O ilçede Orman Bölge Şefi olan arkadaşımız her karşılaştığımızda bizlere ondan mutlaka bahsederdi. Hiçbiri inanılır gibi değildi ama çok gülüyorduk.
Onlardan biri kendi anlatımıyla şöyle:
Oraya tayinim sonrası Bölge Şefliğinin önündeki yol için Belediye başkanı o kişiye gittim. Beni buyur etti, çay söyledi. Kendisine isteğimi iletince hemen telefona uzandı, rakamları çevirdi şunları söyledi:
“ ?….” [Burada sadece bir isim var] Bizim il yolu bağlantısında çalışan senin iki grayderden birini iki günlüğüne alıyorum. İyi günler, gözlerinden öperim.
Bu durumda merak edilmez mi?
Beyefendi…Kiminle konuştunuz?
O mu? Bayındırlık bakanı…
Bakan ile konuşma rahatlığına bakar mısınız? Sanki çocukluk arkadaşı ile konuşuyor. Gel de imrenme!
O arkadaşımız ilçede çevre edindikçe bunu yaşayanın sadece kendisi olmadığını anlıyor. Belediye Başkanı kendisine gelen devlet memuru statüsünde kişilerin Belediye imkanları ile halledilmesi mümkün istekleri olduğunda aynı davranışları sergiliyor. Çünkü iş yapıldığında bakanlar düzeyinde etkinliği iyice ortaya çıkacak! Örneğin okulla mı ilgili; telefonla hemen Milli Eğitim Bakanını arıyor. Ona da sadece ismi ile hitap ediyor.
Şu etkinliğe bakar mısınız!
Bu etkin kişiliği (!) nedeniyle D.P’den milletvekili seçilmiş. Ancak ortaokulu bitirmiş ve sonrasında manifaturacılık, canlı hayvan, tarım ürünleri ticareti yapmış bir kişi. Böyle bir adamın devrin Başbakanı Adnan Menderes’le imrenilecek yakınlığı olmaz mı!
Bakın ilçenin kahvelerinde anlattıklarından biri: Bir heyete verilen yemek sırasında Menderes kulağıma eğilip; [sadece ismi “A…..” ile hitap ederek] “Cüzdanımı evde unutmuşum; bana masanın altından para uzatır mısın“ diyor. Böylece ülkenin başbakanı Menderes’i yemek parasını ödeyememe utancından kurtarıyor !
Vay be!...Bizim milletvekilinin şu etkinliğine bak! Hayranlık zirvede!..
Daha neler neler! Ne palavralar!…İnsanlar onu merakla dinledikçe palavraları ve hayranları artıyor. Tabii bu durumda söylediklerine kendi de inanmaya başlıyor. Öyle ki konuştuğu zaman oradakilerin tamamı onu hayranlıkla adeta “ağzı açık “ dinliyor. Ne müthiş adam! Onu Belediye Başkanı seçmesinler de kimi seçsinler !
O arkadaşımız bizzat yaşadığı bir başka davranışını da anlatınca bu kişinin psikolojik yapısını iyice anlamıştık. Bakın ne olmuş:
Benim sorumlu olduğum ormanlık alan içinde bir tesis var. Bir tarafı misafirhane, diğer tarafı toplantı salonu.
Bir tatil günü ilçenin ileri gelenleri kaymakam, okul müdürü, hakim, savcı ve belediye başkanı oraya gittik. Ormandaki dereden önceden alabalık tutulmuş, başka yiyecekler taşınmış.
Oraya vardığımızda Başkan misafirhane kısmına gitti ve ortalıkta yok.
Yemekler hazır. Onu çağırma görevi bana düştü. Kapıyı çalıp seslendim; “Başkan yemekler hazır, seni bekliyoruz”
Cevap: “S………”nin Belediye Başkanı “A.D.” [Burada kendi isim ve soyadını söylüyor] şu anda istirahat buyurmaktadır. Yarım saat sonra geleceklerdir.”
İstirahat buyuruyormuş! Belediye Başkanı değil, imparator!...
Yemek salonuna dönüp söylediğini oradakilere aynen aktardım… Tabii onu kimse beklemedi..
Aziz Nesin’in “Zübük” kitabını yazmadan önce konu ettiği kişinin yaşadığı yere gitmiş olduğunu söylerlerdi de inanmazdım. Meğer o yer bu ilçeymiş.
Ben “Zübük”ü okumuştum ama bunları duymadan aradaki bağlantıyı kurmam mümkün değildi. O kitaptaki kişiydi. Ben bu ilçeye iş icabı birçok kere gitmeme karşın bu kişiyi hiç görememiştim. Ama filmlere bile konu olmuş bu kişiyi görmem lazımdı. Bu ne büyük noksanlıktı benim için! Merak bu ya!.. Bir yaz günü ilçenin ana caddesinde, yeni açılmış bir pastanenin kaldırıma konulmuş masalarından birine oturdum ve bekledim. Çünkü saat 17.00 olduğunda buradan geçer demişlerdi. Kitaptaki Zübük’ü göreceğim. İçimde bir sevinç, gözüm saatte, onu görmem lazım… Tam önümden geçecek.
Beklediğim oldu, bir baktım tam karşımda; Arkadaş!… Bu kadar olur! İnanın!. O sadece bu ilçeyi değil, dünyayı yaratmış!
Duyduklarımın ve Aziz Nesin’in yazdıklarının kesin olduğuna o anda inandım.
Vallahi!… Beklediğime değdi! Kitaba geçmiş bir adamı görmek ne demek! Aziz Nesin toplumsal bir yapının yaratabileceği “Zübük” gibi bir tuhaf kişiliği ortaya koymuş. Ben onun canlısını gördüm! Kesin olan başka bir şey daha var: Günümüzde bu “Zübük”ün, koranavirüs örneğinde olduğu gibi değişik mutasyonları ortalıkta geziyor da kimse farkında değil…