Genel olarak istatistiklere bakıldığında, grip ve grip türleri gibi diğer virüsler nedeniyle yaşanan kayıplarda, oldukça fazladır.
Ancak hiçbiri corona kadar ses getirmemiştir. Corona virüs, çok hızlı yayılması, kolay bulaşması gibi birçok özelliğe sahip olması. Çok kısa sürede 170’ten fazla ülkede kendini hissettirdi. İzole tedbirleri alınmamış olsaydı, sonuç çok daha fazla vahim olabilirdi.
İşte bu bela virüs nedeniyle, ömrümüzde ilk defa buruk bayramlar yaşıyoruz. Hepimiz bayramda çocuklarımızdan ve torunlarımızdan ayrıyız. Farklı duygular yaşadık. Sonuçta insan duygusal bir varlık. Duygusallığın olmayıp, sadece düşüncenin olduğu yerde, insan sıcaklığı yerine, robot soğukluğu oluyor.
Aslında bayramlar özel günlerimiz bizim. Geçtiğimiz bayram günlerinde bu coşku ve sevinç yerini, hüzün ve özleme bıraktı. Esasen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı içinde aynı durumlar geçerliydi.
Tabi tüm bu bedelleri kendimizin ve toplumun sağlığı adına ödüyoruz. Yapmaya devam edeceğiz.
Ama sonuçta robot değiliz. Duygularımıza hakim olamıyoruz.
Gerçi uzmanlar aşırı duygusallığında insana zarar verdiğini ifade etmektedirler. Sağlığımız açısından gelecekten umduğumuz iyi günler adına, duygularımıza bazı sınırlar getirme gayreti içinde olmamızda yarar var.
Ancak gelecekte bizi ekonomik anlamda nelerin beklediği de çok belirsiz. Olası en güçlü senaryolar içinde, çok firmanın daralacağı iflasların artacağı yönünde öngörüler var. Bunun yaratacağı en önemli sorun ise, artacak olan işsizliktir.
Bu durumda virüsün sağlık boyutu yanında, ciddi bir sosyal sorunda yaratacağı görünüyor.
Salgın döneminde de insanların en yoğun ilgi gösterdiği yerlerin başında, banka kuyrukları olduğu gözden kaçmamaktadır.
İnsanlar, bankalardaki birikimlerini çekerek gıda ve temizlik giderlerine harcadılar. Bu ürünlerin fiyatları da %30 – 40 gibi artışlarla rekor kırdı.
İnsanlarımız, bu dönemde kısa çalışma veya işsizlik ödeneği gibi düşük ücretler nedeniyle var olan tasarruflarını da tükettiler. Bir bankacı arkadaşın belirttiği üzere, vatandaş hesap bakiyesindeki 75 kuruşu çekmek için sıraya giriyor ve çekiyor. Ekonomik anlamda gelinen bu nokta, gelecek ile ilgili çok anlamlı bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Bu durumlar için kafa yormamız gerekiyor. Bu açmazı nasıl aşarız, toplum olarak neler yapmamız lazım, bunların saptanması gerekirken, birileri hala toplumu değişik bahanelerle germe derdinde.