Kadir Uğur Yılmaz
Kadir Uğur Yılmaz

Batı, Türkiye’nin İstikrarı İçin Gerçekçi Bir Yol İzlemeli

Geçtiğimiz yıllarda, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Türkiye ile ilişkilerinde bir dizi yanlış hesaplama ve hatalı öncelik belirlemesi yaptı.

4 Kasım 2024 Saat: 11:05
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 0 kez okunmuştur

Türkiye’nin istikrarına katkı sağlamaktansa, zaman zaman Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit eden unsurlara – bilhassa da terör örgütlerine – verdikleri destekle, bölgede gerginliklerin tırmanmasına sebep oldular. Bu durumu daha da karmaşık hale getiren unsurlardan biri de Batı'nın Kürt milliyetçiliği üzerinden Ortadoğu’da Kürdistan fikrini destekleyerek Türkiye’nin egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü hiçe saymaları oldu.

 

Oysa, bölgede uzun vadeli bir istikrar sağlanmak isteniyorsa, Batı'nın Türkiye'nin ulusal çıkarlarına daha saygılı bir yaklaşım sergilemesi şart. Bu doğrultuda, Türkiye’nin “Misak-ı Milli” hedeflerini destekleyen, kendi egemenlik sınırlarını savunmasına zemin hazırlayan bir politika değişikliği zaruri hale gelmiştir.

 

Batı’nın Yanılgısı: Türkiye’yi Destekleyerek Kazanacakları

 

ABD ve AB ülkeleri, Türkiye'nin bölgesel bir güç olduğunu, bu durumun da yalnızca Türkiye’nin çıkarlarına değil, tüm bölgenin istikrarına hizmet edeceğini göz ardı ediyor. Türkiye, tarihsel ve kültürel bağları ile yalnızca Orta Doğu’da değil, Avrupa’nın ve Asya’nın denge unsuru olarak da stratejik bir konumda. Türkiye'nin istikrarlı ve güçlü bir müttefik olarak varlık göstermesi, aslında Batı’nın da çıkarlarıyla örtüşmektedir. Ancak Batı’nın, özellikle de ABD’nin, kendi “Ortadoğu Projesi” kapsamında bölgede sınırları yeniden çizme arayışları, Türkiye'nin hem askeri hem de diplomatik anlamda zorlayıcı bir sürece girmesine sebep olmuştur.

 

Bu noktada, Batı'nın, Kürt devleti hayalinden vazgeçmesi ve bölgedeki Kürt milliyetçiliğini Türkiye'nin aleyhine olacak şekilde desteklemekten geri durması gerekmektedir. Çünkü bu, yalnızca Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda NATO müttefikleri arasında güvensizlik duvarları da örüyor. Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarına yönelik hassasiyetlerini anlamak ve bu bağlamda Türkiye’nin kendi güvenlik kaygılarına destek vermek, Batı'nın Türkiye'yi yeniden kazanmasına zemin hazırlayabilir.

 

Alternatif Güçler Yükseliyor: Rusya, Çin ve Kuzey Kore Tehdidi

 

Öte yandan Batı'nın Türkiye üzerindeki baskıları ve Türkiye’nin ulusal güvenlik çıkarlarını göz ardı eden politikaları, Türkiye’yi alternatif güç merkezlerine doğru yönlendirebilir. Halihazırda Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin güçlenmekte olan bir tehdit olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Özellikle Rusya, Türkiye ile tarihi, stratejik ve ekonomik bağları nedeniyle Batı’nın sağlayamadığı bir işbirliği potansiyeline sahiptir. Ancak, Batı bu durumu doğru okuyup Türkiye ile ilişkilerini onarma yoluna gitmezse, dengeler Türkiye-Rusya eksenine doğru kayabilir. Bu da Batı için hem Ortadoğu’da hem de Akdeniz’de yeni riskler anlamına gelir.

 

ABD ve AB’nin bu potansiyel tehdidi öngörerek, Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmesi, yalnızca Türkiye için değil, Batı için de kritik bir karar olacaktır. Batı, eğer gerçekten bölgede uzun vadeli istikrar sağlamak istiyorsa, Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarına yönelik taleplerine duyarlı olmalı, bölgesel güvenlikte Türkiye’nin oynayabileceği yapıcı rolü anlamalıdır. Özellikle, Türkiye’nin güney sınırları boyunca oluşabilecek herhangi bir “Kürdistan” devletinin bölgedeki dengeleri daha da sarsacağının farkına varmalıdır.

 

Sonuç: Türkiye’ye Saygı ve İşbirliği

 

Batı, Türkiye’nin meşru güvenlik taleplerini ve Misak-ı Milli hedeflerini göz önünde bulundurarak daha sağlıklı bir işbirliği geliştirebilir. ABD ve AB ülkelerinin Türkiye’yi yalnızca bir partner olarak değil, bölgedeki dengelerin kilit unsuru olarak görmesi; Türkiye’nin kendi güvenlik endişelerini dikkate alan, egemenlik haklarına saygı gösteren bir politika değişikliğini zorunlu kılıyor.

 

Aksi takdirde, Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi küresel güçlerin etkinliğinin arttığı ve dengelerin hızla değiştiği yeni dünya düzeninde, Batı’nın bu hatasının bedeli daha büyük olacaktır. Türkiye ile yapıcı bir ittifak kurmak; sadece Orta Doğu’da değil, tüm dünyada Batı’nın çıkarlarına hizmet edecek tek yoldur.

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Mansur Yavaş ve Milliyetçi Seçmenin Beklentileri2 Aralık 2024 Saat: 13:48
Son dönemde Türk milliyetçileri arasında dolaşan söylentiler oldukça dikkat çekici. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) gelecek seçimlerdeki stratejisine yönelik ortaya atılan iddialar, siyasi kulislerde hararetli tartışmalara yol açıyor.
Türkiye Yüzyılı: Büyük Oyunu Görmek ve Parçalanma Senaryoları30 Kasım 2024 Saat: 09:49
Sevgili okurlar, bugün sizlerle son dönemde sosyal medyada emekli generallerin ve stratejistlerin sıkça dile getirdiği bir konuyu tartışmak istiyorum:
Laiklik kavramı, Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Türkiye29 Kasım 2024 Saat: 15:44
Laiklik kavramı, Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Türkiye’de Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana birçok kez tartışmaya açılmış, farklı görüşler ve anlayışlar ortaya konulmuştur.
Ekonomi: Kesinlikten Uzak Bir Bilim27 Kasım 2024 Saat: 11:31
Bu konuda yazıp yazmamak arasında gidip geldim, ama artık birinin bu “Ben ekonomistim” diyerek ortalıkta dolaşıp halkın sırtından geçinen tayfaya dur demesi gerektiğine inanıyorum.
Halılardaki Hayatlar: Motiflerin Sessiz Hikâyesi25 Kasım 2024 Saat: 13:46
Milas müzesini gezme fırsatı bulduk, müze müdürümüz, müze içinde bulunan tarihi bir bina içinde sergilenen halı kilim müzesini gezdirdi.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat