Geçen günlerde, Ahmet Hakan'ın yönettiği, "Tarafsız Bölge" programına konuk olan Deniz Baykal, yaptığı açıklamalarla; gerek siyasi çevrelerde ve gerekse CHP'de gündem oluşturma başarısını göstermiştir.
40 yıllık çalkantılı siyasi geçmişi sürecinde, tartışmalı ve önemli bir siyasi bir figür olma becerisini gösteren Baykal; 2010 yılında, bilgisayarlara düşen, özel hayatıyla ilgili komplo görüntüleri nedeniyle, Başkanlık görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır. İlerlemiş yaşına rağmen, siyaseten aktif olma tutkusundan vazgeçmeyen Sayın Baykal, anılan açık oturumda; ülke gündemini oluşturan konular hakkındaki açıklamaları, CHP yönetimi ile görüşleri tartışma yaratmıştır. Baykal'ın bu beklenmeyen çıkışı, bugüne dek koalisyon görüntüsü verdiğini ve ideolojik netliğe kavuşmadığını düşündüğüm CHP'nin; kendisiyle hesaplaşmasına, ideal bütünlüğü kavuşmasına olanak sağlamıştır.
Siyasetle ilgilenen herkesin kendisi hakkında kanaat sahibi olduğuna inandığım Baykal hakkında; "Köksüz, ama sürekli bir veliaht duygusu içindedir" tanımlaması yanında, "hizipçi" kimliği yakıştırması da genel kabul görmüştür. Rakipleriyle mücadele içindeki geçen siyasi yaşamında; parti içi demokrasiyi gözetmemesi, yeni kadroların oluşumuna olanak sağlamaması hep eleştiri konusu olmuştur. Ani ayrılışını takip eden süreçte, partinin yeni lider bulma konusundaki yaşadığı zorluk, bu olumsuz tavrın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Tüm çabalarına rağmen; yüzde 20'yi geçmeyen oy düzeyi ise, lider olarak toplumsal kabul görmediğinin göstergesi olmuştur.
Başarısız bir geçmişi arkada bırakan Sayın Baykal; sözkonusu toplantıda ortaya koyduğu görüşleri de çok sorunlu bulunmuştur. Özellikle iç ve dış otoriterlerin çok hatalı buldukları "Suriye" politikasını, "Milli Muhalefet" adına destekleme ve arka çıkma tavrı, sosyal-demokrat olma iddiasındaki bir partinin geçmiş dönem liderine yakışmamıştır. Ayrıca; mensubu olduğu partinin yönetimi ile görüşlerini kamuoyuna taşıması ve tartışlır kılması da tasvip görmemiştir.
Konu buralara gelmişken; CHP'nin; yenilenme çabalarına devam etmesi, kendisini daha fazla sol platformada var edecek politik enstrümanları ortaya koyması, demokrasi söylemini ete kemiğe büründürmesi, slogan bazında değil, somut projelerle gündem oluşturması, Sayın Baykal ve temsil ettiği zihniyetin partide yer bulmaması, etkin olmaması, nihayetinde; CHP olarak ideolojik bütünlüğe kavuşması ve hedeflenmelidir. Öte yandan; önümüzdeki dönemlerde; öngörülen politik önermeleri daha başarıyla uygulacak, partiyi iktidara taşıyacak yeni lider ve yönetim kadrolarının işbaşına getirilmesi hedeflenmeli, öngörülmelidir,