Büyükşehir Belediyesinin taşeron işçilere kadro vermesiyle alakalı bir takım şartlar ortaya koyuldu. Bunun neticesinde Açık öğretim diplomalı taşeron işçilerin kadroya alınmadığı ortaya çıktı.
Açık öğretim-örgün öğretim ayrımı gözetmeksizin tüm taşeron işçileri kadroya alacağını vaat eden belediye, sözünde durmadı. Devletin verdiği açık öğretim diplomasını hiçe sayarak, bu diplomaya sahip olan taşeron işçilerin emeklerini zayi etti. Büyükşehir Belediyesi acilen bu yanlıştan dönmeli ve devletimizin verdiği diplomayı dikkate almalıdır. Tüm işçiler kadrolu olmalı diploma farkı aranmamalı.
10 yıllık taşeron 40 yaş sınırına takıldı
Yapılan toplu alımlarda diploma şartı olduğu gibi gerçekleştirilen mülakatlarda 40 yaş sınırında olan işçilere de kadro verilmeyerek haksızlık yapılıyor.10 yıldan beri belediyede taşeron işçi olarak çalışan bir işçi kadro verilecek bahanesiyle yıllardır az maaş ve çok mesai ile sömürülüyor.30 yaşında belediyeye girmiş ve 10 yıldır taşeron çalışan bir işçiyi 40 yaş sınırı koyarak kadroya dahil etmemek hangi vicdan kriterine sığar. Belediyeye yıllarca emek vermiş bir işçiyi bu kadro bahanesiyle emeklerini sömüren büyükşehir belediyesi işçinin hakkını vermelidir. Belediyede hali hazırda çalışanlara yaş sınırı koymak emek hırsızlığıdır.
Mülakatta ak parti kriteri
Toplu alımlarda yapılan mülakatta yaş sınırı ve diploma kriterinin yanı sıra Ak parti teşkilatlarında çalışmayanlara da kadro verilmiyor. İktidar partisinin çalışmalarında kendini göstermeyen işçiler kadrolarda kendine yer bulamıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi şehirlerin patronu hakikaten de İl başkanları mı? İl ve ilçe başkanlığından onay almayan işçilere kadro verilmeyecek mi? Büyükşehir adam kayırmamalı. İşçinin emeğini zayi etmemelidir.
Geçmişe değil kendinize bakın
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız dolarla alakalı bir açıklama yaparak geçmişe bakmamız gerektiğini söyledi. Biz de şunu söylüyoruz İlk iktidara geldiğiniz dönem dolar 1,50 TL idi şimdi 4 lira sınırına dayandı. Bunun dışında altın ve faiz fiyatları aldı başını gidiyor. Bir ayda asgari ücretlinin cebinden tam 100 lira fazladan çıktı. Memurun cebinden ise 250 çıktı. Neden? Artan vergiler ve yükselen fiyatlardan dolayı. Peki, geçmişi konuşmak yerine bugün ki tablodan neden bahsetmiyorsunuz? Bunu dile getirmiyorsunuz?
Kaynak üretim ile olur vatandaşın cebi ile değil
Ekonomide artık deniz bitmiştir ve hükümet bundan dolayı vatandaşın cebini kaynak olarak görüyor. Bir devlet yüksek vergiler ile büyümez. Üretim ile ihracat ile büyür. Sanayi ve teknolojisi ile büyür. Eğer Türkiye’nin gerçekten kalkınmasını istiyorsanız kaynağı vatandaşın cebinde aramayın. Üretim ve yatırımda arayın. Yapılan yatırımların hiçbir mantığı ve getirisi yok. Sadece israf ediyor ve yükü vatandaşın omuzlarına yüklüyor. Belki de Osmangazi Köprüsü’nden hiç geçmeyecek Anadolu’da yaşayan vatandaşı bu köprünün borcuna ortak ediyor. Böyle şey olmaz. Diğer bir yatırım olan şehir hastaneleri içerisinden çıkılmaz bir pozisyona girmek üzere, adeta hastalığı teşvik eder bir mantıkla dizayn ediliyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.