Turan Kayıkçı
Turan Kayıkçı

Budama Kıskacı

Budama sözcüğün kıraç topraklarda kuzu peşinde koşarken; ilkin çocukluk arkadaşım kobuk lakaplı Abdullah’ tan duymuştum.

23 Mayıs 2021 Saat: 00:39

Oyun oynarken mızıkçılık yapan Beyzade’ye:

-          Ola bana bak oyunu bırakırsan gözümü kırpmadan seni o saate budarım demişti.

Beyzade de hele bir yamacıma gir bakalım kim kimi buduyor ola kobuk. Budama sözcüğü o zamandan beri bende hep birisine dayak atma olarak edegelmiştir. Yaş kemale erince nerede ötekileştirmeye yönelik aşağılanma görürsem hep budama sözcüğünü anımsarım.

     Yaşadığımız günlerin ortaya çıkardığı benlik sanrısı, kimlik kayması,  politik çekişmelerin düzeysizliği çekip götürüyor başka bir kıyıya beni. Günün zamanın her anında budama mevsimi yaşıyoruz. Sokakta, evde, işte, çarşıda, pazarda, yolda, politik arenada tutunduğumuz yerlerde buluyoruz birbirimizi.

     Yaşama soluk alma alanlarını, hayat biçimlerini buduyoruz. Bakışlarımızın dilini, sevincimizin rengini, yaşamanın anlamını buduyoruz. Ülkede yaşanılan kaotik, güvensizlik ortamı birbirimize dokunamama, bakamama biçimi bunu anlatmaktadır.

   Birey ve toplum olarak kendimizi iyi hissedebilmemizin yolunun budanmaktan geçmediğini bilirsek; sağlıklı yaşamanın, sürdürülebilir bilincin ne anlama geldiğini görebiliriz. Kör bir duygudur budamak, yok saymak, ötekileştirmektir bir başkasını.

 Kol, kanat, kafa, göz kırmaktır. Karşıdakini anlayamamaktır budamak. Eksilerek yaşamanın nasıl bir cehennem olduğunu yürekten hissetmektir. Bundan kurtulmak için tutmamız gereken hayata, hayatın doğrularına, kitaplara, sizi siz yapan yazarların yapıtlarına sarılmanızdır. Budama mevsimine yolunuzun düşmesini istemiyorsanız karşınızdaki insanlarla empati kurmalısınız.

“Kendini görmek olanaksızdır. Çünkü gerçek olan kaynağın ötekinde olduğudur” der Pontalis. Bir saplantıdaysanız eğer; budamak hayatınızın yerleşik bir uğraşına dönüşür de farkında olamazsınız. Budama yordamını narsisteler çok iyi bilirler; gökte asılı durur dillerindeki budama makası.

   Budama sözcüğünden uzak durup kendimi insan olarak tedavi etmeye başlayalı hayli zaman olmasına rağmen hala eksiklerimin olduğunun farkına varırım kimileyin.  Ötekinin hakkını savunmak insan olmaktır gerçekte. Aynı ülkede yaşayan; Türk, Kürt, Çerkez, Gürcü, Alevi, Sünni, başı açık, başı kaplı olana yapılan ötekileştirmeye karşı çıkmanın adıdır insan; eş deyişle sadece kendi bahçemizde yapılan haksızlığa karşı çıkıp, başkasının bahçesinde olanlara göz kapamanın adı insanlık olamaz. Olsa olsa yandaşlık olur. Eğer çağdaş anlamda bu birlikteliği sağlayamasak kutuplaşma kaçınılmaz olur.

   Hala düşünür dururum yaşam dünyamızda insanların ötekileştirilmesini; içimdeki çocuk fırlayıp âlemi cihana haykırır;   her düşünceden, her dilden, her kültürden, her inançtan insanların bir çiçek bahçesi gibi ülkemizi süslemeleri varken neden hep ötekileştirme naraları eksik olmuyor medya bültenlerinden! Nedeni bence emperyalizmin böl, parçala yönet mekanizmasının geri kalmış ülkelerde aralıksız işbaşında olmasıdır. Bir toplum aynı acının denizde birlikte ağlamayınca, ya da boy veren bir tomurcuğun gölgesinde birlikte sevinmedikçe budama kıskacı her göçükte devam edeceğe benziyor.  Bir ağaç nasıl budanırsa dallarından, insanda öyle budanır kolundan ve kanadından. Hep budandık darbelere gerilirken yurdum. Alt edildi gençliğim şafak karanlığında düşlerinden…

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Bilinç ve Sorgulama14 Kasım 2024 Saat: 21:41
İnsanlar ikili bir dünyayı iç içe yaşaralar. Biri içe dönük, öbürü dışa dönük
ikiyüzlü bir dünya.
Bir Ağacın Gölgesinde5 Kasım 2024 Saat: 22:06
Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Ağaçtan sorduğu sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırdı.
Başka türlü bir yer20 Ekim 2024 Saat: 21:47
aşam dünyamızda hüzünler, sevinçler, acılar, trajedilerin eksik olmadığı gün yok. Yaşamın bir parçası olmuş bu duygular.
Ülkemizde eğitimin hali pürmelali20 Eylül 2024 Saat: 13:11
9 Eylül 2024 Pazartesi günü ülkemizde anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki okullar 2024-2025 Eğitim ve Öğretim yılına başladı.
Acı Utandı4 Eylül 2024 Saat: 21:20
Çok düşündüm. Bu yazının başlığını ne koymalıyım diye, acının dahi utandığı coğrafya olan Filistin’de “Acı Utandı” daha uydun geldi bana.
Tüm Yazıları
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat