Kavala; “15 farklı fakülteden 300 öğrenci ile yaptığımız ankette çıkan sonuçlar öğrencilerin yaşanan bu ekonomik kriz koşullarında yaşam standartlarını gözler önüne seriyor” dedi.
Kavala; “15 farklı fakülteden 300 öğrenci ile yaptığımız ankette çıkan sonuçlar öğrencilerin yaşanan bu ekonomik kriz koşullarında yaşam standartlarını gözler önüne seriyor” dedi. detaylar haberimizde…
Kocaeli Emek Gençliği, krizin üniversite gençliğine yansımasını raporlaştırdı. 15 fakülteden 300 öğrenciile yapılan anket çalışmasında öğrencilerin yüzde 40’ından fazlası 1000 lira ve altında bir ücret ile geçinmeye çalışıyor.
Kocaeli Emek Gençliği İl Sekreteri Cemre Kavala’nın Emek Partisi (EMEP) Kocaeli İl Binasında yaptığı açıklamaya EMEP İl Başkanı Arzu Erkan, 31 Mart seçimlerinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan adayı olan Reyhan Başaran ve Emek Gençliği üyeleri katıldı.
Ekonomik krizin hayatın her alanında etkisini giderek arttırmaya başladığını belirten Kavala, “İktidar ‘itibardan tasarruf olmaz’ söylemleriyle saraylarda ejder meyveli smooty’ler içerken halka krizin faturasını yıkma gayretinde. Bu durumda gençlik de krizden payını alıyor tabi ki. Bizler de Kocaeli Emek Gençliği olarak giderek derinleşen bu krizin gençlik üzerindeki etkilerini görebilmek, gençliğin mevcut sosyal ve ekonomik yaşantısını değerlendirebilmek amacıyla bir anket çalışması yaptık. Kocaeli Üniversitesinde okuyan arkadaşlarımıza sosyal yaşamları, ekonomik durumları, sağlık sorunları, beslenme gibi temel konularda sorular sorduk ve çıkan sonuçları kamuoyuyla paylaşmak istedik. 15 farklı fakülteden 300 öğrenci ile yaptığımız ankette çıkan sonuçlar öğrencilerin yaşanan bu ekonomik kriz koşullarında yaşam standartlarını gözler önüne seriyor” dedi.
Anket sonuçlarının gençlerin giderek yoksullaştığını göstermiş olduğunu belirten Kavala, okul hayatının içinde yer alabilmenin, okulu bitirebilmenin her geçen gün zorlaştığını belirtti. Krizin giderek etkisini arttırdığını söyleyen Kavala, “Her 3 öğrenciden 1’i bir işte çalışıyor. Çalışan gençler 2018’in ikinci çeyreğinden itibaren çalışma yaşamına girmeye başlamış. Bu da gösteriyor ki krizle beraber gençlerin çalışma oranı artmış, kriz derinleştikçe çalışan öğrenci sayısı da artacaktır. Çalışma koşulları ise öğrenciler için daha ağır. Hayatını idame ettirebilmek, okuyabilmek için çalışan öğrenciler güvencesiz, sigortasız, kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Çalışan öğrencilerin yarısından fazlası (%60) sigortasız çalıştırılıyor. Düzenli olarak çalışan arkadaşlarımız günde 8-10 saat arası işlerde saati 5-10 lira gibi düşük ücretlerde çalışıyorlar. Bizlere eğitimin ücretsiz olduğu söylendiği halde çıkan tablo gerçekleri gösteriyor. Bizler okumak için uğraşırken, kötü çalışma koşulları altında çalışıp eğitim hayatımızı sürdürmeye çalışırken destek görmüyoruz” ifadelerini kullandı
.
Türk-İş’in 2019 yılı Mayıs ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına değinen Kavala,“Evli olmayan bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 2625 lira. Öğrencilerin yüzde 40’ından fazlası ise 1000 lira ve altı ilegeçinmeye çalışıyor. Bu parayla barınma, beslenme gibi temel ihtiyaçları gidermeye çalışmanın yanında sosyal hayatımızı da bu miktara göre şekillendirmeye çalışıyoruz. Gelirin yarısını devlet tarafından verilen kredi/burs oluşturmakta. Öğrencilerin yarısından çoğu ihtiyaçlarını bu kredi ile karşılıyor. Kredinin yetmediği noktalarda da ilk başvurulan yer kredi kartları oluyor. Hem aldığı kredi ile hem de her gün artan kredi kartı borcu ile bizler geleceğimizi borçla kuruyoruz. Ailelerinden destek alan öğrencilerin yarısı en fazla 500 lira destek alabiliyor. Bu gelen destek de genellikle barınma ihtiyaçlarını karşılayabilecek noktada. Geriye kalan miktar ile bir ayı geçirmeye çalışmak ise büyük özveri istiyor. Bu da bize günde sadece 16 lira harcama hakkı veriyor. Bir günlük tüm ihtiyaçlarımızı 16 lira ile karşılayabilmenin bir gerçekliği yok” dedi.
“Çalışmamızın gösterdiği bir diğer sonuç da sağlıklı beslenemiyor olduğumuz gerçeği” diyen Kavala,öğrencilerin gün içinde 2 öğün ile karnını doyurmaya çalıştığını aktardı. “Sağlıklı yaşamak için gerekli besinleri tüketemiyoruz. Karbonhidrat ağırlıklı beslenme düzeninde makarna, hamur işi, fast food gibi ucuz ve besin değeri açısından yetersiz kalan gıda tüketimimiz çok fazla. Çünkü öğrencilerin yarısından fazlası aylık gelirlerinden beslenmeye ayırdıkları payla sebze meyve alamıyor. Daha ucuz ve çabuk doyuran yiyecekleri tüketmek zorunda kalıyoruz. Protein ihtiyacını ise okul yemekhanesinde yiyebildiğimiz etli yemekler ile karşılayabiliyoruz. Onun dışında aylık et tüketimi yok denecek kadar az durumda” dedi.
Temel ihtiyaçlarımızdan biri olan barınma konusunda da büyük problemlerle karşılaştıklarını ifade eden Kavala, “2 devlet üniversitesi bulunan Kocaeli’de 2017 verilerine göre 90 bin öğrenci var. Ancak bu öğrenciler için 16 devlet ve 52 özel yurduntoplam kapasitesi 20 bin 213. Yurtta kalma imkanı bulamayan öğrencilerin tercihi ise ortak yaşadıkları evler oluyor. İzmit’te ev kiraları 2018 ağustos ayından itibaren 700 liradan 1500 lirayakadar çıktı. Önümüzdeki dönemde ise bundan daha fazla miktarlar söz konusu olacaktır. Öğrencilerin bu kadar yoğun yaşadığı bir kentte temel ihtiyaçlardan biri olan barınma hakkı için öğrencilere kısıtlı bir alan tanınmaktadır”dedi.
Kültür sanata erişimin problemli olduğunu belirten Kavala, “Erişemiyoruz. Aylık gelirimizden sadece 48 lirasını kitap, dergi, gazete alışverişine verebiliyor, bunun büyük çoğunluğu da eğitim için gerekli materyaller için yaptığımız harcamalar oluşturuyor. Sinema ya da tiyatroya ayda en fazla 2 defa gidebiliyor, onun için de bir bilet alana bir biletin bedava olduğu günleri bekliyoruz” diye konuştu.
Ortaya çıkan verilerin kendilerine her geçen gün derinleşen krizin faturasının gençlere de kesildiğini söyleyen Kavala, “Gençler eğitim hakkından mahrum bırakılırken kötü çalışma koşullarında saatlerce ucuz emek gücüolarak kullanılıyor. Bizden bekledikleri bu düzen içinde ardı arkası kesilmeyen krizlerin bir parçası olmamız ve krizin faturasını ödememiz. Faturayı bize çıkaranlar kendi çıkarları için birlikte hareket ediyorlar. Bizler de kendi çıkarlarımız için, okurken çalışmaya mecbur bırakılmadığımız, eğitimin ücretsiz olduğu bir dünya için birlik olmalıyız. Ancak biz birleştiğimizde krizin faturasını reddedebiliriz” dedi. Patron ve hükümetin kendi çıkarlarını savunmak için birlikte ve örgütlü hareket ettiğini aktaran Kavala, “Bizler de kendi çıkarlarımız için birlik olup örgütlenmek zorundayız. Krizin faturası ancak böyle reddedilebilir. Bunun için ortak talepler etrafında örgütlenmeli ve bu düzene karşı mücadele ile birleştirmek zorundayız” dedi. Kaynak: Evrensel