CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal partisinin referandum çalışması kapsamında Kocaeli’de konferans verdi.
CHP eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP İzmit İlçe Örgütü’nün düzenlediği konferans için Kocaeli’ye geldi. Bekirbaşa Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa, CHP Kocaeli Milletvekilleri Fatma Kaplan Hürriyet, Haydar Akar ve Tahsin Tarhan, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, TBMM Eski Başkanvekili Yılmaz Ateş, CHP Eski Milletvekilleri Sefa Sirmen, Hikmet Erenkaya, Hurşit Güneş, Bekir Yurdagül ve partililer katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan İzmit İlçe Başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya, katılımcıları selamlayarak Deniz Baykal’ı sahneye davet etti. Baykal şunları söyledi: “Ortada seçim yok, günlük siyasetin yarıştığı bir noktada değiliz. Ama görüyorum ki bütün vatandaşlarımız kadınıyla, erkeğiyle, genç ve yaşlısıyla bir araya gelerek önümüzdeki süreci konuşmak için bir araya gelmiş. Bene burada siyaseti parti sözcüsü, temsilcisi olarak karşınızda değilim. Elbette siyasi kimliğim var. Kendi siyasi kimliğimle elbette iftihar ediyorum. Göğsüm kabararak söylüyorum Cumhuriyetin çıkışını yapmış Cumhuriyet Halk Partiliyim.
CHP olarak kimseden ders almaya ihtiyacımız yok. Ne Ortadoğu’dan ne Avrupa’dan hiç kimseden akıl almaya ihtiyacımız yok. Biz Avrupa’yı da biliriz, Emperyalisti de biliriz. Avrupa ile iş birliği yapanı da biliriz. Sorun parti değil, devlet, millet, Türkiye sorunudur. Bu sorun sadece CHP’nin değil, Adalet ve Kalkınma, SP, MHP kardeşlerimin de sorunudur. Siyasetçiliği particiliğe indirmek kadar yanlış bir şey olamaz. Elbette parti olacak. Parti demek parça demektir. Bugün millet olma günüdür. Alacağınız karar millet olma veya olmama günüdür. Meclis mi seçeceğiz? Cumhurbaşkanı mı seçeceğiz? bakan mı seçeceğiz, hayır hiç birini seçmeyeceğiz. Ama alacağımız karar hepsinden çok daha belirleyicidir.
Kararın telafisi yok
16 Nisan’da alacağınız kararın kazası ve telafisi yok. Kararı çocuklarınız ve torunlarınız için alacaksınız. Her şeyin vebali elinizde. Bu duygu ile indirgemeniz lazım. Bizden olağanüstü bir karar isteniyor. Bugüne kadar önümüze gelmiş 4 anayasadan 17 değişiklik oldu. Bunların hepsinin ortak temeli milletin egemenliği ve meclisin üstünlüğüdür. Anayasanın temeli budur. Bu tarihi bir olaydır. 600 yıllık bir imparatorluğu 1. Dünya savaşıyla kaybettik. İmparatorluk tek adamla yönetilirdi. O dönemin şartlarıyla imparatorluğu ayakta tuttuk. Ama dünyada Sanayi Devrimi gibi köklü değişiklik yaşanınca tek adamla yönetilmek güçleşti.
Milletle birlikte meclis doğdu
Tek adamlık imparatorlukla çöktü. Milletle birlikte meclis doğdu. Ne zaman kadar? 16 Nisan’da alınacak tasarı ortaya çıkana kadar. Ailede, kahvede ya da fabrika da halkın ‘ya bu anayasayı değiştirelim’ dediğini duydunuz mu? Halkın anayasa değişlik talebi var mı? Bir den güm diye anayasa önümüze geldi. Yeni bir anayasa teklifi geldi. O teklifin altına imzalar atıldı ama imzalar boş kağıda atıldı. İmzalı kağıt dolduruldu. Teklifi ben yapıyorum sen imzayı at gerisine karışma dediler. Böyle bir şey olabilir mi? Ama oldu. Süreç mecliste böyle başladı. Böyle bir süreçten hayır çıkar mı?
Bu tek adam anayasasıdır.
Bizim anayasamız millet egemenliğine dayalı bir meclistir. Meclisimizde ‘egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir’ yazar. Allah korusun hayır çıkarsa o yazı orda kalacak mı? O lafı kullanamazsın artık. Bu tek adam anayasasıdır. Biz millet anayasası ile doğmuşuz. Bunları bırakıp 80 milyonun kaderini bir kişiye mi vereceğim? Olur mu öyle şey Allah aşkına. Milletimiz buna asla izin vermez. Demokraside milletten ayrı kanun koyamazsın. Ne dünya de ne de başka yerde böyle bir anayasa yok. Başkanlık rejimi ciddi bir rejindir. Getirilen rejimin bunla hiçbir alakası yoktur. Başkanlıkta denge ve fren sistemi vardır. Cumhurbaşkanı halkın oyu ile seçilir. Ama Cumhurbaşkanı atacağı her adımda meclisten onay almak zorundadır. Kendi başına bütçe yapıp harcayamaz. Bakanlık açamaz,dedi.