İnsanın kendisiyle hesaplaşması, kendini sorgulaması çoğu zaman acı verir, ama kendimizi hatta hayatı anlamamız açısından,olmazsa olmazlardandır.
Zaman zaman kendimizle yüzleşiyor ve kendi kendimize hesaplaşıyormuyuz? Yaptıklarımızı hiç kontrol ediyormuyuz? Kendi iç muhasebemizi yaparken, yanlışlarımızı kabulleniyormuyuz? Yoksa kendimizi haklı çıkarmak için bahaneler buluyor böylece gerçeklerden kaçıyormuyuz?
Bu uzun sayılabilecek girişten sonra, esas konumuza dönmek istiyorum:
Haftalık yazılarımda en çok hangi konuları nasıl işlediğime dönüp bir baktım. Ekonomi ve iş hayatı ile ilgili, daha ziyade olumsuz değerlendirmelerde bulunmuşum. Beni bu şekilde düşünmeye iten sebepler, gözlemlerim ve çevremden bana aktarılan bilgilere dayanmakta.Olabildiğince objektif davranmaya çalışarak yazmaya gayret ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde, bir grup ticaret erbabı dostlarımızla bir araya gelerek, hem genel ekonomiyi hem de son dönemlerde İZMİT perakende piyasalarında yaşanmakta olan gelişmeleri değerlendirdik.
Benim burada gördüğüm: Esnaf kendisiyle YÜZLEŞME’yi göze almış; özeleştiri mekanizmasını hayata geçirmek ve bundan sonra da bilimsel metodolojiyi akademik destekle kullanarak kendisini sorgulamak istemekte.
Bu oldukça cesaret verici bir gelişmedir.
Neden mi?
Ekonomik ve sosyal hayatın en önemli unsurlarından olan küçük ve orta boy ticari işletmelerin sahipleri, gelişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için bireysel gayret göstermenin çok da yeterli olmayacağının farkına varmışlardır.
Kentimizde sayıları giderek artan büyük alışveriş merkezleri, zincir mağazalar ve fabrika satış mağazaları ile rekabet edebilmenin, ancak birliktelikle mümkün olacağını, birlikteliğin en önemli sonucunun (başarının) ise tüketiciye toplu olarak güven verecek davranışlar ve doğru imaj yaratmakla ortaya çıkacağını kabullenmişlerdir.
Esnaf, böylesi önemli ve gerekli bir hamleyi başlatırken, tüketicilerimizin, yerel yönetimlerin ve şehrimizde faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının yöneticilerinin davranışlarında da nelerin değişmesi gerektiğini irdelemekte fayda vardır; Örneğin:
-Tüketicilerimiz; bu kentin birer hemşerisi olarak, kendi içlerinden insanlar olan esnafa daha olumlu yaklaşırsa, alışveriş tercihlerini olabildiğince buralardan yana kullanırsa,
-Fiş alıp almamayı pazarlık konusu yapmazsa, esnafı kayıt dışı çalışmaya zorlamazsa, esnaftan böyle bir talep geldiğinde reddederse,
-Anlamsız ve inandırıcı bulunmayan indirimleri ilan eden esnaftan alışveriş yapmayarak bunları cezalandırıp doğru davranışa sevk ederse,
-Yerel yönetimler esnafın müşterileriyle trafik ve park sorunu yaşamadan, büyük alışveriş merkezlerindeki sosyal aktivitelere benzer imkanları vakit geçirmeden sağlarsa, bunun için esnaf örgütleriyle danışarak hareket ederse,
-Sanayi kuruluşları, çalışanlarına promosyon olarak verdikleri alışveriş çeklerinin kent esnafında da kullanılmasına imkan sağlarsa,
-Esnaf temsilcilerinin tanıtım ve reklam faaliyetlerine fabrikaların uygun görülecek bölümlerinde izin verirse,
İnanıyorum ki, kendisine çekidüzen verecek İZMİT esnafı, daha pek çok çözüm önerilerini de geliştirerek, önce bunları hak ettiğini ilgililere gösterecek, ve haklı taleplerde bulunacaktır.
Tabiidir ki, her kesimin önce kendi sorgulamasını yaparak kendisiyle YÜZLEŞMESİ’ni gerçekleştirmesi gerekir.
YAZARIN NOTU: BU YAZIM 7 YIL ÖNCE YEREL BİR GAZETEDE YAYINLANMIŞTI. SİZCE GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR MU?