CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya Emine Bulut cinayeti ilgili bir basın açıklaması yaptı.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya Emine Bulut cinayeti ilgili bir basın açıklaması yaptı.Kaya açıklamasında; "Emine Bulut'un sözleri tüm kadınların çığlığıdır." dedi.
CHP İl Kadın Kolları Başkanı Songül Kaya Emine Bulut cinayeti ilgili bir basın açıklaması yaptı.Kaya açıklamasında; "Emine Bulut'un sözleri tüm kadınların çığlığıdır." dedi.Songül Kaya açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Hemen hemen her gün kadına yönelik bir şiddet, bir kadın cinayeti haberiyle sarsılıyoruz. İsimler değişse de yazgıları aynı olan kadınların hikayelerinde aynı detaylar var. Bu kadın cinayetlerinin yüzde 85’i eşler, sevgililer, eski eşler, ayrılmak istedikleri sevgililer tarafından işleniyor. En son Kırıkkale'de 38 yaşındaki Emine Bulut 4 yıl önce boşandığı Fedai Baran tarafından öldürüldü. Öldürüldüğünde yanlarında 10 yaşındaki kızları vardı. 10 yaşındaki kızın “Anne lütfen ölme” sözleri, annesinin “Ölmek istemiyorum” çığlığına karıştı. Katil kendisini, çocuğumun yanında hakaret etti sözleri ile savundu.
Emine Bulut’un sözleri bu kaderi paylaşan tüm kadınların çığlığıdır. Türkiye'de kadın cinayetleri durmak, azalmak bilmezken sadece 2019 yılının ilk 6 ayında ulusal ve yerel gazete verilerine göre 214 kadın hayattan koparıldı. 2003 yılından bugüne kadın cinayetlerindeki artış oranı yaklaşık %400.Erkeklerin yaşam hakkı ne kadar kutsalsa, kadınların yaşam hakkı da o ölçüde kutsaldır. Kadınların can güvenliğini tehdit eden, istismara ve tecavüze neden olan hiçbir koşula müsamaha gösterilemez. Kadına yönelik kötü muamele, cinayet, işkence, tecavüz ve istismarın önlenmesini sağlayacak denetim ve cezalandırma mekanizmalarının işletilmesi, suç işleyenlerin ve suçun işlenmesine göz yumanların kesinlikle cezalandırılması sağlanmalıdır. Kadınlara yönelik işlenen suçlardan dolayı gözaltına alınan ve tutuklanan suçu, yargıç karşısına çıktığında davranış ve şekli görüntüsünden dolayı iyi hal uygulaması almamalı. Yaşam hakkı ve savunma hakkı elinden alınıp ötekileştirilen kadınlarımız bu kararlar karşısında daha da savunmasız ve çaresiz duruma düşmektedirler. Devlet, toplum vicdanı açısından bu konulara dikkat çekmelidir.