Buluşmalar, ayrılıklar ve meçhul kahramanlar

Birçok kişi gerek mesajlarla gerek telefon ederek kriz hakkında ne düşündüğümü sordu. Söyleyecek çok şey var ancak kimseye bu konu hakkında bir açıklama yapmadım.

Gelelim bugüne …. Kemal Kılıçdaroğlu TBMM’de HDP ile görüştü. Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan Cumhur İttifakını reddetti.

Öncelikle CHP ve HDP Buluşması

Bu buluşma Türkiye için çok önemliydi. HDP’den bahsedince farklı yerlerden eleştiri getiren bir yığın kişi oluyor. HDP ve CHP’yi kıyaslayın. HDP, Türkiye’nin nereye gittiğini görüyor. Türkiye’nin demokratikleşme ve normalleşme sürecinde önemli bir rol oynarsa hem kendi kimliklerinin pozitif bir katkısı olacağını hem de bu sürecin kendilerine pozitif bir dönüşü olacağını öngörerek yoluna devam ediyor.  Tüm önceliklerini gömüyor HDP. Sadece Türkiye’nin demokratikleşmesi üzerinden siyaset yapıyor. Parti ve şahsi hesaplarını ön plana çıkarmıyor.

Bir milli görüş partisi olan YRP, AKP’ye bir liste dayatıyor. HDP böyle bir şey yapmıyor. HDP ile İYİ Parti çok farklı kulvarlardan geliyor. HDP ile CHP doktrinel olarak Kürt sorununa çok farklı açılardan bakıyorlar. Ama HDP, YRP’nin saraya yaptığının binde birini bile yapmıyor. HDP uzun bir liste dayatabilirdi. HDP beklenmedik bir şekilde pozitif bir rol oynuyor ve en ufak bir dayatmada bulunmuyor. İnanılmaz bir bilge duruş sergiliyor.

Bunu neden yazıyorum? Sadece YRP ve Saray arasındaki ittifak görüşmelerini kıyaslamamak gerekiyor. Bir başka şey daha var. Muharrem İnce HDP’nin gösterdiği tavrı gösteremiyor. HDP kadar ülkenin normalleşmesine katkı sağlayamıyor. Karşımızdaki tablo bu. HDP’nin duruşunun ne kadar değerli olduğunu CHP’nin içinden çıkmış, onun cumhurbaşkanı adayı olmuş, yıllarca CHP’nin ekmeğini yemiş Muharrem İnce’nin bile gösteremediğini görmek gerekiyor.

Alın size seçim sürecinde iki aktör! Biri işin ikinci tura kalması için elinden geleni yaparken biri işin ilk turda bitmesi için elinden geleni yapıyor.  Bu perspektiften baktığınız zaman bu ülkede demokrasiyi kim istiyor, bu ülkede normalleşmeyi kim istiyor, bu ülkede rasyonel siyaseti kim yapıyor sorularına siz cevap verin. Ben yorumlamayacağım.

HDP ülkede siyaset alanının olabildiğince genişlemesi, ülkenin tansiyonunun düşmesi, tüm temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınmasını kendisi için en önemli kazanım olarak görüyor. Burada HDP’yi kutsamıyorum, kusursuz vs demiyorum. Seçim sürecinde takındıkları tavır bu.

7 Haziran’ı hatırlayın! 7 Haziran’dan sonra CHP, Devlet Bahçeli’ye başbakanlık teklif etti. “Şu ülkeyi normalleştirelim” dedi. Bahçeli bunu kabul etmedi. Gerekçesi ne olursa olsun Bahçeli bunu kabul etmedi, masaya bile oturmadı.

Ne oldu?

Darbe girişimi oldu, başkanlık sistemine geçildi, ülke iflas etti. Bakın, milliyetçiyim diye ortalığı ayağa kaldıran parti zamanında durması gereken yerde durmadığı için ülke yerle bir olabiliyor. Düşman diye adlandırılan parti ülke normalleşsin diye ezberleri bozacak hamleler yapabiliyor.

Meçhul Kahraman Muharrem İnce

Gelelim meçhul kahraman Muharrem İnce’ye .. En büyük başarısı ve zihinlere kazındığı en önemli cümle “Adam kazandı” olan, seçmeninin gözünün içine bile bakamayan, seçim sürecinde sandıkları organize edemeyen ve bunun için partisini suçlayan, inisiyatif alamayan adam şimdi inisiyatif alıp seçimi ikinci tura taşıyacak sürecin önünü açıyor. Dün YSK’ya başvurusunu yaptı. Şöyle bir açıklama yapmış: “İlk turda yüzde 30’un üzerinde oy alacağız”

Alamayacak! Bunu Muharrem İnce de biliyor. Hatta seçmenleri de biliyor. Yüzde 30 değil yüzde 20 de alamayacak. Yaptığı yapabileceği tek katkı seçimin ikinci tura kalması olacak. Şu anda tüm aktörlerin amacı seçimi ikinci tura bırakıp Erdoğan’a ikinci bir şans vermek.  Miting bile yapmıyor Erdoğan.

Neden?

Tüm hesabı ikinci tura dayalı. İkinci tura bu işi bırakacak hamleleri yapmak. “Erdoğan’a karşı ikinci  turda da ben kalacağım” diyor İnce.  Altı parti bir araya gelmiş onlar ikinci tura geçemeyecek, sandıkların başına birer tane adam koyacak kadar üyesi, delegesi, gönüllüsü olmayan Memleket Partisi lideri Muharrem İnce şu kadrosuyla hem sandıklara sahip çıkacak hem ikinci tura kalacak hem de bir zafer hikayesi çıkaracak.

Bunu daha fazla uzatmayacağım. Hepimiz bu sürecin nereye doğru gittiğini, İnce’nin etinin budunun ne olduğunu iyi kötü tahmin edebiliyoruz. Yakında detaylı anketler gelmeye başlayacak.  İnce, muhtemelen bir açıklama bulacak. “Yüzde 30’u bulurduk ama şöyle oldu böyle oldu” diyerek yoluna devam edecek. Ama büyük olasılıkla İnce’nin bu son seçimi olacak.

Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakını Neden Reddetti?

Yeniden Refah Partisi (YRP) dün Cumhur İttifakının içinde olmayacağını, Erdoğan’ı desteklemeyeceklerini, Fatih Erbakan’ı aday yapacağını açıkladı.  Bu ne anlama geliyor?

Milli Görüş çizgisinden gelen aktörler bile tabanın baskısıyla, belki Fatih Erbakan ve yönetimi bunu kabul ederdi ama tabanı Erdoğan’dan nefret ediyor ve Milli Görüş mirasını ancak O’nunla yollarını ayrıştırarak büyütebileceklerini düşünüyorlar. Doğru bir strateji mi? Evet, kendileri açısından baktığımızda doğru bir strateji. Yani şöyle diyorlar; Erdoğan yenilsin, AKP çöksün, biz oradaki Milli Görüş mirasını ancak bu şekilde geri alabiliriz.

Bir başka neden o kadar çatışmalı bir süreç ile gittiler ki. Kılıçdaroğlu birleşe birleşe kazanacak şekilde ittifakını büyütürken Erdoğan bunu başaramıyor. Çünkü ittifak kurmayı bilmiyor. İttifak yarışları içinde çok ciddi sorunları var. Erdoğan Fatih Erbakan’la anlaşsa bile o oy potansiyelini Cumhur İttifakına getiremiyor. Tabanı nefret ediyor. Sarayla aynı karede gözükmek istemiyor. Taban Erdoğan’ın Necmettin Erbakan’a yaptıklarını unutmuyor, saraya ceza kesiyor. YRP’nin oy potansiyelini Cumhur İttifakına taşıyamadıktan  sonra bu ittifakla yola devam etmenin ne anlamı var düşüncesiyle ittifak başlamadan bitirilmiş olabilir. YRP hakkında söylenecek tek şey AKP çatırdadıktan sonra ortaya çıkacak olan mirasa ciddi bir şey talip …