Boğaziçi Üniversitesi'nde, 28 öğrenci kulübü ve 6 öğrenci topluluğunun faaliyetlerinin bir ay süreyle askıya alınması, akademisyenler ve üniversite bileşenleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi
Akademisyenlerden Öğrenci Kulüp ve Topluluklarına Yönelik Yasaklara Tepki
Boğaziçi Üniversitesi'nde, 28 öğrenci kulübü ve 6 öğrenci topluluğunun faaliyetlerinin bir ay süreyle askıya alınması, akademisyenler ve üniversite bileşenleri tarafından sert bir şekilde eleştirildi.
Akademisyenler, üniversitenin tarihsel ve kurumsal kültürünün temel dinamiklerinden biri olan öğrenci kulüplerinin faaliyetlerinin dondurulmasının, sadece idari bir karar olmadığını, aynı zamanda öğrenci iradesini baskı altına alma girişimi olduğunu belirtti. Üstelik bu karar, öğrencilerin, kampüslerindeki ortak alanların ticarileştirilmesine ve öğrenci alanlarının yok edilmesine karşı düzenledikleri barışçıl protestoların hemen ardından geldi.
Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA
BARIŞÇIL DİRENİŞE KARŞI BASKI MEKANİZMALARI
Üniversitenin Kuzey Kampüsünde bulunan Kuzey Kafeteryanın kapatılması ve yerine öğrencilere ekonomik yük getiren bir işletmenin açılmasına karşı, 10 Şubat 2025 tarihinden itibaren öğrenciler bir dizi barışçıl eylem düzenledi. Ancak, bu demokratik hak arayışına yanıt olarak, üniversite yönetimi 25 Şubat 2025 tarihinde, protestolara destek verdiğini ilan eden kulüp ve toplulukların faaliyetlerini 28 Mart 2025 tarihine kadar askıya aldı.
Bununla birlikte, eylemlere katılan öğrenciler hakkında disiplin soruşturmaları başlatılması, hukuksuz bir şekilde üç gün boyunca kampüs girişlerinin engellenmesi ve Anadolu Hisarı Kampüsü’ndeki Y3 Binası kullanımının "uygunsuz" bulunduğu gerekçesiyle yeni soruşturma tehditlerinin gündeme getirilmesi, üniversite yönetiminin otoriter ve baskıcı politikasının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
AKADEMİSYENLERİ YAPTIĞI AÇIKLAMA İSE ŞÖYLE:
"Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, adeta bir şantiyeye dönüşmüş Kuzey Kampüsteki nadir yeme – içme, çalışma alanlarından biri olan Kuzey Kafeteryanın kapatılmasını, yerine fahiş fiyatlarla hizmet veren bir kafenin açılmasını, üniversitelerindeki ortak alanların sistematik olarak yok edilmesini, 10 Şubat 2025 tarihinden beri düzenledikleri bir dizi barışçıl eylemle protesto etmektedir. Kayyım yönetim üniversitelerine sahip çıkan öğrencilerimizin taleplerini dinlemek ve çözüm üretmek yerine, 25 Şubat 2025 tarihli bir yazı ile bu protesto eylemlerine destek verdiğini ilan eden öğrenci kulüplerinin faaliyetlerini, 28 Mart 2025 tarihine kadar dondurduğunu açıklamıştır. 28 öğrenci kulübü ve 6 öğrenci topluluğunun faaliyetleri bir ay boyunca yasaklanmış ve yönetim kurulları görevden alınmıştır.
Bahsi geçen barışçıl protesto eylemlerine katılan öğrencilere disiplin soruşturması açan, eğitim devam ederken üç gün boyunca kampüse girişlerini hukuksuzca yasaklayan yönetim, 24 Şubat 2025 tarihinde de Anadolu Hisarı Kampüsü’ndeki Y3 Binasının “uygunsuz” kullanıldığını belirterek öğrencileri yeni disiplin soruşturmaları ile tehdit etmiştir. Kayyım yönetimin bu yasakçı ve tehditkâr tutumunu, öğrenci karşıtı bir tutum olarak değerlendiriyor ve kendilerine üniversiteyi üniversite yapan en temel değerin öğrenciler olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Köklü bir geçmişe sahip olan Boğaziçi Üniversitesi öğrenci kulüpleri, üniversitemizin kültürünün vazgeçilmez birer unsurudur. 162 yıllık tarihimizde, ülkenin siyasî tarihinin en baskıcı dönemleri dahil olmak üzere, üniversitemizde kulüp faaliyetleri hiçbir zaman yasaklanmamış, kampüslerimiz her zaman öğrencilerimizin kendilerini özgürce ifade edebildikleri alanlar olmuştur.
Açılan disiplin soruşturmalarına, tüm korkutmalara, ceza ve baskılarla seslerinin susturulmaya çalışılmasına rağmen temel haklarını kullanan öğrencilerimizin her zaman olduğu gibi yanındayız. Öğrencilerin haklarını yok sayan, kendilerini ifade etmelerine, özgürce düşünüp hareket etmelerine izin vermeyen bu yasakçı zihniyet, bir üniversitenin temsil ettiği tüm evrensel değerlerle çelişmektedir. Üniversite idarelerinin görevi baskı ve korkutma değildir, üniversitemizde ve tüm üniversitelerde hüküm süren bu yasakçı zihniyeti kınıyoruz. Öğrencilerimizin kamusal alanda özgür iradeleriyle sürdürdükleri barışçıl eylemlerin engellenmesinin, temel haklarının, barışçıl protesto ve eğitim haklarının ihlali olduğunu düşünüyoruz. Bu öğrenci karşıtı, bireysel hak ve özgürlükleri hiçe sayan tutumu kabul etmiyoruz. Özgür, özerk, demokratik üniversite talebimizden vazgeçmiyoruz"
DİRENİŞ SÜRECEK!
Akademisyenler ve öğrenciler, baskı ve yasaklara rağmen üniversitenin akademik ve demokratik değerlerine sahip çıkacaklarını belirterek, kayyım yönetiminin bu karardan geri adım atması için mücadele edeceklerini ifade etti. Barışçıl protesto hakkının gasp edilmesi ve öğrencilerin ifade özgürlüğünün sistematik olarak kısıtlanmasına karşı akademik topluluk, bu süreci takip edeceklerini ve dayanışma göstermeye devam edeceklerini vurguladı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde demokratik, özerk ve katılımcı bir üniversite yapısını savunan öğrenciler ve akademisyenler, üniversitenin temel ilkelerine zarar veren bu baskı rejimine karşı direnişi sürdüreceklerini bir kez daha ilan etti.
"Özgür, özerk ve demokratik bir üniversite için direniş devam ediyor!"