2020 ve 2021 yılı bütün dünya için zor yıllar olarak tarihe geçecek. Covid insanlığın başına tam bir bela.
Türkiye bu yılları ve sonrası yılları da çok zor geçireceği görülüyor. Diğer devletler ekonomik sistemleri gereği, salgından sonra yine toparlanacaklar. Ama bizim toparlanmamız oldukça zor. Çünkü ekonomik sistemimizin tüm ayarları alt üst edildi.
Tamamen borç ve tüketime yönelik bir büyüme tercihini kullanıyoruz. Zirai ve sınai üretim anlayışını terk ettik. Her şeyi ithal eder noktaya geldik.
Doların inmesi ve çıkması hiçbir ülkeyi bizim kadar ilgilendirmiyor. Düşünün bu kadar ithalata bağımlı olmasak, ödemeler dengesi 40 50 milyar dolar açık vermese, doların durumu bizi bu kadar ilgilendirir mi?
Ancak, öğünüyoruz ya işte şu kadar ihracat yaptık. Rekor kırdık vs.
Oysa yapılan ihracatın hiçbir katma değeri yok. Sadece fason üretim yapıyoruz.
İmalat sektörünün ana ve ara girdilerinin %76’sı ithalat. Yani üretilen malların maliyetinin %76’sını dışardan alıyoruz. Üzerine işçilik ve diğer giderleri koyarak ihraç ediyoruz. Toplam ihracatımızın da %94,2’si bu şekilde.
Diğer bir ifade ile ihracatın %94,2’sinden bir karımız yok. Sadece istihdama faydası var. Katma değer üreten ihracat toplam ihracatın sadece %5,8’i.
Böyle bir ekonomik yapı dolar bağımlılığından kopabilir mi?
Bu çark dönmez. Bir yerlerde kırılır. Yapılması gereken ithal edilen ana ve ara mallarında ülkemizde üretecek modele dönmektir. Ülkemizin model ve entelektüel sermaye potansiyeli mevcuttur. Yeter ki bu modelde ısrar edilsin.
Mevcut modelin sonu çıkmaz sokaktır. İthal et, ödeyeme borçlan, yükselen dolarla borçların artsın. Nereye kadar.
BDDK NE İŞ YAPAR
Banka denetleme ve düzenleme kurulu (BDDK) banka hareketlerini denetlemekle görevli bir kurum sözde. Bence sadece seyrediyor. Mevduat faizi ile kredi faizi arasında uygulanan bu kadar yüksek makas dünyada var mıdır acaba. Vatandaştan aldığı paraya %14 – 15 faiz verirken, sattığı paradan %25’e kadar faiz almaktadır. Sözüm ona politika faizi %19. Bankalar bu tavrı ile vatandaşı resmen döviz almaya teşvik etmektedir.
Diğer taraftan bankaların döviz alım satımına bakıyorsunuz. Vatandaşın dövizine (2 Nisan tarihi itibarıyla) 7,97 TL’de alışı oluyor, 8,37 TL’den satış yapıyor. İnsaf yahu. Bir dolarda 40 kuruş kar olur mu? Yine vatandaşa adeta dövizini satma diyor.
Diğer önemli bir yanlışta, basında gördüğümüz kadarıyla bazı kamu bankaları dolara baskı için son günlerde dolar satışı yapıyormuş. Yahu siz İngiliz tefecilerinin çıkarlarına mı hizmet ediyorsunuz. Bırakın dolar yükselsin adamlar çıkarken yüksekten dolar alsın, size ne.