonra Irak'ta, Suriye’de namlu ucunda görev yapacaklar şehadeti göze alarak. Bunu da değerlendirmeleri lazım.''
CHP’li Yankı Bağcıoğlu, ''komutanın istifa ettiği haberlerine'' ilişkin soruya ise konu hakkında bilgisi olmadığını söyledi.