Balkan Spor Bilimleri Kongresinin ikincisi Makedonya’da yapıldı.
. Trakya ve Tetova Üniversitelerinin ortaklaşa düzenledikleri buluşmada, Arnavutluk, Kosova, Türkiye ve Makedonya’dan gelen bilim insanları katıldılar. İşin alt yapısında Tetova’nın Beden Eğitimi Fakültesi ile Trakya’nın Kırkpınar Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu yer alıyor. Büyüteci olayın üzerinde yürütürsek bir tarafta Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük, diğer tarafta Tetova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vullnet Ameti görünüyor. Ama projenin mimarı olarak Doç. Dr. İlhan Toksöz’ün gayretlerini belirtmek zorundayım.
Her iki Üniversite geleceğe yönelik bazı işbirlikleri üzerinde çalıştılar. Mozart’ın bir eseri ile açılışın yapıldığı kongrede farklı alanlardan davet konuşmacılar bulunuyordu. Balkanların çok kültürlü yapısı kongrede kendisini gösterdi. Bir önceki toplantıda alınan karar nedeni ile konuşmacılar kendi dillerinde konuştular. Ancak sunu dosyaları İngilizce olarak sunuldu. Türkiye’den gelen konuşmacılar konuşma ve sunumlarını İngilizce olarak yaptılar. Bir sonrakine gelirsem ben de Türkçe konuşacağım.
Tetova’nın bizce bilinen ismi Kalkandelen oluyor. Şar Dağlarının eteklerinde Vardar Ovasında bulunan yeşillikler içinde yerine “Ihlamurlar içinde” desek daha doğru olur. Şehir merkezinde her taraf Ihlamur ağaçları ile dolu. Mis gibi ıhlamur kokuyor. Alaca Camii bize çok şeyleri çağrıştırdı. Taş işçiliği, kiremitleri, dinginliği… Birden İzmit’in bazı sokak ve bulvarları aklıma geldi. Oraları da şu zaman ıhlamur kokusu ile dolu. Ama burada ıhlamur ağaçlarına İzmit’teki gibi merdiven kurup çiçeklerini toplamıyorlar!
Bilimsel toplantı ve görüşmeler sürerken Rektör eşleri Şar Dağlarına doğru uzandılar. Orada çay demlenmiş kendilerine… En leziz börekler ve simit ikram edilmiş kendilerine… Biz aşağıda konuşurken yukarıda ziyafetler verilmiş. Kıskandım ama gelecek sefer oralara gitmeyi kafama koydum. Akşamındaki Gala yemeğinde bunları Yener Hocamın kıymetli eşi bizzat anlattı. Menüdeki mükemmel sebze ve et yemeğine rağmen aklım dağdaki börek ve çayda kaldı dersem yalan olmaz.
Buraları eski Osmanlı toprakları. Müslüman sayısı fazla ve Türkiye onlar için Dünyanın en büyüğü. Ülkeye saygı ve sevginin ne olduğunu öğrenmek isteyenler bir ara buralara uğrasınlar. Yok edilmeye çalışılan kültür için yeniden korumaya yönelik gayretler görüyorum. Buralara gelmeliyiz, buralarda olmalıyız. Daha çok çalışmalıyız.
İşin bilim tarafına gelindiğinde Türkiye’deki Olimpik Eğitim Faaliyetlerini Prof. Dr. Aysel Pehlivan aktardı. Sponsorluk ve Balkanlar konulu sunuyu bu satırların yazarı yaptı. Halterde biyomekanik parametreler, Motor becerilerin değerlendirilmesi, anabolik-androjenik steroidlerin kullanımı, Kosova’da spor organizasyonları yönetimi, çocukluk çağından ileriki yaşlara kadar fiziksel aktivitenin önemi, çocuklarda obezite, bayan voleybolcularda pliometrik antrenmanların değerlendirilmesi, 16. yaşlara kadar basketbolda bazı motor becerilerin farklılığı, kadınlarda antropometrik ve motor becerilerin çapraz korelasyonu, aktif ve genç basketbol oyuncularının bazı özelliklerinin inaktif olanlarla karşılaştırıldığında değişen morfolojik görünümleri, obezitenin kas-iskelet gelişimine etkileri, spor eğitimi alan öğrencilerde kuvvet ve yapısı, futbol oyuncularının pozisyonlarına göre temel özellikleri, futbolcularda somatotip ile motor beceriler ilişkisi, 15 yaş öğrencilerde antropometrik özelliklerin akciğerlerdeki vital kapaisteye etkileri, karate milli sporcularındaki antropometrik farklılıklar, 13 yaş sporcularında 60 metre sprint değerlendirmeleri için motor testler, orta mesafe koşucularında fiziksel, fonksiyonel ve antropometrik yaklaşımlar, çağdaş eğitim gerekliliği içinde cimnastik, akrobatik, ritmik ve dans ders müfredatlarının modifikasyonu gibi konular sunuldu ve tartışıldı…
Buradan hayatın içine giriyorum: Yener Hoca Tetova’da dolaşıyor. Karşısına çıkan gençler “Aaa bizim rektör burada..” diyorlar. Bu öğrenciler daha önce Trakya Üniversitesinde eğitim almışlar. Rektör hocamızı tanıyorlar ve sohbet ediyorlar… İşte çeşitli işbirliklerinin önemli sonuçları… Bu yüzden, Erasmus, Mevlana, Tempus gibi projeler yanında başka işbirliği fırsatları yaratılmalıdır.
Kendi payıma konuşursam, buradan kendi Üniversiteme yüksek lisans ve doktora için öğrenci davetlerinde bulundum. Bu gibi faaliyetlerin her zaman resmi kanallarla yapılması zorunlu değildir. Beni Üsküp havalimanından alıp Tetova’ya getiren genç hocamla görüşürken onun Ege Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığını öğrendim. Ders hocalarının isimlerini verdiğinde hepsinin arkadaşlarım olduğunu söylemem onu çok heyecanlandırdı.
Tetova’yı bu şekilde özetliyorum.