Üretilen gıdaların ne kadarının denetlendiği ve ne kadarının yenilebilir olduğunun bilinmediği bir ülke de kontrollerden yoksun olarak yaşıyoruz.
Margarinleri kim nasıl denetliyor?
Marketlerde ve diğer tüm satış noktalarında halka satılan margarinleri kimin denetlediği bilinmiyor. Mesela sağlık Bakanlığı, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gibi.
Nasıl görüp fark edersiniz?
Satılan margarinlerden herhangi birini evine götürüp içinde neler olabileceğini az çok ortaya çıkarmanız mümkün. Bunun için mesela daha önce sabıkalı ürünler satmasıyla tanınan BİM’e gidip bir paket margarin alarak işe başlayabilirsiniz.
Margarini içinde su kaynattığınız bir çaydanlığın üstüne aşırı ısınmayacak şekilde bir dar cam kase içine yerleştiriniz ve yaklaşık on beş dakika kadar sarsmadan erimesini bekleyiniz.
Margarinin içinde eridiği cam kaseyi yine sarsmadan çabucak soğuyacağı bir mermer ya da mutfakta ki serin bir yere koyup birkaç saat iyice sertleşmesini beklediğiniz de bir de bakacaksınız ki margarin olarak adlandırılan yağ üstte donmuş olacak ve hemen altında ise bir iki katman daha oluşacak.
En üstte margarin altında beyaz bir tabaka ve en altta da tuzlu su biriktiğini göreceksiniz. İşte o tuzlu suyun ve beyaz katmanın içinde ne olduğunu bilmediğimiz bu margarinleri bizlere yediriyorlar.
Diyeceksiniz ki, o su da neyin nesidir? İşte biz de bunu merak ediyoruz. O su neyin nesi ve bize suyu margarin adı altında kemik tozu ile beraber nasıl kakalıyorlar. Yanlış okumadınız kemik tozu ile beraber üretilen ve hatta margarine asıl rengini veren bir gıda tüketiyorsunuz.
Birde bu bilinmezliğin yanında size saf adı altında satılan margarinlerin neredeyse yarısına yakın kısmının su olduğudur. Yahu millete utanmadan su satıyorlar. Hem de en ucuzunun tanesini bir liradan.
Afiyet olsun.