Bilimsel yayınlarda, genelde konuya ilişkin olarak diğer bilim insanlarının aldığı sonuçlara ve görüşlere de yer verilir.
Bunlardan bir kısmından alıntılar yapılırken onların irdelenmesine yönelik açıklamalarda bulunulur. İşlenen ana konuların sonuna irdelenen ve alıntı yapılan yayınların listesi ve yazarları belli bir düzen dahilinde konulur.
Ben bu konuda çok dertliyim. Ben yazılarımı hazırlarken çoğunlukla yabancı bilimsel yayınlardan çeviriler yapıyorum. Ama çeviri yaptığım yabancı yayınlarda Türk bilim insanlarının payı yok gibi. Onlarda Türkiye’den bir bilim insanının ismini görmez iken örneğin bir Nijeryalının ismine ve makalesine rastladığımda üzülmemek mümkün mü? Size çok çarpıcı bir örnek vereyim: Elimde Maria de los Angeles Gras isimli bir araştırmacının yazdığı İtalyanca bir yayın var. Yayının adı” Robinia pseudoacacia L. (Buhalkımızın yanlış olarak Akasya olarak bildiği Yalancı Akasya’nın bilimsel adıdır. Akasya başka bir ağaçtır) Ülkemizde hemen hemen herkesin bildiği bir ağaçtır. Ben bu yayını Türkçeye çevirdim ve bunu yaparken çok şaşırdım. Çünkü yayının sonunda faydalanılan yayınlar listesinde tam 431 (Dört yüz otuz bir) araştırmanın adı ve yazarı var ama Türkiye’den bir tek isim bile bulunmuyordu.
Bu duruma gelmemizin nedenleri var: Bunlardan en önemlisi son yıllarda bilim adamı yetiştirmede kalitesizlik.
Bunu sağlamak için master ve doktoradan başlayarak bilimsel unvan kazanmak için yapılmış tezler ile bunları değerlendiren raporların internette yayınlanması şart koşulmalıdır. Ortaya konulan görüşlerin ve yapılan değerlendirmelerin de internet ortamında yayınlanması planlanmalıdır. Çünkü akademik çalışmalarda yetersizliklerin fark edilmesini sağlayacak düzenleme kaliteyi arttıracak en etkin çaredir.