Siyaset

CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDEN SESLENDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Ardahan, Göle ve Posof Belediyelerini Ziyaret Ederek Halka Seslendi.

4 Ocak 2025 Saat: 00:08
CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDEN SESLENDİ
CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDEN SESLENDİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Erdoğan Zengin Dostudur, Emekliye Bulamadığını 40 Haramilere Bulur”

“EMEKLİYE YÜZDE 1 AZ ZAM VERMEK İÇİN ENFLASYON ‘YÜZDE 1’ DEDİLER”

“TUZU KURULARIN, ENSESİ KALINLARIN İKTİDARI BİTİYOR”

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ İNSANLARIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ardahan’da vatandaşlara hitap etti. CHP Lideri Özel, “Değerli Ardahanlılar dün Manisa’dan akşam uçağıyla Kars’a, oradan buraya geldim. Manisa’da hava 15 derece civarındaydı herhalde. ‘Soğuk’ diyorduk, üşüyorduk. Burada şimdi eksi 15 derecede sizler bizi karşıladınız. Ama sizlerin gözlerinin içi, Ege’nin güneşi kadar sıcak. Hepinizi çok seviyoruz, hepiniz hoş geldiniz. Biraz önce başkan söyledi, bu benim Ardahan‘a beşinci gelişim. Birinde meslek örgütündeyken gelmiştim, siyasetteki dördüncü gelişim. Milletvekili olarak geldim, iki kez grup başkan vekili olarak geldim, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak geldik. Önce baba ocağımıza uğradık. Cumhuriyet Halk Partisi ki hepimizin baba evidir. Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘İki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri de Cumhuriyet Halk Partisi’dir’ demiştir. Sabah baba evinde oturduk, konuştuk. Baba evinin kapılara ardına kadar açık, her gelenin yeri başımızın üzeridir. Çünkü bu baba evi hiçbirimizin tapulu malı değildir. Üzerinden ne ‘Özgür Özel’ yazar tapusunda, ne ‘Kemal Kılıçdaroğlu’. Ne ‘İsmet İnönü’ yazar, ne ‘Bülent Ecevit’. Tapu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Öyle olunca geçmişte hangi partide olmuş olursa olsun tüm Ardahanlıları baba evimize bekleriz” dedi. Özel, şunları dile getirdi:                                              . Haber: Özgen Sarıkaya/Net Medya Grup-İGFA

 

 https://youtu.be/ECXg8wxUI6A

EN KISA ZAMANDA ARDAHAN’A CHP İKTİDARINI YAŞATACAĞIZ

“1992’ye kadar Türkiye’nin en bilinen ilçelerinden biri olan Ardahan 92’de 75’inci ilimiz oldu. O günden bugüne de 93 Harbi’nden sonra 43 yıl işgale direnmiş; yaşlı, kadın, genç, erkek demeden en zor şartlarda mücadele etmiş; özgürlüğünün, bağımsızlığın, al-yıldızlı al bayrağın ve Mustafa Kemal’in kıymetini en çok bilenler Ardahanlılardır. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hepimizin gönlünde ayrı bir yeri var Ardahan’ın. Çok seçimlere girdik. 15 kez çok partili sistemde sandığa gittik, bunların pek çoğunda sosyal demokrat partiler; CHP, SODEP, SHP, DSP kazandı. İki dönemdir Faruk Demir başkanımız Ardahan’da iki oydan birini alarak, yaptığı hizmetler takdir görerek, kapısından kimseyi çevirmeyerek, halkça belediyecilik anlayışıyla en iyi hizmetleri yaparak çalışıyor. Siz de onu takdir ediyorsunuz, biz de ona teşekkür ediyoruz. Bir yanımda adaşım Özgür Erdem İncesu var. O da Meclis’te her fırsatta sizin sorunlarınızı dile getiriyor. Örgütümüzle birlikte İl Başkanımız, tecrübeli Başkanımız Yalçın Taştan’la birlikte bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hep beraber ilçelerimizi, köylerimizi gezecekler. İl genel meclisi üyelerimizle, belediye meclisi üyelerimizle, başkanlarımızla birlikte Ardahan’ın sesini Meclis’te duyurmaya, en kısa zamanda da Ardahan‘da Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını sizlere yerelde de yaşatmak için gayret gösterecekler. Hepsine teşekkür ediyoruz.”

“ARDAHAN’IN YOLLARIYLA GURUR DUYDUM”

“Geçtiğimiz sefer geldiğimde belediye yeni alınmıştı, yollar berbat durumdaydı. Faruk Demir elime liste verdi, ‘Başta İzmir Büyükşehir olmak üzere bu asfalt sorununu ancak dayanışma ile aşarız’ dedi. ‘Hemşerilerim en iyisini hak ediyor, söz verdim’ dedi. Biz gayret ettik, genel başkanımız gayret etti, o günkü yöneticilerimiz, Seyit Bey gayret etti. Faruk Başkan geldi, gitti. Şimdi görüyorum; Ardahan’ın yollarıyla gurur duydum, kendisine teşekkür ediyorum. Bunun yanında Kültür Merkezi vardı; yapılmış, bitmiş olduğunu öğrendim. Hayvan kesim evi yapılacaktı, mezbaha yapılacaktı; olmuş. Yanına kavurma imalathanesi yapılmış. Söz verilen hizmetler yapılmış, yenileri için de gayret gösteriliyor. Ben de partinin genel başkanı olarak üzerime ne düşerse, Türkiye Belediyeler Birliği‘ne; Ekrem Başkanımızın üstüne ne düşerse, diğer birliklerimize ne düşerse Ardahan’ın yanındayız, Faruk Demir’in arkasındayız. Otogarınızın inşaatı bitmiş, hizmete girmiş. Bunu da büyük bir memnuniyetle gördüm. Geçen sefer söz vermiştik, bunları da gördük. Bundan sonraki süreçte de çok daha iyilerini yapacağız. Ama esas mesele nedir? Belediye ne yapar? Mezbaha yapar, otogar yapar, asfalt döker, evelallah buralarda eksiğimiz yok. Varsa da gideririz.”

 

“HÜKÜMETİN YAPACAĞI İŞLER VAR”

“Ama belediyenin yapamayacağı, hükümetin yapacağı işler var. Bunların en başında eğer konu Ardahan’sa hayvancılık. Bugün Ardahan’da sütü 12 liraya satıyorsunuz, doğru mu? 12 lira. Yem 600 lira, 660 lira. 50 kilo olduğuna göre yemin kilosu da 12 lira. Hani bir kilo süt satınca, 1,5 kilo yem alacaktık. 1 kilo süt satınca 1,5 kilo yem alırsan para kazanır. 1 kilo süt, 1 kilo yem aynı paraya gelirse -ki şimdi alınamıyor bile- o zaman maalesef hayvanlar kesime gider, hayvancılık yara alır. Gelirken hayvancılık yapan büyüklerimizle sohbet ettik yolda. Diyorlar ki ‘Biz aslında bütün Türkiye’yi doyururuz, kendi karnımızı da doyururuz. Ama yurt dışından, ta Güney Amerika ülkelerinden angusların gelmesi, bunlara destek verilmesi, bunlardan zaman zaman verginin sıfırlanması bizi perişan etti. Onlara destek yerine Ardahan’daki hayvancılıkla uğraşanlara, arıcılıkla uğraşanlara, süt üretenlere, süt ürünlerinden şehrini ve kendini geçindirmeye çalışanlara destek olunması lazım’ diyor. Ve diyorlar ki ‘2025 yılında 525 bin, yarım milyondan fazla hayvan ithalatına daha izin verildi. Resmi Gazetede yayımlandı, bu bizim idam fermanımız demek’ diyorlar. Ben buradan Sayın Erdoğan’ı bir kez daha uyarıyorum. Ardahan’da gece eksi 30 derece, gündüz bu vakitte eksi 16 -17 derecede bu insanlar sana sesini duyuramadıkları için burada toplandılar. ‘Yap’ demiyorum, yapmayacaksın. ‘O ithalatı engelle’ demiyorum, söz verdin, yandaşlarını zengin edeceksin. Ama Cumhuriyet Halk Partisi ilk sandıkta gelecek, ithalatı yasaklayacak o kaynakları Ardahan’ın hayvancısına, çiftçisine aktaracak, bu insanların yüzünü güldürecek. Söz veriyoruz buna.

 

“İKTİDARIMIZDA ÜRETİCİNİN KREDİ FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ”

“Çiftçi sayımız 20 yılda 2.8 milyondan 2.3 milyona düşmüş. Nüfus 20 milyon artmış 500 bin çiftçi kayıp. Normalde 500 bin çiftçinin artması lazım. O artmamış, 500 bin de eksilmiş. Yani ülkede 1 milyon çiftçi kayıp. Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalaması 58. Eskiden 35’ti. Yani gençler kaçıyor, çiftçiler kocuyor, yaşlar ilerliyor ve üç gençten ikisi şöyle cevap veriyor, ‘Eğer bir iş bulursam seneye tarımla uğraşmayacağım.’ Üç çiftçiden ikisi genç çiftçilerin bu işi bırakmanın peşinde. Ve yine çiftçilerin neredeyse dörtte üçü banka borçlarıyla, hacizlerle, faizlerle karşı karşıya. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçimizin ve hayvancımızın çekmiş oldukları kredilerin, faizlerini bir sefere mahsus sileceğiz. Ana parasını da beş yıla böleceğiz. Bunun müjdesini veriyoruz. Tarım ve hayvancılık kenti Ardahan’ı ayrıca ekstra teşvik edeceğiz, hibelerle öncelikli bir kent haline getireceğiz.”

 

“KENDİ ÇIKARDIĞI KANUNA UYMAYANLARI SİZE ŞİKAYET EDİYORUZ”

“Malum çıkan kanuna göre, ki o kanun yıllar önce Cumhuriyet Halk Partisi ile AK Parti’nin ortak oylarıyla, rahmetli Deniz Baykal’ın çağrısıyla çıkmıştı. Gayri safi milli hasılanın yüzde biri çiftçiye destekleme olarak dağıtılacaktı. Bu sene bütçe geldi, gayri safi milli hasıla belli oldu. Bu paranın yüzde biri 615 milyar lira ama çiftçiye destek için ayrılan para 135 milyar lira. Kendi çıkardığı kanuna kendi uymayan, verdiği sözü kendi tutmayanlar sizlerin hak ettiği desteklemenin beşte birini bütçeye koydular. Yani bütçenin tamamı harcansa, tamamı çiftçiye verilse, verilen sözün beşte biri tutulacak. Bu, kendi çıkardığı kanuna uymayanları da size şikayet ediyoruz.”

 

“ARDAHAN’IN BEKLEDİĞİ YATIRIMLARI AKP YAPMAZ, YAPAMAZ”

“Ardahanlıların beklentilerinin farkındayız. İl başkanım, milletvekilim, belediye başkanım bugün de anlattılar. Özgür Erdem İncesu Meclis’te konuştu ve dinlediniz. 30 yıldır Doğu Ekspresi bekliyorsunuz. Doğu Ekspresi geliyor, Kars’ta duruyor. Doğu Ekspresi‘nin son durağında Ardahan olması lazım, ilk durağın da Ardahan olması lazım. O tren buraya gelse turizm canlanacak, ekonomide yeni imkanlar ortaya çıkacak, esnafın yüzü gülecek, Ardahanlının yüzü gülecek. 2018 seçimleri öncesinde Sayın Erdoğan 1 Mart‘ta buraya geldi, Sahara Tüneli‘nin sözünü verdi. O tünel yapıldığında Hopa Limanı’na ulaşım çok kolay olacaktı. Dedi ki, ‘Hazırlıklara başladık. İnşallah seçimden sonra ilk kazmayı vuruyoruz.’ Üstünden beş yıl geçti, halen daha Sahara Tüneli’ne kazmayı vurmadılar. Bir diğer Ardahan‘a yapılan kandırmaca ise Posof Ilgar Tüneli. Ona da 2017’de göstermelik olarak başladılar. Önce ‘2019’da bitireceğiz’ dediler. Sonra projenin detayları çıktı, bitiş yılında ‘2021’ diye tabelaya yazdılar. 2025 yılındayız, Posof Ilgar Tüneli’nde ilerleme 100 metre. Sadece 100 metre ilerlediler. Çıldır Gölü’nün turizme açılması, Yalnızçam Kayak Tesisleri’nin aktif hale getirilmesi Ardahan için önemli. Bunları AK Parti yapar mı? Vallahi yapmaz, yapamaz. Yapacak olsa şimdiye kadar yapardı. 2017’den 2025’e; sekiz yılda 100 metre tünel ilerlediyse artık Tayyip Bey'in gözünde Ardahan yok, Ardahanlıların gözünde de bundan sonra Erdoğan yok.”

  

“MAAŞI KİRAYA VERSEN AÇ KALIRSIN, KARNINI DOYURSAN SOKAKTA KALIRSIN”

“Erdoğan diyor ki ‘Emeklileri hiçbir zaman enflasyona ezdirmedim, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedim.’ Maalesef doğru söylemiyor. Şahit var mı? Şahit buradaki, Ardahan’daki emekliler. Tayyip Bey gelmeden önce, onun hep kötülediği üçlü koalisyon döneminde, rahmetli Ecevit’in o beğenmediği son döneminde, en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Doğru mu? Bugün asgari ücret 22 bin lira. Yetersiz ama 22 bin lira. 1,5 asgari ücret olsa, kaç para olacak emekli maaşı? 33 bin lira. Bugün 12 bin 500 lirayı 14 bin lira yapmaya hazırlanıyorlar. 14 bin lira en düşük emekli maaşı değildir. Emekliyi düşkün hale getirme maaşıdır. Emekliyi aç bırakma maaşıdır. Emekliyi sefalete mahkum etme maaşıdır. 14 bin lira ile emekli ev kirası ödese, Ardahan’da ortalama ev kirası 12 bin 200 lira. Yani bütün evlere ödenen kirayı ev sayısına böl, 12 bin 200 lira. 14 bin lira maaş, 12 bin lira ev kirası. Nasıl olacak bu geçim? Hadi ortalaması 12, en kötü eve razı oldun. 6 bin, 7 bin, 8 bin liradan aşağı ev yok. Maaşın yarısından çoğu kiraya geçiyor. Maaşı kiraya versen aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın.”

  

“YİNE EMEKLİLERİN CEBİNDEN PARA ÇALDILAR”

“Diğer taraftan asgari ücrette 17 bin lirayı bir yıl boyunca zamlamadılar. Neymiş efendim? Asgari ücrete zam yaparsak enflasyon artarmış. Hayatımda duyduğum en büyük yalan. Merkez Bankası hesaplamış, asgari ücret yüzde 1 artınca, enflasyon binde 0,7, 10 binde 7 artıyor. Enflasyonu eğer elektriğe zam yaparken düşünmezsen, doğalgaza zam yaparken düşünmezsen, sene başında MTV, ÖTV’ler arttı, şoför esnafı diyor ki ‘Arabalar eski, kaza yapacağız. Bırak araba değiştirmeyi lastik değiştiremiyorum.’ ÖTV, KDV’yi düşürmezsen enflasyon düşmez. Geçen sene 17 bin 2 liralık asgari ücrete bir yıl boyunca 1 kuruş zam yapmadılar. Enflasyon işte çıktı yine yüzde 50. Bugün enflasyonu yüzde 1 olarak açıkladılar. Niye? Bugün açıklanan enflasyon toplam enflasyona etki edecek. Yüzde 2,5-3 çıksa, 2 puan fazla zam verecek. Emekliye yüzde 12 değil, 11 vermek için, 16 değil, 15 vermek için bugün enflasyonu geçen sene olduğu gibi bütün zamlar 1 Ocak’tan geçerli, enflasyon yüzde 1 dediler. Yine SSK emeklisinin, yine devlet memurluğundan emekli olanın, Bağ-Kur emeklisinin, tarım Bağ-Kur emeklisinin cebinden para çaldılar.”

 

“TÜRKİYE’NİN ÖBÜR UCUNDA SES AYNI, GEÇİM YOKSA SEÇİM VAR”

“Yüzde 11 ile, yüzde 15 ile geçim olmaz. 22 bin lira asgari ücretle geçim olmaz. 14 bin lira emekli maaşıyla geçim olmaz. Geçim olmazsa ne olur? Geçim yoksa, seçim var. Erdoğan, dün Sayın Erdoğan Manisa’da benim hemşerilerim bağırıyordu, ‘Geçim yoksa seçim var’ diye. Bugün Ardahan’da Ardahanlı hemşerilerim bağırıyor. Eksi 17 derece sıcaklıkta, Türkiye’nin öbür ucunda, Manisa’dan 2 bin 400 kilometre ötede ses aynı. ‘Geçim yoksa, seçim var.’ Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak dün bismillah dedik, ilk çağrımızı Manisa’dan yaptık. Bugün Ardahan’dayız. Birazdan Ardahan’ımızın, Kars’ımızın güzel ilçelerine tek tek gideceğiz. Yarın Kars’tayız. Öbür gün Sarıkamış’tayız. Öbür gün Erzurum’dayız. Haftaya Konya’da, Mersin’de, Kahramanmaraş’tayız. Biz emeklinin sesini duyurmaya, emekçinin sesini duyurmaya, yetimin, yoksulun hakkını aramaya, çiftçimize sahip çıkmaya, arıcımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

 

“40 HARAMİLERDEN YÜZDE 11, EMEKÇİDEN YÜZDE 87 VERGİ”

“Erdoğan zenginlerin dostudur. O emekliye bulamadığı parayı, beşli çeteye, 40 haramilere bulmaktadır. Onun 43 zengin müteahhidinin 37’si geçen sene 1 kuruş vergi vermedi ama buradaki Ardahanlıların vergi vermekten anası ağladı. Elektrik kullanırken vergi, suda vergi, mazota vergi, ekmeğe vergi, kıyafete vergi, kırtasiyeye vergi, bu vergilerin; dolaylı vergilerin toplamı yüzde 67. Yüzde 20 de maaşlarından kestin, yüzde 87. Şirketler ne verdi? ‘Yüzde 13’ dedin, yüzde 11 vergi toplandın. Koca koca holdinglerden, koca koca zenginlerden, 40 haramilerden yüzde 11, garibandan, emekliden, emekçiden yüzde 87. Lanet olsun böyle düzene. Bu düzeni değiştireceğiz. Sizin iktidarınızı, halkın iktidarını, emeklinin, emekçinin, çiftçinin, hayvancılıkla uğraşanın iktidarını kuracağız. Var mısınız halkın iktidarını kurmaya? Var mısınız? Göreceksiniz hep birlikte başaracağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız. Biz kazanınca yoksullar kazanacak. Biz kazanınca garibanlar kazanacak. Tuzu kuruların, ensesi kalınların iktidarı bitiyor. Ardahanlıların iktidarı geliyor, milletin ve halkın iktidarı geliyor. Hepinizi sevgi ile selamlıyorum. Hakkınızı helal edin. Bu soğukta beklediniz, bu soğukta toplandınız. Hepinizi seviyoruz, Ardahan’ı seviyoruz, ülkemizi seviyoruz. Hep beraber başaracağız. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Posof'tan Seslendi

“Biz Cumhuriyet Halk Partisi Olarak Terör Bitsin İstiyoruz”

“GENÇLER ÖZGÜRLÜK İSTİYOR”

“VATANDAŞIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEĞİZ

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Posof Belediyesini ziyaret etti. CHP Lideri Özel burada yaptığı konuşmada, “Dün Türkiye’nin en batısından, memleketim Manisa’da yılın ilk konuşmasını yaptım. Oradan İzmir’e gittim. Uçağa bindim. Kars’a geldim. Dün akşam Ardahan’daydım. Şimdi Posof’tayız. Türkiye’nin en doğusundaki belediyemizi ziyaret edecek olmanın, genç Erdem Demirci başkanımız tebrik edecek olmanın, Posof gibi 1963-73-77-2004 seçimlerinde kazandığımız ama maalesef, 2009’da da kazandığımız, 2014’te iki dönem, 2024’ten itibaren bir başka partinin elinde olan ve maalesef çok acı çeken, ıstırap çeken, zorluk çeken bir ilçemizi yeniden genç bir başkanımızla kazanmanın, yüzde 57 gibi bir oy oranı ile Posof’u kazanmanın gururu içindeyim. Hepinize ayrı ayrı teşekkür etmeye geldim” dedi. Özel, şunları söyledi:

 

https://youtu.be/0HBGO7MzikQ

“GENÇ BAŞKANIMIZI YÜREKTEN KUTLUYORUM”

“Erdem Başkan, 6 bin nüfuslu bir ilçeyi 36 milyon gibi bir borçla devraldı. Bu büyük borcu tabii ki yapılacak hizmetleri ciddi şekilde engelliyor. Diğer yandan da kamuya olan borçlarda malum bir yandan da Sayın Erdoğan ‘Silkeleyin’ diyor. ‘Silkeleyin’ diyor buranın da üstüne gidiyorlar. Önce böyle bir geldiler. Sizlerin, kamuoyunun tepkisiyle geri çekildiler. Başkan, 36 milyonluk borcu hiç önemsemeden var gücüyle çalışmaya başladı. Ben sizin çektiğinizi size anlatacak değilim ama iktidar partisi, iki dönemlik kötü yönetiminin sonunda ‘Doğalgazı getireceğiz’ diye yıllarca söz verip, doğalgazı getirip, yolları kapatmayı bir türlü beceremedi. 3 yıl çamurun içinde adeta yürümenin zor olduğu yerlerde, şuncacık ilçede eziyet çektiniz. Başkanımızın 9 ay boyunca bu konuda büyük bir mücadele verdiğini, beton döktüğünü ve sizler tarafından takdir edildiğini biliyorum. Ben de bütün bu imkansızlıklara, borca rağmen bu sorunu çözen genç başkanımızı yürekten kutluyorum.”

 

“BU SEÇİMLERİN KAZANANI BÜTÜN TÜRKİYE’DİR”

“Ayrıca bir kültür ve sanat festivali yaparak ta Türkiye’nin öbür ucunda, batıda her imkanlar var. Büyükşehirlerde her imkanlar var. Şehir merkezlerinin imkanları var. Ama Posof gibi bir sınır ilçesinde bir kültür ve sanat festivali düzenlenmiş olması son derece önemlidir. Sokak hayvanları için yapılan barınak son derece önemlidir. Karla kaplı yolların hızlı müdahale ile Posof’a özel bir şekilde hızla açılması sizlerin hepinizin takdir ettiği önemli işler olmuştur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak belediye seçimlerini kazandığımız gün de söyledik. Bu seçimlerin kazananı bütün Türkiye’dir. Kazananı bütün Posof’tur. Kaybedeni yok. Biz hizmette kimseyi ayırmıyoruz. Bundan sonraki süreç çok daha iyi olacak. Bu işin bu kadar borç varken, ilk bir yılı zor. İlk bir yılda bu işler yapıldı. Türkiye Belediyeler Birliği üzerinden Ekrem Başkanımızla, diğer birliklerimiz üzerinden birlik başkanlarımızla, sosyal demokrat belediyeler, SODEM-Sen üzerinden biz elimizden geldiği kadar genç başkana, Erdem Başkana, Posof’a sahip çıkmaya, size en iyi hizmetleri vermeye devam edeceğiz.”

 

“YEREL SEÇİMDE YAŞATTIĞINIZ BAŞARIYI GENEL SEÇİME TAŞIYIP İKTİDAR YAPMANIZ LAZIM”

“Tabii belediye başkanının yaptığı iş var, yapamayacağı iş var. Biraz önce Ardahan’da Faruk Başkanın yaptıklarını siz de gittikçe görüyorsunuz. Ben geçen seçim geldiğimde oranın asfalt sorunu vardı. Şimdi Maşallah o sorun bitti. Sizin de gittiğinizde belki utandığınız bir garaj vardı. Şimdi harika bir garajı Ekrem İmamoğlu’nun katkısıyla oraya yaptık. Bitmek bilmeyen kesimhane bitti. Yanına kavurma üretim tesisleri kuruldu. Kültür merkezleri yapıldı. Posof’ta Erdem Başkan çalışıyor, Ardahan’da Faruk Başkan çalışıyor ama belediyenin yapacakları bu kadar, belki biraz daha bir şeyler olabilir. Şimdi elinizde bazı şeyler tutuyorsunuz. O tuttuklarınızla çok haklısınız ama onun için bize yerel seçimde Posof’ta, Ardahan’da Türkiye’nin yüzde 65’inde yaşattığınız başarıyı, genel seçime taşıyıp, Atatürk’ün partisini iktidar yapmamız lazım. Bana anlattılar. 2017’de söz verdiler. ‘Başlıyoruz’ dediler. Efendim, ‘2019’da bitecek.’ Yok ‘2021’de bitecek.’ 8 sene geçmiş. İşte bu tünel. Yapılması gereken tünel yapılıp da limana bağlantı sağlanamamış. 100 metre yol almışlar tünelde. 100 metre ilerlemişler. Onun dışında ‘Tünel olmayınca göç oluyor’ diyor. ‘Göç olunca’ diyor ‘Genç kalmıyor Posof’ta.’ Şimdi zaten ben Devlet Bahçeli’ye hep söylüyorum. Her şeyden bir beka sorunu çıkarıyor. Efendim, ‘Cumhuriyet Halk Partisi kazanırsa Ardahan’da beka sorunu olur. Eğer Ankara’yı kazanırsa beka sorunu olur. İstanbul’u kazanırsa beka sorunu olur.’ Kazandık, iki dönemdir yönetiyoruz. Hiç beka sorunu yok. MHP’li Baki ağabeyin bile keyfi yerinde. Beka sorunu yaşayan yok. Ama öbür taraftan esas beka sorunu bütün dünyanın, Türkiye’nin üzerinde gözünün olması, burada hayal kurması değil bizim gençlerin bütün dünyanın diğer ülkelerinde hayal kurmasıdır. Dört gençten üç tanesi valizleri kafada toplamış. Diyor ki ‘Ben ilk fırsatta yurtdışına gideceğim.’ İşte o zaman perişanız. Sen doğur, büyüt, hastalığında doktorunda, ilacında, okulunda, kırtasiyesinde, öğretmeninde, eğitiminde, teknik lisesinde, üniversiteye giderken dershanesinde, üniversitede en iyi eğitimlerde, laboratuvarlarda bitirdi mi? Türkiye’de bir konsere gidecek, konserler iptal. Bir tweet atıyor, kapıda polis. Gençler özgürlük istiyor. Özgürlük yok, baskı var. Ülkeyi yönetenlerin yüzleri kararmış. Niyetleri bozmuş. İlk fırsatta kendinden olmayanı terörist ilan ediyor. Sonra işine geldi mi, ‘Terör örgütünün ele başı gelsin Meclis’ten konuşuversin’ diyor.”

 

“ANALAR AĞLAMASIN İSTİYORUZ”

“Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak terör bitsin istiyoruz. Analar ağlamasın istiyoruz. Ama Meclis’teki hiçbir parti dışlanmasın ve bu terör sorununa bu ülkede barışçıl bir çözüm herkesin rızasıyla başta da şehit ailelerinin, gazilerin rızasıyla üretilecekse üretilsin, bir de bu milletin Atatürk’ün partisine, bizim gibi ay yıldızlı al bayrak için can verenlerin partisine, bu mübarek camilerden, minarelerden ezan durmasın diye can verenlerin, bu ülkeyi Yunan ordularından, Rus ordularından, Fransız, İtalyan ordularından kurtaranların kurduğu partiye, bu ülkenin bölünmez bütünlüğünün teminatı olan partimize geçen de döndüler dediler ki ‘Bölücüsünüz, bilmem necisiniz.’ Biz bunların yaptığının yüzde 1’ini yapmadık. Ama şimdi AK Partilisi, MHP’lisi bir lafla birlikte bütün tükürdüklerini yaladılar, başka bir şey yapıyorlar. Ben burada Posofluların vicdanına sesleniyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi Türkiye’nin birliğinin de beraberliğinin de barışının da tek teminatıdır. Bizim milliyetçiliğimizin zekatı başkalarına yeter. Bizim bu ülkeyi sevmemizin, bağlılığımızın zekatı başkalarına yeter. İşine gelince milliyetçi, işine gelince başka türlü. İşine gelince muhafazakar, işine gelince başka türlü.”

“BAŞKALARINI KARALAYIP GÜNÜ GELİNCE NELERE KALKIŞILDIĞINI GÖRÜYORUZ”

“Cumhuriyet Halk Partisi gibi kurulduğu günden beri bu ülkenin birliğinin, beraberliğinin, ay yıldızlı al bayrağının, camisinin minaresinden ezan okunmasının da her fikrin söylenmesinin de Alevi’sinin de Sünni’sinin de, Kürt’ünün de Türk’ünün de teminatı, Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bundan sonra ama Posof’ta ama Ardahan’da, ama 81 vilayette, ama 973 ilçede bu konularda kimse bize konuşmasın. Herkesin ne dediğini, ne yaptığını, oy için ne hamaset yaptığını, başkalarını nasıl karaladığını günü gelince nelere kalkıştığını hepimiz gördük. Biz asla ve asla bu ülkede kimsenin gözünün yaşının akmasını istemeyiz. İki şeyin rengi olmaz. Bir, ananın gözünün yaşının rengi olmaz. İki, işçinin alnının terinin rengi olmaz. Bu ikisinin de paha biçilmez, bunlar konusunda en hassas parti de Cumhuriyet Halk Partisi’dir.”

 

“TALİMAT VERDİLER, ENFLASYONU KENDİLERİNCE AYARLATTILAR”

“Bugün asgari ücret tartışmaları var. Maalesef bugün TÜİK yılın son günü yine emekçilere, yine emeklilere bir gol attı ve geçti. TÜİK ne demek, TÜİK neyin baş harfleri? Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu. Tayyip Erdoğan’ı üzmüyor ama sizi üzüyor, sizi. Sizi üzüyor. Normalde ENAG diye bir kuruluş var. Bunlar namuslu, hiçbir yere bağlı olmayan, kimseye borcu olmayan, üniversite hocalarından kurulmuş, bağımsız bir kuruluş. O hesaplamış enflasyonu yüzde 83. TÜİK hesaplamış enflasyonu yüzde 44. Bu ayın enflasyonu güya yüzde 1’miş. Yani geçen ay 100 lira olan bir mal bu ay 101 lira olmuş. 1 lira artmış sadece. Oysa aralık ayında iğneden ipliğe her şeye zam yaptılar ama birçoğunun geçerliliğini 1 Ocak yaptılar. Niye? Bugünkü enflasyon hesabına girmesin diye. Girerse ne olacak? Enflasyon iki puan, üç puan fazla olacak ya. Benim Posoflu emekli amcam üç puan fazla zam alacak. Onun cebinden o parayı çalmak için zamları 4 Ocak’tan geçerli, 3 Ocak’tan geçerli yaptılar. Aralık ayında durdular. TÜİK’e de talimatı verdiler. Enflasyonu kendilerince ayarlattılar. Şimdi emeklilere yüzde 15 zam. Memura 11, işçiye yüzde 15 zam. Hadi bakalım geçinin. En düşük emekli maaşı burada yıllardır emekli olan insanlar var. Bu iktidarın beğenmediği üçlü koalisyonda, yani Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret alıyordu. 1,5 asgari ücret. Bugün asgari ücret, beğenmediğimiz o asgari ücret 22 bin lira. 1,5 emekli maaşı tam 33 bin lira. Bugün emekliye 33 bin lira versen, bu Posof’taki bütün emeklilerin yüzü güler. Daha fazlasını hak eder ama hiç olmazsa hepsinin yüzü güler. Ne veriyor Sayın Erdoğan? 12 bin 500 lira veriyordu. Şimdi 14 bin lira yapacakmış. 14 bin lira ile geçim olur mu?”

“KAYBETTİĞİNİZ ALTINLARI İLK SANDIKTA BULACAKSINIZ”

“Şunu söyleyeyim, geçen asgari ücreti 17 bin 2 lira yaptı bir yıl boyunca. Güya enflasyon artmasın diye zam yapmazmış, enflasyon oldu yüzde 50. Şimdi, ‘Bir yıl boyunca da 22 bin 104 lira ile geçinin’ diyor. Yani 5 bin lira güya zam yaptı. Tarihte ilk kez 1 Ocak günü, ocak ayında maaş alınınca asgari ücretlinin cebine para koymak yerine para çalıyorlar. Nasıl? Şöyle: Bu asgari ücret Tayyip Bey geldiği gün 7 çeyrek altın alıyordu. İnanmayan gitsin, kuyumcuya sorsun. 2002’de çeyrek altın kaç para? Bugün asgari ücret aralık ayında haliyle 3,5 çeyrek altın alıyor. 3,5 çeyrek altın kayıp. Bugün bir tane çeyrek altın kaybetsen aklın çıkar, arar durursun Posof sokaklarında. Bir çeyrek altın değil, her ay 3,5 çeyrek altın. Bu sene bir asgari ücretli değil, her asgari ücretli her ay bunu kaybediyor. Bunu geri almanın yolu, vallahi kaybedilen yere gidip bakılacak. Emekli maaşı da Tayyip Bey geldiğinde sekiz çeyrek altın alıyordu. Şimdi üç çeyrek altın alıyor. 12 bin 500 lira ile üç çeyrek alınır mı, alınmaz mı? Alınmaz vallahi, 2,5 çeyrek altın alınıyor. Düşünün her emekli, 5,5 çeyrek altın kaybetmiş. Bugün için bu kayıplar. Vallahi öyle dura, düşüne değil, aranarak bulunacak. Ne dedim? Bir çeyrek altın kaybetsen, gider Posof sokaklarında arar durursun, nerede bu diye. Vallahi kaybettiğiniz yere gideceksiniz bulmaya. 3 Kasım 2002 günü bir sandığın başında kaybettiniz. Önümüze kurulacak ilk sandıkta bulacaksınız o altınları. İlk sandıkta.”

“BAKAN EVLATLARI RAHAT EDİYOR, VATAN EVLATLARI EZİYET ÇEKİYOR”

“Bu iktidar gitmeden ne emekliye, ne emekçiye huzur yok. Bunu hepimiz bilelim. Bu iktidar gidince emeklinin dönemi başlayacak. Bu iktidar gidince asgari ücretlinin, hayvancılık yapanın, besicilik yapanın, tarımla uğraşanın, arıcılık yapanın, esnafın dönemi başlayacak. Şimdi maalesef vatan evlatlarının değil, bakan evlatlarının dönemindeyiz. Bakan evlatları rahat ediyor, vatan evlatları eziyet çekiyor. Ama hepinize ortak çağrım şudur. Önümüzdeki seçimler gelirken, Posof’ta yanına varmadığınız bir AK Partili kalmasın, bir MHP’li kalmasın. Anlatın, güçlükleri anlatın. Onların zenginlere para bulduğunu, Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının bütün imkansızlıklara rağmen… Adamın elinde devlet var devlet. Karayolları var, her şey var, üç yıldır çamur içinde kaldı burası. Hiçbir imkanı yok. 36 milyon borç bıraktılar, Posof’u çamurdan kurtardı. Bu iktidar gelsin, bak daha ne olacak? Hep birlikte çalışacağız, bu seçimleri hep birlikte kazanacağız. Vatandaşın yüzünü güldüreceğiz. Gençlerin, yaşlıların yüzünü güldüreceğiz.”

“BİR DAHAKİ GELİŞİMİZDE PARTİMİZ İKTİDAR OLACAK

“Dediler ki ‘Posof’a Cumhuriyet tarihinde gelen ikinci genel başkansın.’ Doğru mu? Allah rahmet eylesin, kim geldi bundan önce? Deniz Bey gelmiş. Deniz Baykal gelmiş, sağ olsun buraya. Allah rahmet eylesin. Biz de bundan sonra inşallah geliriz. Bugün partinin genel başkanı olarak geldim, parti muhalefette. Ama inşallah bir dahaki gelişlerimizde parti iktidarda olacak. O zaman bizden dileyin ne dilerseniz, hepsini halledeceğiz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Destekleriniz için çok teşekkür ediyoruz. Posof’u seviyoruz, Posof’u her zaman seveceğiz, asla yalnız bırakmayacağız.”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel Göle'den Seslendi

“Sandık Gelecek, Halkın İktidarı Kurulacak”

“DOĞALGAZDA POZİTİF AYRIMCILIK LAZIM”

“KÜRTLER DE BİZİM TÜRKLER DE BİZİM, ALEVİLER DE BİZİM SÜNNİLER DE BİZİM”

“HİÇBİR SİYASİ PARTİNİN PLANLANIN PARÇASI OLMAYIZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Göle Belediyesini ziyaret etti. CHP Lideri Özel burada yaptığı konuşmada, “Türkiye’deki birçok ilçemizden, Türkiye’nin dört bir yanına gittiğimde, Ardahan ili Göle ilçesinin çeşitli köy derneklerine uğradığımda, birçok ilçesinden aldığım davet üzerine geldim. Bana hep ‘Ardahan’a çok gidiyorsun, Kars’a gidiyorsun. Göle’ye hiç gelmedin’ dediler. Bir gece geçerken bir uğramışlığımız vardı. Ama bugün Göle’ye Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak gelmenin ve dört dönemdir bir başka partinin, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yönettiği belediyede başkanımız, partilimiz Gökhan Budak’ı ziyaret etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Çok zorlu bir seçimde, nefes nefese geçen bir seçimde belediyeyi kazandık. Bu meydanda bulunan herkesin, başta ilçe başkanımızın, yöneticilerin, kadınların, gençlerin, siz Cumhuriyet Halk Partililerin ve bize güvenen Gölelilerin emeği çok. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Özel, şunları söyledi:

 

https://youtu.be/vM_QCGBhGag

“İÇME SUYU KRİZİNİ ÇÖZDÜK”

“Göle, henüz Kars’a bağlıyken 1950 yılı seçimlerinde yani çok partili dönem başlayınca belediyesini Cumhuriyet Halk Partisi kazanmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak; 1973 seçimlerinde Göle’yi kazandık, 1984 seçimlerinde Göle’yi kazandık ve son dört yıldır kazanamadığımız Göle’yi bu seçimlerde büyük bir mücadelenin sonunda kazandık. Belediye Başkanımız Gökhan Başkan, 60 yaşında. Göle’de doğmuş. Eğitiminin ilk, orta, lise kısmını Göle’de tamamlamış. Ankara Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler tahsil etmiş. Ardından çok sayıda kamu kurumunda farklı görevlerde bulunmuş, tecrübeli, devleti tanıyan, işleyişi bilen, Ankara’ya aşina ve buraya hizmet getirmek için atılması gereken adımları bilen biri. Tabii diğer belediye başkanlarımız gibi çok zor şartlarda görev yapıyor. Kendisinin mesul olmadığı borçlarla, faizleriyle muhatap. Bütün imkansızlıklara rağmen Göle’nin 10 yıllık içme suyu krizini öz kaynaklarla çözmenin, üstelik kısa sürede, daha ilk yaz bu sorunu çözmüş olmanın büyük bir memnuniyetini yaşıyoruz. Gökhan Başkanımızla gurur duyuyoruz. Göle Cumhuriyet Meydanı’nın yenilenmesi, hastane ve otogara ulaşım sorunlarının çözülmesi, yüzde 80’i hayvancılıkla geçinen Göle’de hayvan pazarının düzenlenmesi, beklentilere uygun çağdaş bir pazar yerinin yapılması, yine sokak hayvanları ile ilgili barınak sorunun çözülmesi, Ulusal Kültür ve Kaşar Festivali’ni tam 42 yıl sonra Göle’de yeniden hayata geçirmesi 9 ay gibi kısa bir sürede yaptığı önemli işler. Onu kutluyorum, belediye meclis grubumuzu, belediye meclisini kutluyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bundan sonraki sürede de elbette 400 üzerinde belediyemizin her biri hizmet bekliyor. Ancak kardeş belediyecilik uygulamalarımızla, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katkılarıyla, yine sosyal demokrat belediyelerin; SODEM-Sen’in birlikteliğiyle Göle’mizin de ihtiyaçlarını zaman içinde hızla gidermek istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak Göle’nin yanındayız, Gökhan Başkanın da arkasındayız.”

 

“GÖÇ VERME SORUNU EN BÜYÜK SORUN”

“Tabii Göle’de bu hizmetler; hayvan barınakları, hayvan satış yerleri, mezbahalar, kesimhaneler, meydanlar, yollar, belediyenin yapacağı işler. Yapılır, yapılmaya gayret gösterilir. Ama bazı işler var ki onları genel yönetimin yapması lazım. Özellikle şu anda Türkiye’de en büyük sorun; Göle gibi ilçelerin göç verme sorunu, gençleri burada tutamama sorunu. Burada Göle’ye, Ardahan’a, pozitif ayrımcılıkların yapılması lazım. Buradaki esnafın ayrı desteklenmesi lazım. Buraya yatırım yapacak sanayiciye başka yerlere yaptığı teşviklerden çok öte teşvikler vermek lazım. Her şey bir yana şu anda eksi 17 derecede konuşuyoruz. Şimdi hava sıcaklığının 15 derece olduğu yer de kış, burası da kış. Ama burada doğalgaz saati fıldır fıldır dönüyor. Buraya da aynı doğal gazı satmak, bizim Manisa’ya, İzmir’e de aynı fiyattan doğalgaz satmak doğru değil. Böyle kış şartlarının çetin olduğu yerlerde herkesin küçük evladı var, hastası var. Kış şartlarının çetin olduğu yerlerde doğalgaz fiyatlarında buralara yüzde 50’nin üzerinde indirimler yapmak lazımdır. Bunları projelendirmek lazım.”

 

“4 BUÇUK MİLYON SURİYELİ SENİN YÜZÜNDEN GELDİ”

“Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi özellikle son bir yıldır emeklilerin, asgari ücretlerin, tarımla geçinenlerin, hayvancılıkla uğraşanların, esnafların sorunlarını sürekli gündemde tutmaya çalışıyor. Bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Bahçeli. Ülkeyi her gün yeni tartışmaların içine sokmak isterken ‘Önce anayasa değiştirelim’ sonra teğmenler tartışması, sonra efendime söyleyeyim ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’ sonra Suriye. Diyorlar ki ‘Göreli, evet açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin, geleceğin karanlık, üzülüyorsun ama üzülme zafer büyük sevinmelisin. Suriye’de zafer kazandık.’ Ne kazandın? 13 yıldır Türkiye’ye 4 buçuk milyon Suriyeli senin yüzünden geldi. 200 milyar dolar para. ‘Bugün emekliye zam yapamıyorum’ diyor, o parayla 100 yıl boyunca emekliye maaş ödeyebilir. O para Suriyelilere harcandı. 283 Mehmetçik Suriye’de şehit oldu. Dünya kadar şehitler oldu, Gaziantep’te, Kilis’te, Karkamış’ta. Ne oldu? 13 yıl sonra ‘Zafer kazandık, HTŞ liderine takım elbise giydirdik, kravat taktık, artık korkmayacağız. O katliam yapmayacak, artık demokratik yönetecek.’ Beyefendi sonunda diyorlar ki ‘Dört sene seçim yok, ondan sonra bakacağız.’ O yüzden biz Suriye’nin hep toplam bütünlüğünü savunduk, Suriyelilerin memleketine dönmesini hep savunduk. ‘Orada iç karışıklık yapmayın’ dedik. Suriye’de hem Alevileri hem Sünniler’i hem Türkmenleri hem Arapları hem Dürzileri hem de Kürtleri kapsayacak demokratik bir yönetim olsun dedik. Bunu Esad'a anlatmak istedik, anlatamadık. Şimdi gene söylüyor, Suriye’de istikrar istiyoruz.”

 

“DÜNE KADAR KÜRSÜDEN İP ATAN BAHÇELİ…”

“Bir yandan son günlerde Türkiye’de Sayın Bahçeli’nin, düne kadar bu kürsülerden ip atan Bahçeli’nin, düne kadar bizi Meclis’te bulunan meşru siyasi parti DEM’le görüşüyoruz diye ‘Demleniyorlar’ diyen Bahçeli’nin bir çağrısıyla başlayan bir süreç var. Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinin hiçbir döneminde asla ve asla çatışmadan, kandan, gözyaşından taraf olmadı. Analar ağlamasın istedik, terör dursun, gözyaşı dinsin istedik. ‘Bu işleri Meclis’te yapın’ dedik, vaktiyle kaçırdılar. Şimdi ‘Evet, Meclis doğru zemin’ diyorlar. Biz de diyoruz ki, ‘Meclis zemininde olacak, şeffaf olacak, toplumsal mutabakata dayalı bir süreçte Cumhuriyet Halk Partisi her zaman olduğu gibi Atatürk’ün izinde yurtta barış der, dünyada barış der. Misak-ı Milli sınırlarını gözeten, ay yıldızlı al bayrağı benimseyen, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucu değerlerine saygılı birlikte yaşama iradesini sonuna kadar savunuyoruz. Kürtler de bizim, Türkler de bizim. Alevi de bizim, Sünni de bizim. Hepimiz kardeşiz, kardeşçe ve barış içerisinde yaşayacağız. Bundan sonraki süreçte de Cumhuriyet Halk Partisi çizgisini, yapısını koruyacaktır. Kimse ama kimse endişe etmesin. Ne tıkayan oluruz, ne bozan oluruz. Ama kimse kusura bakmasın; hiçbir siyasi partinin de planının parçası olmayız. Bu işin çıkar siyasetine, parti siyasetine dökülmesine, bir kişinin yeniden seçilmesine endekslenmesine de Cumhuriyet Halk Partisi toplumsal mutabakat zemini içinde bakar ve böyle bir meselenin kişisel çıkar meselesi olarak, yeniden seçim meselesi olarak kullanılmasına asla ve asla izin vermez.”

 

“EY ERDOĞAN, SICAK SALONLARDA OTURUP KENDİNİ ALKIŞLATMAK KOLAY”

“Bugün TÜİK; Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu enflasyonu bir açıklamış; ’1’. Niye? Çünkü gerçekte olduğu gibi enflasyonu yüzde 1 yerine 3 açıklasa, memur emeklisi 2 puan daha zam alacak. 11 almayacak da 13 alacak. İşçi emeklisi 14 almayacak, 16 alacak. O 2 puanın bile peşine düşmüşler. Zamlarda ocağı göstermişler, enflasyonu düşük göstermişler. Gerçek enflasyon yüzde 82, ENAG açıkladı. TÜİK enflasyonu yüzde 44. Ama asgari ücretliye sadece yüzde 30 verdiler. Şimdi 12 bin 500 liralık en düşük emekli maaşını 14 bin - 14 bin 500 lira yapmanın hesabı içindeler. Bu geçim ücreti değildir, bu sefalet ücretidir, bu yoksulluktur. Bu doğalgazı yakamamak, bu çocuğun altına bezini, mamayı alamamak, bu okula giden çocuğa harçlık verememek, bu geçinememek demektir. Dün memleketim Manisa’da yılın ilk mitingini yaptım. Orada sordum Manisalılara ‘Bu maaşla, bu asgari ücretle, bu emekli maaşıyla geçim olur mu?’ diye. Size soruyorum, Ardahan‘dan soruyorum, bu kez Göle‘den soruyorum, 2 bin 500 kilometre doğudan soruyorum, sınırdan size soruyorum: Bu maaşla geçim olur mu? Peki geçim yoksa? ‘Geçim yoksa, seçim var’ diyor Göleliler, Ardahanlılılar. Ey Erdoğan, sıcak salonlarda oturup kendi atadıklarına kendini alkışlatmak kolay. Göle’ye gelebiliyor musun? Ardahan‘a gelebiliyor musun? Posof‘a gelebiliyor musun? Vatandaşın hatırını sorabiliyor musun? Hayvancılıkla, tarımla uğraşana, emekliye, asgari ücretliye ‘Geçinebiliyor musun?’ diye sorabiliyor musun? Erdoğan geçmişte sokaktan geldiğini söylüyordu. Şimdi sokaktan kaçıyor. Salon siyasetçisi olmuş.”

“MUTFAKTA YANGIN VAR”

“Sıcak salonlarda kendini alkışlatan Erdoğan’a sesleniyoruz: Memleket zorda, vatandaş darda. Cüzdanda yangın var, mutfakta yangın var, pazarda yangın var. Vatandaşın geçimi yok. Onun sesini duymuyorsun ama o sana sesleniyor. ‘Geçim yoksa seçim var’ diyor. O sandığı bizden kaçıramazsın. Sandık gelecek, halkın iktidarı kurulacak. Bunun başka yolu yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanı olarak, hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu soğuk havada sıcak misafirperverliğiniz için teşekkür ediyorum. Göle’yi seviyoruz, sizleri seviyoruz, saygıyla selamlıyoruz. Sağ olun, var olun.”

 

 

Kocaeli Haberci Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız
DepolamaTaşıma iletme sistemiMerdiven Tırmanma CihazıEngelli merdiven tırmanıcıUluslararası evden eve nakliyatAdaklıklazer epilasyonAnkara evden eve nakliyat