Sevgili okurlarımız, bugün anneliğini çok özel ve farklı bir bakış açısı ile yaşayan bir Annenin hikayesini sizlerle paylaşacağım. Ben kendisinden ve yaşadıklarından çok etkilendim, Eminim sizin de kalbimize dokunacak bu hikaye
Merhaba Berrin Hanım, Biraz Kendinizden Bahseder Misiniz?
35 yaşındayım. Sarısoy ailesinin dört kızlarından en küçüğüyüm. 2006’da hayatımın en doğru kararını vererek İrfan Altan ile evlendim. Üç çocuk annesiyim.
Çok İlginç Ve İbret Dolu Bir Hikayeniz Var, İki Kez Hamilelik Geçirdiniz Ve İkisinde de Meme Kanseri Olduğunuzu Biliyoruz, Nasıl Oldu, Ne Zaman Ve Ne Şekilde Öğrendiniz Meme Kanseri Olduğunuzu?
Evet, iki hamileliğimde mücadele ile geçti. İkinci gebeliğimin 18. Haftasında memedeki kitleler nedeni ile doktora gittiğimde yapılan tahlil ve tetkikler sonucunda öğrendim kanser olduğumu. Hamilikte kanser olduğunuzda sürecin nasıl olacağı bir sürü bilinmeyenle doludur… Hekimlerin bazıları ya tedavi ya bebek dedi? Ben bir anneyim daha önce bir yavrumu öptüm kokladım, şimdi nasıl bir parçamdan vazgeçerim? Üstelik kendi tedavim için… Mümkün değildi, öylede oldu zaten… Hamiliklerimin takibini Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Burcu Çetinkaya yaptı ve her duamda vardır iyi ki karşıma çıktı. Riskli bir karar ile hem kanser tedavisi hem de hamileliğimi devam ettirip bebeğimi doğurmaya karar verdim. Hamilelik gerçekten Allah’ın bir lütfu, şöyle ki ben kemoterapi alıyorum, vücudum kırılıyor, kirpiklerim bile dökülüyor ama o mucize içimde ve içinde bulunduğu sıvı ona hiçbir şekilde kemoterapinin zararını yansıtmıyor. 2013 yılında dünyaya gözlerini ilk Op.Dr. Burcu Çetinkaya’nın ellerinde açtı Ömer... Benim gibi çok dirençli bir bebekti, tüm kemoterapilere, operasyonlara rağmen o sağlıkla gülümsüyordu ve 3 kg 140gr’dı!. Doğum sonrası 30 seans daha kemoterapi aldım ve artık meme kanseri değildim… 2015 yılında Yağmur Burcu’ya hamile kalmıştım. Fakat tamamen bitmiş olan meme kanseri hücreleri gebeliğinin 33. haftasında tekrar ortaya çıktı. Bu zorlu sürece Ömer’in gebeliğinden maalesef ki tecrübeliydim, hem tedavi sürecini hem de doğumu kontrol altında tutarak, Yağmur Burcu’yu 37 haftalıkken tıpkı Ömer Abisi gibi 3 kilo 140 gramla yine Op.Dr. Burcu Çetinkaya’nın ellerinde dünyaya gözleri açtı…
Hiç Bir Yatkınlığınız Olmamasına, Ailede Böyle Bir Hikayenin Olmamasına Ve Hiç Bir Belirti Yaşamamış Olmanıza Rağmen Bu Hastalıkla Karşılaşmanız Çok Ender Görülen Bişey Olmalı? Öğrendiğinizde Nasıl Tepki Verdiniz?
Genetik yatkınlığım yok, ailemde yok, hatta yakın çevremde eş dostta da meme kanseri öyküsü olan kimse yok. Üstelik bana ilk kanser tanısı konulduğunda henüz 31 yaşındaydım yani risk gurubunda bile değildim… Ama her iki gebelimde de meme kanseri ile karşı karşıya kaldım. Onkoloji doktorum gebeliğin beni koruması gerekirken hastalığı alevlendirdiğini ve vücudumun ters çalıştığını söyledi. Çok ender bir durummuş oda benim başıma geldi… İlk kanser tanısı konulduğunda sakindim ama ikinci hamileliğimde de çok etkilendim…
Hastalığınızın Hamileliğinize Etkisi Oldu Mu? Neler Yaşadınız?
Tıbbi olarak Op.Dr. Burcu Çetinkaya ile sürekli iletişim halindeydik, beni cesaretlendiren de uyaranda hep o oldu Ömer’i 38. Haftası dolunca normal doğum zamanında dünyaya getirdim. Fakat üçüncü hamileliğimde kızımı erken doğum yapmam gerekti. Erken doğuma rağmen Yağmur Burcu çok sağlıklı bir kız çocuğuydu yoğun bakım sürecine ihtiyacımız bile olmadı çok şükür…
Moral Ve Motivasyon Tedavi İçin Çok Önemli, Hamilelik Döneminde Hormonal Değişiklikler Yüzünden Duygusal İniş Çıkışlar Yaşadınız Mı? Moralinizi Yüksek Tutmak İçin Neler Yaptınız?
Evet yaşadım. Ah o hormonlar hamilikte biz kadınları en çok zorlayan duygusal yönümüzdür bide üzerine kanser gibi korkutucu ne olacağı belirsiz bir hastalık eklenince gerçekten çok zor zamanlar geçirdim. Tedaviyi bir şekilde oluyorsunuz fakat moral ve motivasyon bu süreçte çok önemli. Tabi ki canımın içi annem Perihan, bir insanı en iyi annesi anlar zaten o hep yanımdaydı… Belki benden daha çok korkuyordu ama beni hep yüreklendirdi… sonra kız kardeşlerim Zeycan ve Sevcan annem iyi ki çok çocuk yapmış., öyle güzel anlıyorsunuz ki kıymetlerini bir kız kardeş inanın dünyaya bedel.. Arkadaşlarım, dostlarım hepsi yanımdaydı. Herkesin yeri çok ayrı tabi ama sevgili eşim İrfan, o bu süreçte bir erkekden beklenmeyecek incelikte, duygusallıkta her an yanımdaydı… Beni ailemizi korumak bizi bir arada tutmak için en az benim kadar savaştı… Yani nikâh memurları boşuna demiyor iyi günde kötü günde diye. İyi bir eş bu dünyada ki en önemli seçiminiz. Bunu özellikle sevgiye ilgiye muhtaç olduğunuz o hastalık dönemlerinde çok daha iyi anlıyorsunuz. Tüm bunları düşününce nasılda şanslı bir kadın olduğumu düşünüyorum ve çok şükrediyorum…
İkinci Hamileliğiniz Esnasında Diğer Çocuğunuz da Çok Küçüktü, Onunla Yeterince İlgilenebildiniz mi?
Eşim, annem, kardeşlerimle birlikte ilgilendik. Evde seferberlik ilan edilmişti resmen J Ben çabuk toparladım doğum ve ameliyatla sonra… doğumlarımda ve takip süreçlerimde Op.Dr. Burcu Çetinkaya en büyük şansımdı.. ve Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Bahattin Toptaş ameliyatlarımda harikalar yarattı. Bu iki doktorun hayatımda, tedavi sürecimde yerleri çok başkadır. Bir doktordan ziyada bir dost, bir abla, bir abi ve çok iyi motivasyon kaynaklarıydılar. Her ikisine de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Doğumlarınız da neler yaşadınız? Bebekleriniz de herhangi bir sorun oluştu mu?
Gebelik süreçlerim üzüntülü geçse de doğumlarım hep çok güzel geçti. Bebeklerim de yoğun bakım gibi bir sıkıntı yaşmadık. Şu anda da çok sağlıklılar çok şükür.
Hastalığı Öğrenince Tedavi Sürecini Başlatmak İçin Bebeği Almak İstemişler Ancak Siz İzin Vermemişsiniz? Yaşam Tehlikeniz Olmasına Rağmen Bebeğinizi Dünyaya Getirmeyi Göze Aldınız? Hiç Korku Hissettiniz mi?
Evet Ömer’imde vazgeçmemi söylediler. Fakat ben içimden hep inandım. Op.Dr. Burcu Çetinkaya tıbbi olarak kemoterapi sürecinin bebeğe bir zarar vermeyeceğini söylemesi ile de kürtajı hemen aklımızdan çıkarttık. Korkuyorsunuz Tülay Hanım, çünkü süreç bir sürü bilinmeyenle dolu… hamileliğim bittiğinde her iki bebeğimizde kemoterapi dönemim devam etti için emziremedim… Ama en büyük korkum üç çocuğu annesiz ve kıymetli eşimi bensiz bırakıp bu dünyadan gitmekti…
Şuan Sağlık Durumunuz Nasıl? Çocuklarınızın Sağlığı İyi mi?
Artık Kanser Değilim… Sağlık Durumum Çok İyi Çok Şükür. Çocuklarımda Çok İyiler. Beş Kişilik Sağlıklı Kocaman Bir Aileyiz Biz…
Hayatla İlgili Düşünceleriniz Emininin ki Çok Değişmiştir, Bizimle Paylaşır Mısınız?
Zaman Çok Kıymetli Hayat Çok Güzel Sevdiklerinizle Her Anın Tadını Çıkarın Çünkü Zamanı Geri Alamıyoruz... Yarını bilmiyorsunuz, ne getireceğinden habersizsiniz o yüzden tek karınız bu gün, bu günün kıymetini çok iyi bilin… Mutlaka çok iyi dostlar edinin, güzel insanlar mutlu anılar biriktirin. Ve sizi çok seven, her koşulda yanınızda olan hayatının merkezine sadece sizin mutluluğunuzu koyan bir eş ile evlenin. Tedavi sürecimde emeği olan; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Burcu Çetinkaya’ya, Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Bahattin Toptaş’a, Onkoloji Uzmanları Doç.Dr. Alper Can, Uzm.Dr. Deniz Işık’a ve, Annem Perihan, kız kardeşlerim Zeycan ve Sevcan’a, Dostlarım, Alev, Gülay, Nehir, Feride ve Sevgi’ye, Yeryüzündeki cennetim canım eşim İrfan’a sonsuz teşekkürler… Olmasalar başaramazdım… iyi ki varsınız… Verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkürler Berrin hanım, hikayenizden çok etkilendim. Herşeye rağmen, tüm zorluklara göğüs gererek kurduğunuz ailenizin mutluluğunun daim olmasını dilerim.