Özdilek

Güncel

Bakan Ergün,”Hepimiz Halkın Kararlarına Uyacağız”

1 Ocak 1970 Saat: 02:33

 

Bakan Ergün, gerçek bir ekonomik kalkınmanın, güçlü bir demokrasi ve iyi işleyen bir hukuk sistemiyle yakından ilişkili olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: ''12 Eylülde referandum var. Bu konuda millet son sözü söyleyecek. Demokrasilerde önemli büyük konular tartışılıyorsa ve bunlar parlamentoda bir karara bağlanamamışsa adres millettir. O ne diyorsa herkes ona uyacak.

 

 

 Önemli bir konu var. Siyasi ve sosyal riskleri azaltacağını düşündüğümüz, Türkiye'yi daha iyi bir hukuk devleti zeminine taşıyacağını düşündüğümüz, Türkiye'de demokrasinin hak ve özgürlüklerin alanını genişleteceğini düşündüğümüz bir konu bu. Anayasada bazı tadilatlar yapılması gerekiyor. Buna kim karar verecek böyle olup olmadığına halk. 12 Eylülde halka diyoruz ki 'arkadaş biz işin içinden çıkamadık, Ankara'da tartışmalar yapıldı, biz halka gitsin bu iş' dedik, bizim muhalefet partilerimiz, 'olmaz halka gitmesin, bunu halka götürmeyelim' dediler. 'Ya götürelim halk ne derse biz onlara uyacağız' dedik, yok onlar 'halka güvenilmez ne yapacağı belli olmaz' diye direttiler. Nihayetinde halkın önüne geldi. Şimdi halk bu konuda kararını verecek. Hepimiz de o karara uyacağız, hepimiz demokrasinin ve adaletin ilkelerini en üst düzeyde yaşamaya ihtiyaç duyuyoruz.'' Türkiye gibi bir ülkede aslında anayasa değişikliğinin de yeterli olmadığını savunan Ergün, şöyle dedi: ''Bizim ihtiyacımız oturup uzun uzun ticaret odalarında, esnaf odalarında, kahvehanelerde, televizyonlarda özünde demokrasi, insan hakları, özgürlükler olan, bize tepeden bir askeri darbe sonucunda dayatılmamış, kendi içimizde tartışarak ürettiğimiz yeni, sıfırdan bir anayasa lazım aslında. Bu değişiklik ona da çok önemli bir zemin hazırlayacaktır. Türkiye'nin en temel ihtiyaçlarından bir tanesi budur.''

‘REFERANDUMDA PARTİ TERCİHİ YAPILMAYACAK’

 Referandumda oy vermenin partilere oy vermekten çok büyük farkının bulunduğunu belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''İnsanlar seçim zamanı başka başka partilere kuşkusuz oy verebilirler, adaylarını, politikalarını beğenirler, ötekini beğenmezler ve ona göre siyasi tercihlerini oluştururlar. Ama bu siyasi bir tercih, bir parti tercihi meselesi değildir. Ülkenin geleceğiyle alakalı Anayasal zeminin oluşturulması meselesidir. Onun için toplum tarafından partiler üstü bir mesele olarak algılanmalıdır'' dedi. Anayasa Mahkemesi'nin ve HSYK'nın demokratik yapısının, askeri yargı mekanizmalarının yapısının, özgürlük alanlarının genişlemesinin, şu partinin bu partinin meselesi değil, bütün toplumun meselesi olduğunu ifade eden Ergün, ''O da böyle algılanacaktır diye düşünüyorum. Bunları ekonomiyle bağlantısını koparmadan düşünmemiz lazım. Türkiye'nin ekonomik istikrarı ve gelişmesiyle de çok yakından ilgili konulardır bunlar'' şeklinde konuştu.


‘YÜKSEK YARGI, EKONOMİYLE BİR TÜRLÜ İRTİBAT SAĞLAYAMADI’

Türkiye'de yüksek yargı çevreleriyle ekonomi arasında bir türlü irtibat sağlanamadığını ifade eden Ergün, şunları kaydetti: ''İçe kapalı bir yüksek yargı çevresi, dünyanın nasıl döndüğünü, ekonomi çarklarının nasıl döndüğünü bir türlü kavrayamıyor. Bir yerde ihale açıyorsunuz, iş yapıyorsunuz bir karar veriyorsunuz, birisi gidiyor Danıştay’a dava açıyor, 'Bunda kamu yararı yoktur' deyip iptal diyor. Arkadaş, yüksek yargının görevi kamu yararı olup olmadığını tespit etmek değil, hukuka uygun olup almadığını tespit etmektir. Yapılan iş hangi kanuna aykırı bunu göster o zaman iptal et veya yürütmesini durdur. 'Bu hiçbir kanuna aykırıdır' demiyorsun, 'kamu yararı yok bunda' diyorsun, bu açıkça yerindelik denetimi yapmaktır. Senin hukukilik denetimi yapman lazımken bu işin yerinde bir iş olup olmadığını denetlersen o zaman hükümetler nasıl iş yapacaklar?'' Bakan Ergün, yüksek yargıyı ticaret sanayi odasına getirip, çarkların nasıl döndüğünü, ekonominin nasıl bir şey olduğunu anlatmak gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:''Oturduğun yerden mahkeme kürsüsünden ekonominin çarklarının dönmesini göremezsin ki ineceksin sahaya, organize sanayi bölgelerinde, limanlarda, şehirlerde ne oluyor bir bakacaksın. Şimdi bu değişiklik çok önemli. Diyor ki idari yargı mekanizmaları yerindelik denetimi yapamazlar, hukukilik denetimi yaparlar. Bu idarenin önünü açan, hızını artıracak bir değişiklik. Kime lazım bu, bana lazım değil, herkese, bundan sonraki hükümetlere ve sonunda millete lazım bir iş. Türkiye'yi hızlandıracak, hızını artıracak bir iş. Türkiye'nin hukuki, sosyal, siyasi risklerini azaltacak bir iş Türkiye'yi ekonomik anlamda ilerletecek bir işten bahsediyoruz. O zaman ekonomi dünyasının bunu çok iyi görmesi lazım. Oylanacak paketteki değişiklikler Türkiye'nin belki nihai ihtiyaçlarını karşılamıyor, ama acil ihtiyaçlarını karşılıyor. Türkiye dünyanın lider ülkelerinden biri olmaya doğru ilerlerken kendisini yavaşlatan yüklerden de kurtulması lazım. Bir darbe ortamında hazırlanan anayasa yerine, sivil tartışmalarla olgunlaşmış bir anayasaya ihtiyacımız var.''

‘YARGI BAĞIMSIZ OLMALIDIR AMA EKONOMİDEN BAĞIMSIZ OLMAMALIDIR’

Anayasanın zamanında 30 gün, 3 ay tartışılabilme şansı olması halinde 30 yıl tartışılmasına gerek kalmayacağını ifade eden Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

''O günün şartlarıyla darbe yapmak için memleketi karıştırmak isteyenler, şartları oluşturmak isteyenler yakalanmıyordu, ama şimdi yakalanıyorlar. Fark bu, bugün bu işleri yapmak isteyenler yargılanıyor, o gün yargılanmıyordu. O açıdan Türkiye bu gibi işlerden kurtulmalı. Artık Türkiye'de kimsenin aklına 'ben darbe yapayım' diye gelmemeli. Bir adamın aklına gelse, kendi kedine düşünmeli, 'benim aklımdan zorum mu var, böyle bir şey olur mu' diye kendini sorgulamalı. Böyle bir demokratik ülke inşa etmemiz lazım ki bu demokratik ülkede ekonomik anlamda da daha hızlı ilerlememiz mümkün olsun. Aynı zamanda yıllardır anayasada bazı yanlış işlerde bu şekilde ortadan kalkmış olacaktır. Ülkemizin demokratikleşme alanında atacağı adımlar, ekonomi ile son derece ilgili adımlar olarak algılanmalı. Bütün gelişmiş ekonomiler aynı zamanda güçlü demokrasi ortamında zuhur etmiştir. Bu acil değişiklikleri yapabilirsek, sosyal alanda olduğu gibi ekonomik alanda da son derece büyük bir ivme yakalayacağız. Şimdiki hızımız 5 ise bu değişikliklerden sonraki Türkiye'nin hızı 10 olacaktır. Daha kısa zamanda daha hızlı mesafe alabilecektir. Böylece Türkiye dünyanın en büyük ekonomisinden biri olma hedefine çok daha rahat bir şekilde ulaşmış olacaktır. İş dünyamız yargının yerindelik denetimi yapmasının nelere mal olduğunu çok iyi biliyor. Bu tür işlerden, kararlardan ekonomik hayatımız son derece olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. Yargı bağımsız olmalıdır, ama yargı ekonomiden ihtiyaçlardan ve gerçeklerden bağımsız olmamalıdır.''

 

 

YORUMLAR Üye Girişi

Bu Habere Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat