Akar mesajında şu ifadelere yer verdi: “Katılımcı ve çoğulcu demokrasinin vazgeçilmez ögelerinden olan düşünce ve anlatım özgürlüğü, gücünü kamuoyundan alan, bireyin haber alma hakkını kullanmasını sağlayan ve toplumdan gelen istekleri yansıtma görevini üstlenen özgür basınla yaşama geçirilebilir.

Özgür basın, kamuoyunu doğru ve eksiksiz bilgilendirebildiği, yansız haber akışı sağlayabildiği ölçüde, bireyin, çevresindeki olayları, gerçekleri ve sorunları kavramasını, toplumla ve dünyayla bütünleşmesini, toplumsal yaşama etkin biçimde katılmasını kolaylaştırabilir.
Maalesef ülkemizde özellikle son 10 yılda basınımıza artan baskılar artarak devam ederken, Uluslararası kuruluşların yayınladıkları raporlara baktığımızda; Freedom House’ın son raporunda Türkiye Kısmen Özgür statüsünden ‘Özgür Değil’ statüsüne düşürülmüştür. Bir diğer kuruluş olan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda Türkiye’yi, 180 ülke içerisinde 154'üncü sırada göstermiştir. Böylece Türkiye son 10 yılda 56 sıra gerileyerek Basın Özgürlüğün de sınıfta kalmıştır.
Ancak unutulmamalıdır ki basın bir nevi devlet ile halk arasındaki köprüdür. Bu bağın doğruluk üzerine kurularak sağlamlığının arttırılması da yine basın mensuplarımızın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün de dile getirdiği gibi gördüğünü, düşündüğünü ve bildiğini samimiyetle yazması ile mümkündür. Kamuoyuna bilgi akışını doğru ve tarafsız bir şekilde yapan aynı zamanda kamuoyu da oluşturabilen son derece önemli bu mesleğin mensuplarının ne denli zor şartlar altında çalıştığı da açıktır.
Basın çalışanlarının sorunlarının duyarlı yaklaşımlar ve gerekli yasal düzenlemelerle çözülmesi, olumsuzlukların en aza indirilmesi ve mesleklerini icra ettikleri için tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce özgürlüklerine kavuşması dileğiyle Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutlar, esenlikler dilerim.”