Turan Kayıkçı
Turan Kayıkçı

Barış Dili

Bir an gözlerimizi doğanın enginlerine doğru yöneltelim. İlk açıda çimenler, hercai çiçekler, ağaçlar hayvanlar, insanlar, Van Gogh’ un bir kartpostalı gibi karşımızda durur.

30 Mart 2022 Saat: 01:19

  Bir an gözlerimizi doğanın enginlerine doğru yöneltelim. İlk açıda çimenler, hercai çiçekler, ağaçlar hayvanlar, insanlar, Van Gogh’ un bir kartpostalı gibi karşımızda durur. Sanki o kadar rengin armonisi bir evin ailesi olup kurulmuş bir sofranın etrafında.

          Çocukluğumdan beri usumda hep yer etmiştir. Doğada bu kadar bitkisel yaratık kavgasız, gürültüsüz nasıl da bir arada yaşarlar. Onarlın paylaşamayacağı bir şey yok. Doğanın nimetlerinden hepsi aynı oranda yararlanıyor. Hayvanlar doğanın kuralı gereği güçlü olan zayıf olanı yiyerek yaşamlarını devam ettiriyor. Hayvanları anlamak mümkün çünkü onların biyolojik olarak akılları yok. İnsanları hayvanlardan ayıran en     

önemli özellik akıldır gerçekte.  

   İnsanlar birbirini neden öldürürler. Cehalet, daha fazla sömürü, zorla düşüncesini kabul ettirmek gibi nedenlerle insan canına kıyılmakta. Bir yanda İsrail’in ABD Emperyalizminin yıllardır Filistin’i işgal etmesine dünya yıllardır tanık olmakta.  Yaklaşık bir ay önce Rusya Hegomonyacılığının Çarlık Rusya’yı andırırcasına uçakla, tankla, topla Ukrayna’ yı işgale kalkışması ve binlerce insanın öldürülmesi,  milyonlarca insanın evlerinden, yurdundan başka ülkelere mülteci olarak göç etmesi nedeniyle büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Türkiye diplomatik ilişkide olduğu bu iki ülkeyle ABD ve AB ülkeleri gibi Rusya’ya karşı alınana ambargo kararlarına uymayarak doğru bir strateji sergilemiştir.  Emperyalizm girdiği her ülke halkını ya birbirine kırdırtmış ya da açlığa ve sefalete terk etmiştir. Benzer durum Ortadoğu’daki birçok coğrafyada da yaşamaktadır.

       Çağımızın silahlarıyla yapılan savaşlar çok sayıda can kaybıyla birlikte, sakat ve yaralı insan olmaktadır. Dünyanın tüm ülkeleri çoğalan nüfus karşısında savaş dışında barışçıl yollar keşfetmelidir. Emperyalist ve Hegemonyacı ülkeler kendi halklarını da açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmektedirler. 

       Yurttaşlık bilinci; o ülkede yaşayanların tasada kıvançta, nimette, külfette birlikte hareket etmesidir. Birlikte yaşamanın koşullarından en önemlisi yurttaşlık bilincine sahip olmaktır. Emperyalizm girdiği ülkede yurttaşlık adına ne varsa yakıp, yıkarak sonra terk eder o ülkeyi. Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur. Emperyalizm küreselleşme uğruna dünya halklarını bir yandan birbirine düşman ederek diğer yandan her türlü insani davranışı yok sayarak sömürme yetisini pekiştirmektedir.

      Emperyalizm Ortadoğu’da Irak’ta uyguladığı politikayı diğer ülkelere de uygulamak istiyor. Türkiye bu oyuna gelmemeli, ulus olarak kendi iç dinamikleriyle bir arada yaşama ve demokrasi anlayışından vaz geçmemelidir.

     Geçmişte yaşanılanlardan ders çıkararak farklı düşüncelerimiz nedeniyle birbirimizi yererek veya yok sayarak değil empati kurarak karşılamalıyız diye düşünüyorum. İtici olmak en kestirme yoldur. Bu yol hiçbir zaman insani değildir. Hayatta paradan, puldan daha değerli şeylerin olduğunu da bilmemiz gerekir. Kişilerin düşüncelerine katılmasak bile, düşüncelerini savunmalarına saygı göstermek insani bir davranıştır.  Ünlü düşünür Volter: “Düşüncelerine katılmıyorum, ama düşünceni özgürce savunmandan yanayım.”Diyerek ulvi bir söylemi dile getirmek istemiştir.. İşte çağdaş anlamda demokrasi dediğimiz kavramın anlamı bu olsa gerek.

     Farklılıkları bir zenginlik olarak görmek, demokrasinin olmasa olmaz kurallarından en gereklisidir. Hiç unutamadığım bir olay 7 Ağustos 1982’ de Asala terör örgütü Esenboğa Havaalanı’na bir saldırı düzenlemişti. 8 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, 72 kişide yaralanmıştı. Bu saldırıdan 4 gün sonra Ermeni asıllı Türk yurttaşı Artin Penik, Taksim Meydanı’na çıkıp kendini ateşe vermişti. Amacı ASALA’ nın bu kanlı saldırısını protesto etmekti. Kendini ateşe veren Penik, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. 15 Ağustos’ ta yaşamını yitirmişti. Artin Penik’ in dünyaya vermek istediği mesaj şuydu: “Ben ölümüne birlikte yaşamadan yanayım. Ülkemin insanlarının öldürülmesini kendi canıma kıyarak protesto ediyorum.” Artin Penik’ in bu insanı tavrı karşısında saygıyla eğiliyorum. Sözlerimi üstat Nazım Hikmet’in çok bilinen şu dizeleri yaşa felsefesiyle ne kadar da sahici duruyor: “Yaşamak bir ağaç gibi/ tek ve hür/ ve bir orman gibi/ kardeşçesine/ Bu davet bizim.”

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Bilinç ve Sorgulama14 Kasım 2024 Saat: 21:41
İnsanlar ikili bir dünyayı iç içe yaşaralar. Biri içe dönük, öbürü dışa dönük
ikiyüzlü bir dünya.
Bir Ağacın Gölgesinde5 Kasım 2024 Saat: 22:06
Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Ağaçtan sorduğu sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırdı.
Başka türlü bir yer20 Ekim 2024 Saat: 21:47
aşam dünyamızda hüzünler, sevinçler, acılar, trajedilerin eksik olmadığı gün yok. Yaşamın bir parçası olmuş bu duygular.
Ülkemizde eğitimin hali pürmelali20 Eylül 2024 Saat: 13:11
9 Eylül 2024 Pazartesi günü ülkemizde anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki okullar 2024-2025 Eğitim ve Öğretim yılına başladı.
Acı Utandı4 Eylül 2024 Saat: 21:20
Çok düşündüm. Bu yazının başlığını ne koymalıyım diye, acının dahi utandığı coğrafya olan Filistin’de “Acı Utandı” daha uydun geldi bana.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat