Geçenlerde tanıştığım emekli bir öğretmen, “Bana posta ile Orman Genel Müdürlüğünden karaçam tohumları gönderildi. Ben İzmit’te oturuyorum. Burada karaçam yetişir mi?” diye sordu.
İzmit ve çevresinde hiçbir çam türünün doğal olarak bulunmadığını, yapılan karaçam ağaçlandırmalarından da netice alınmadığını, kentin bazı yerlerinde 25-30 sene önce dikilmiş karaçamların da çok kötü durumda olduğunu söyledim.
Bu konuşmadan birkaç gün sonra aynı zarf benim evime de geldi. Bu neyin nesi diyerek internette araştırma yaptım: Orman Genel Müdürlüğü bu zarftan tam “yirmi üç milyon aileye” göndermiş. Türkiye’nin nüfusu 81 milyon olduğuna ve her aile ortalama dört kişiden oluştuğuna göre bu zarfların yurdun her köşesine gönderildiği apaçık ortada. Zarfın içinde Orman Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalara ilişkin propaganda içerikli broşürler de var.
Dile kolay bayanlar ve baylar… İçinde renkli ve birinci kalite kağıtlara basılarak hazırlanmış broşürler de olan yirmi üç milyon zarf… Şu masrafa bakınız! Buna harcanan para ile yüzlerce hektar alanda ağaçlandırma yapılırdı. Çok yazık; bunu yapan, görevi ormanları korumak ve arttırmak olan Orman Genel Müdürlüğü.
Bu genel müdürlüğe sorulması gerekiyor; yaptığınız yayınlarda karaçamın yetişme ortamı isteklerini belirtiyor, harita üzerinde bu ağaç türünün Türkiye’deki yayılışını gösteriyorsunuz. Karaçam Türkiye orman alanının ancak %7 kadarını kapsıyor. Durum bu olduğuna göre karaçam tohumlarını, ekilsinler diye Türkiye’nin her noktasına hangi bilimsel verilere dayanarak gönderiyorsunuz? Bir ağaç türü Türkiye gibi koskoca bir ülkenin her yeri için nasıl uygun oluyor?
Ülkenin her bir yanına örneğin karaçam tohumu göndermek “Bu ülkenin insanları! İstediğiniz ağacın tohumunu, istediğiniz yerde ekin, ağaç oluşur, gelişir ve yaşar!.. Çünkü Türkiye’nin her yerinde toprak ve iklim şartları her ağaç için uygundur! ” demek olmuyor mu? Demek ki bu genel müdürlüğe göre örneğin Ağrı’nın Patnos’una, Hakkari’nin Yüksekova’sına, Kars’ın Digor’una gönderdiğiniz karacam tohumlarını zarflardan çıkarıp dikecekler ve oralarda ağaçları olacak. Bunlar hangi Botanik ve Ağaçlandırma kitaplarında yazıyor acaba? Ama haklısınız! Ormanlarının altına atık depoları yapılması konu edilen bir ülkede yaşıyoruz.
Karaçam ormanlarının olduğu yerlerde bile karaçama uygun olmayan yerler bulunabileceği Orman Fakültelerinin kitaplarında yazılı değil mi?
Böyle bir şeyin mümkün olamayacağı ortaokul kitaplarında bile yazmaktadır.
Propaganda yapayım derken oluşturulan şu algıya, bilimsellikten şu uzaklığa bakar mısınız! Bu kadarına pes!