Sözcü‘den Özlem Gürses CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile süreci konuştu.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) şaibeli bir şekilde 31 Mart’ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ederek seçimleri yenileme kararı aldı. İstanbullular 23 Haziran’da yeniden oy kullanacak.
Sözcü‘den Özlem Gürses CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile süreci konuştu.
-Herkesin en çok merak ettiği konu şu: Seçim ve sandık güvenliğini ittifak partileri nasıl sağlayacak?
Doğrusu 31 Mart gecesi bu konuda çok iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Sadece şunu söyleyeyim, 23 Haziran gecesi, 31 Mart’tan bile daha hazırlıklı, daha kararlı, daha inançlı olacağız.
31 Mart’ta her okula bir avukat demiştik, bunu da başardık. 1919 okulda 1919 avukat temsilcimiz vardı. Şimdi diyoruz ki “Her sandığa bir avukat”. Yani 31 bin 178 sandık için avukatlarımız olacak. Bunun dışında da sandık temsilcilerimiz ve müşahitlerimizin sayısı neredeyse iki katına çıkacak. Daha önce görev yapan arkadaşlarımızı 2. eğitime aldık şu anda. Her ihtimali çalışıyoruz tek tek.
31 Mart seçimlerinde yüzde 16 oranında tanınan İmamoğlu şu anda AKP seçmeni arasında bile en yüksek tanınma oranına sahip. Bu da sadece bizzat kendisinin kullandığı dil ve vatandaşla her yerde kucaklaşmasıyla mümkün oldu. Bu Ekrem Bey’in kendisi, o öyle biri, bu sahicilik her yerde karşılık buluyor.
“Ne yaparsak yapalım bu seçimde kazanamayız, AKP-MHP mutlaka kazanmak için her şeyi planlamıştır.” Biliyorum, bazı vatandaşlarımızda bu duygu hakim… Bu duyguyu da değiştirmek için ne yapabiliriz, bunun da üzerinde çalışıyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, kaybetmeyi öğrenecekler. Birinci seçimde kaybetmeyi bilmiyorlardı, öğrenmeyi de reddettiler, içerine sindiremediler.
Ama bu seçimde AKP’ye kaybetmeyi öğreteceğiz, öğrenecekler. “Seçimleri bir kez daha iptal ederlerse…” senaryosunu çok gerçekçi bulmuyoruz, aksi durumda o günün koşulları içinde değerlendiririz. Ama kişisel olarak ben de bu ihtimali uzak görüyorum.
Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı 18 gün içinde yaptıklarını vurgulayacağız. Mazbatanın alınmasıyla 16 milyon İstanbullunun hakkının gasp edildiğini anlatacağız.
Bizdeki rakam daha fazla. Hepimizin İstanbul’da ve Türkiye’de yaşadığı bir 24 Haziran travması vardı. Sokakta hep şu söyleniyordu “Sandıklara sahip çıkamadınız, Muharrem İnce’yi cumhurbaşkanı yapamadınız, yerel seçimlerde hiç bir şey olmaz, yine AKP kazanır…”
24 Haziran’daki öfkenin büyüklüğü aslında beklentiyi de gösteriyordu. 31 Mart’a kadar o öfkeyi nasıl umuda çeviririz diye düşündük ve o yönde çalıştık. 23 Haziran’a gelirsek… 31 Mart’ta “Bizim hiç umudumuz yoktu, sandığa bile gitmedik… Ama hakikaten kazanabiliyormuşuz” diyen bir CHP seçmeni var. İşte bu duygu, sandığa gitmeyen seçmeni oy kullanmaya ikna edecek.
AKP’nin seçmeninin yoğun olduğu mahallelerde “Bu işte bir haksızlık var” diyen çok sayıda vatandaşımız var, bunu biliyoruz. Bir 10 yıl önce “çaldılar” deselerdi, belki inandırabilirlerdi. Ama bugün artık bundan sonuç alamıyorlar.
Siyasi tarihte anılacak bir rakam bu, şu anda 150 bin kişi ve başvurular yağmur gibi yağmaya devam ediyor. Hepsini tek tek değerlendirip sisteme alıyoruz.
Her şey! Sosyal medya yönetiminden, sandık eğitimine, hukuki süreçlerden lojistik konularına kadar aklınıza ne geliyorsa… Okul ve sandık görevlilerimiz şu anda isim isim çalışılıyor. Bunu özellikle önemsiyoruz, her birinin partili ve seçim konusunda yüksek deneyime sahip kişiler olması için uğraşıyoruz.
Elbette, o gece de tüm temsilcilerimiz partiliydi. Ama 31 Mart’tan farklı olarak bu sefer her sandıktaki kişilerin CHP il, ilçe örgütlerinden gelmiş olmasını, mutlaka bir ya da 2 seçim geçirmiş olmasını önemsiyoruz. Bu kişiler arasında eski siyasetçilerimiz, il ya da ilçe başkanlarımız da olacak. Yani 31 bin 186 sandıkta her türlü sandık aksaklığına karşı ne yapacağını iyi bilen bir kadro. İstanbul Gönülleri ile birlikte geçen seçimde 200 bin kişi, sandıklarda ve sahadaydık. 23 Haziran’da bu rakamın 250 bini geçeceğini düşünüyoruz.
DSP kimin lehine çekildi bilemiyorum ama DSP seçmeni Ekrem Bey’e oy verecek, bunu söyleyebilirim. Bu nedenle aday çıkarmamış olmaları önemli.
Sadece Kılıçdaroğlu değil açıkçası, büyük parti mitinglerinin karşı tarafı korkuttuğu ve konsolide ettiği yönünde araştırma sonuçları var elimizde. Bu nedenle sahada, sokak sokak, ev ev ilerleyeceğiz.
Ekrem İmamoğlu siyasi çizgi olarak sosyal demokrasiyi benimsemiş ama aile yaşantısı ve geçmişi nedeniyle sağ seçmeni de rencide etmeyen bir dille konuşuyor.
Çok haklısınız, çok kritik bir konu bu. Ekrem Bey de defalarca söyledi, elimizde ıslak imzalı tutanak fotoğrafları olmasaydı, seçim belki de o gece bitmişti. Tıpkı 31 Mart gecesi yaptığımız gibi 23 Haziran gecesi de tüm sandıklardan en doğru ve ıslak imzalı verileri anında alacağız. Şu kadarını söyleyeyim; bu veriyi bir merkezi sistemle, tüm yayıncılara aktarabileceğimiz yeni bir haber akışı organizasyonu için çalışıyoruz. Biraz daha yol alalım, ayrıntılarını da açıklayacağız.