İktidarın yaptığı güzel şeylerden biri de Körfez köprüsü. Bursa ve İzmir’e gidecek olan İstanbullular Körfezi boydan boya dolaşmak zorunda kalıyordu.
Bunun maliyeti yalnızca onlara olmuyor, İzmitliler olarak bizler de bedel ödüyorduk. E-5 ve D-100 karayollarında hafta sonu yolculuk yapmak kabus gibiydi. İstanbul’dan Yalova’ya yaklaşık 200 km. yolculuk yapan İstanbullular kilometre başına ortalama 30 kr. yaksa 60 tl. ödemek zorunda kalacaktı. Ayrıca aracın amortismanı ve kaybedilen zaman göz önüne alınacak olursa bu köprü önemli bir ihtiyacı karşıladı.
Ancak; her ne kadar yakıt ve zaman göz önünde alındığında karlı olsa da, yap-işlet modeliyle yapılan köprünün devlete maliyeti gerçekten yüksek. Yüklenici firmaya verilen taahhüt aylık 40 bin geçiş ücretidir. Bu gün iddia edilen 13 bin, bakanın açıklaması ise 20 bin. 90*40,000=3,600,000 tl. taahhüt karşılığı devletin ödemesi gereken ücret. 90*20,000=180,000,000 tl. ise geçiş yapan araç sahiplerinin ödediği miktar. Aradaki fark hazineden gidiyor.
Devlet geçiş ücretini 60 tl.ye çekse, böylece geçiş sayısı çoğalır, devletin de fark ödemesine gerek kalmaz. Bir fark çıksa bile vatandaşın parasını ödemiş olur.
***
Artık hızlı trenimiz de var. Eskiden yabancı film izlerken görürdük hızlı trenleri özenirdik, artık bizim de var. Neden güzel bir şeye sahip olunca başka bir güzel şeyi kaybetmek zorunda kalıyoruz. Adapazarı-İstanbul banliyö treninden bahsediyorum. Eskiden binlerce yolcu bu trenlerle giderlerdi İstanbul’a. Seka işçisini hep bu tren taşırdı Suadiye’den, Maşukiye’den, Sapanca’dan. Biliyorum yine çalışıyor diyeceksiniz, ancak bu tren yalnızca İzmit’te duruyor, ara istasyonlarda durmuyor.
Kocaeli Üniversitesi 80 bin öğrenci sayısına ulaştı. Bunların önemli kısmı İstanbul’dan geliyor. Ayrıca; Hereke, Arslanbey, Kullar vs. kampüsleri de devrede. Bu öğrencileri taşıyan yüzlerce servis aracı trafikte. Sabahları ve akşamları trafik sıkışıklığının önemli nedenlerinden biri de bu servis araçları. Üstelik tren yolu hattı üzerinde bulunan beldeler ve ilçelerdeki insanlar İstanbul’a gitmek için ya şehir merkezine gelecek, veya belediyenin 200’lü hattındaki araçlarla yolculuk edecek. Hiç 200’lü araçlarla yolculuk ettiniz mi? Üst üste saatlerce yolculuk yaptıktan sonra insanın ne gezecek, ne iş yapacak enerjisi kalmıyor.
Lütfen banliyömüzü geri verin.
***
Devletin özelleştirme politikasına da destek verenlerdenim. Böylece hantallaşmış devlet yapısı biraz olsun hareketlenmiş oluyor, rekabet oluşturuyor. Personel daha verimli kullanılıyor ve personel maliyeti azalıyor. Öreneğin; özel hastahanelerin varlığı devlet hastahanelerinin de kendilerini sorgulama nedeni olmuş. Eskiden 6-8 kişilik odalarda yatan hastalarımız ve refakatçilerinin koridorda bulunan 2 gözlü tuvaletleri kullandıklarına şahit olanlardanım. Refakatçiler ise ranzaların yanına konan sandalyelerde geceyi geçirirlerdi. Oysa yeni devlet hastahanelerimizde hastalar 2’şerli odalarda, içinde tuvaleti, banyosu, televizyonu ve refakatçiler için yatar koltukları olan lüks odalarda kalıyorlar.
Ancak; özelleştirmeler halkın yararına sözleşmelerle ihale edilmelidir. Birilerinin rant kapısı olmamalıdır, hizmet etmelidir. Tabi ki bu hizmetinin karşılığını da almalıdır.
Sayın Enerji bakanım; elektrik faturalarındaki kaçak bedelini izah edebilir misiniz? Neden ben başkalarının çaldığı elektriğin parasını ödemek zorunda kalıyorum. Bu Anayasaya uygun mudur? Benim evime hırsız girse ve maddi zararım olsa bunu 79 milyondan talep etme hakkım var mıdır?
Sayın Enerji bakanım; elektrik faturalarındaki sayaç okuma bedelini izah edebilir misiniz? Bir şirket ihaleye girerken işçilik maliyetini de ihale bedelinin içine koyar. İhaleyi aldıktan sonra sayaç okumak için çalıştırdığı işçinin bedelini de ben ödemek zorunda mıyım? Hükümetinizin yapmış olduğu diğer ihalelerde işçilik bedeli ayrıca mı alınıyor?
Sevgi ve Muhabbetle kalın.