Nurettin Çelik, asgari ücret artışı işçiyi de işvereni de zora sokmuştur 

Sevinelim mi? Üzülelim mi? En az 2.500 TL olması gereken Asgari ücret 2000 TL olarak belirlenmiştir Kötü mü oldu diyenlere “her artış güzeldir Lakin yetersizdir” diye cevap vermek isteriz.

 İşçiye senin hakkın bu! sesini çıkarma! dercesine işçilerimiz psikolojik baskı altına alınmaya çalışılıyor. İşçilerimiz artışı Mecbur kabul etmek zorunda. Ama emin olun bu travmayı ve mobingi not ediyor.

İşin diğer bir tarafı da işveren açısından oluşan maliyettir. İyi de kardeşim ucuza adam çalıştırmak da ayıp oluyor diyebilirsiniz. Alınterinin hakkı kurumadan ödenmeli diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama ayakta kalan işveren “bulursanız” ona bunları söyleyin deriz.

Toplumsal ekonomik travma yaşıyoruz. Hem derinden hem de açıktan yaşanan bir travma.  Para dönmüyor. Ekonomi para sirkülasyonu olmadan nefes alamıyor. Parası olanların ekseriyeti zor ve zahmetli üretime dayalı yatırımdan kaçıyor. Daha fazla gelir getiren yüksek faize kayıyor.  Ve de yüksek faizli krediler nedeniyle kredi kullanan olmayınca hepten ticari döngü kırıldı. Sıcak parayla beslenen toplumsal motivasyon bozuldu.

Üretim İçin Çözüm Yolu Bulmalıyız

Üretim motivasyonu İçin bağırmadan konuşmayı, birbirimize en azından saygı göstermeyi, liyakati öncelemeyi, adil olmayı öğrenirsek çözüm yolu bulunur. Siyasette dış politikada ekonomide yanlış referanslara bel bağlarsanız sonuçlar ağır olur. Ne diyelim körle yatan şaşı kalkar. 

Memleket sorunlarının çözümü fikri ve vicdani zenginlikle ele alınması gerekmektedir. Maalesef hem şehrimiz de hem ülkemiz de birçok konuda olduğu gibi bu alanda da sığlık yaşanmaktadır.

Hacivat Karagöz misali atışmalar yapılarak eleştiri yapana kızarak ver papazı al papazı dedikten sonra eldeki papazı da kaybederek zaman, ekonomik ve itibar kayıplarına neden olunmaktadır.

Mutlu yaşayacağımız şehirler inşaa etmek istiyoruz

Şehri yönetenlerin geçmişten ders almadığı, değerlerine bağlı gelecek vizyonu olmadığını üzülerek izlemekteyiz. Bugün Kocaelimizin adeta ben geliyorum diyen, önlem alınmazsa bir felakete dönüşecek kentsel dönüşüm gündemi var. Arsa sahibinin hakkı- müteahhittin hakkı- belediyenin hakkı- siyasetçinin göz hakkı derken Kocaelinin, yani hepimizin geleceği elimizden kayıp gidiyor.

Sorun bu noktaya gelmeden şehrin tüm bilim adamları siyasi-mesleki -sosyal-sivil tarafları makul sayıdaki kişilerle bir araya gelinmeli ortak çözüm arayışları yapılmalıdır. Şehrin sürdürülebilir imarı için medeniyetimizin temel taşlarından aile-mahalle-komşuluk-çevre standartlarına, evrensel ve deprem gerçeğine afet yönetim planlarına uygun yapılaşma ilkeleri belirlenmelidir. Kentin tarihi ve doğal yapısını-güzelliğini bozmayan ezmeyen bütüncül bir yapılaşmayı öncelemeliyiz. Kentsel dönüşüm nedir ve ne değildir sorularının cevabını bulmalıyız.

Etik ve estetik kurulları oluşturmalıyız. Şehre bakıldığında adeta noktalama işaretlerini, deve hörgücünü andıran yapılaşmaya izin vermemeliyiz. Kocaeli Allah’ın bahşettiği bir çok doğal güzelliği barındırmaktadır. Ancak ruhsatlandırılmış da olsa her yeni yapılan inşaatla adeta bu tabii güzellikle savaşa giriliyor. Kocaeli’nin her tarafında adil ve planlı kentsel dönüşüm ilkeleri belirlenmelidir. Prof. Saadettin Öktem’in dediği gibi

“Toplum kendi değerlerine göre bir şehir inşa edebilirse o şehirde mutlu yaşar” Lütfen kamplaşmadan bu işe çözüm bulalım. Yoksa önlem almayan her yetkili siyasetçinin yüzüne karşı hain demek bu şehirde yaşayan herkesin hakkıdır. Sonradan Kocaeli’ye ihanet ettik demenin de kimseye faydası yoktur.

İşte bu noktada tüm Kocaeli’de bu şehri ve insanını düşünen, sevgi ve saygıyla davranan “Temiz İnsan”larla, adaylarla karşınıza çıkıyoruz. Başlangıcını Başiskele’den Av. Zafer MUTLU ile yaptığımız ilk aday açıklamamıza diğer ilçelerde ve Büyükşehirde çok yakında adaylarımızı ilan ederek devam edeceğiz.