Geçen Pazar günü CHP İl Başkanı Cengiz Sarıbay’ın daveti üzerine, ‘’CHP Kocaeli hafızasını topluyor’’ temalı kahvaltılı toplantıya katıldım.
Davetliler, İl Başkanının yaptığı açılış konuşmasında bahsettiği üzere, daha ziyade eski partililer olup bir şekilde parti çalışmalarına pek katılmayan, kırgın, küskün, hatta partiden umudunu yitirmiş durumda olan kişilerden oluşuyordu.
Öncelikle belirtmeliyim ki, bu toplantı CHP açısından yararlı olmuştur. Hem uzun süredir birbirini göremeyen eski partililerin hasretleri giderilmiş, hem de oldukça yararlı konuşmalar yapılmış, kent siyasetine ana muhalefet partisinin mensupları nasıl değerlendirmelerde bulunuyorlar, bu anlaşılmıştır.
Örneğin; Mustafa Küpçü kendine has mükemmel Türkçesiyle anlatmak istediği konuları çok başarılı bir şekilde vurgulayarak dinleyenlerin dikkatini çekti.Kısa bir dönem öncesine kadar evinin bulunduğu Derbent beldesinde yaşanmakta olan ‘’Sübyan okulları’’ olayını anlattı. Daha sonra söz alan o bölgenin insanı eski CHP.li yöneticilerden Necdet Akar’da benzer gözlemlerini aktardı. Özellikle bazı aileler tarafından ilkokul çağındaki çocuklarının Milli Eğitim politikalarına aykırı olarak normal okullara gönderilmediğini, sadece laiklik karşıtı ve şiddeti dinin gereği bir yöntem olarak benimseten anlayışın öğretildiği yanlış bir eğitimin yaygınlaştığını, bunun da o bölgenin İlçe belediyesi tarafından desteklendiğini ifade etti ve olayın vahametine dikkat çekti. Not: Toplantıdan bir gün sonra, basına yansıyan bu açıklamalar karşısında, karşıt görüş olarak o okulların sadece Kuran kursu şeklinde faaliyet gösterdiği, CHP’ lilerin kuran kursuna karşı çıktığı şeklinde kara propaganda yapıldığı bilgisini aldım. İşin doğrusu herhalde bundan sonraki gelişmeler izlenerek anlaşılacaktır. Bakalım; hakikaten endişe verici bir durum mu söz konusudur, yoksa maksadını aşan aşırı bir değerlendirme de mi bulunulmuştur, herhalde öğrenebileceğiz. Ülkemizin geleceği için çok hassasiyeti olan bir konu olduğu tartışmasızdır.
İkinci önemli bulduğum tartışma konusu olay ise; İl Başkanı Cengiz Sarıbay’ın birkaç gün öncesi basına da yansıyan Derince limanı konusunda Kocaeli sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ile arasındaki polemik konusudur. Takip edenler bilir, Sanayi Odası Başkanı Liman’ın genişletilmesini savunmuş, Cengiz Sarıbay ise bunun çevre felaketi olacağını, Zeytinoğlu’nun böyle davranarak Kocaeli halkının çıkarlarına ters hareket ettiğini beyan etmiştir.
Benzer bir tartışma, CHP nin toplantısında da yaşandı. Eski Liman İş Sendikası Başkanı CHP.li Saadettin Acar, Derince limanı konusunu kendisinin çok iyi bildiğini, dolgu’nun kazıklar üzerinde yapılacağını, hiçbir şekilde ekolojik tahribat olmayacağını, o bölgenin işsizlerine yeni istihdam alanı açılacağını, ekonomik faaliyetlerin artacağını, yeni yapılmakta olan kuzey Marmara otoyoluna bağlantılı yeni yollar yapılacağını, ulaşımın rahatlayacağını belirterek, CHP yerel örgütlerinin (Derince İlçe Başkanlığı ile Kocaeli İl Başkanlığının) görüşlerinin tam aksini savundu. Doğal olarak izleyenlerin kafası biraz karıştı, ama daha sonra söz alan partililer, ağırlıklı olarak İl Başkanı’nın görüşlerine katıldıklarını, Saadettin Acar’ın limanı işletecek olan holdingin çıkarları paralelinde konuştuğunu ve bu durumu yadırgadıklarını belirten konuşmalar yaptılar. Ertesi gün yerel basında bu liman olayı da CHP içinde tartışma konusu oldu şeklinde haber ve yorumlar çıktı. Benim kanaatim ise, ekonomik olaylarda CHP.nin ekonomik gelişme karşıtı bir siyasi parti gibi algılanmasına sebebiyet vermemek için, kamu çıkarları ve çevrecilik anlayışının doğru savunulması halinde, halk nezdinde daha rahat anlaşılabileceğidir. Yani kısaca tartışmaların katı ideolojik saplantılarla değil, gerçekçilik temelinde yapılması her kesim için yararlı olacaktır diye düşünüyorum
Üçüncü dikkat çeken tartışma; solculuk kavramı üzerinde oldu. Bu konuda en vurgulu konuşmayı eski İl kadın kolları Başkanı Hülya Yolcubal yaptı ve ben kendisini tebrik ettim.
CHP’nin siyaset yelpazesindeki yerinin sol, sosyal demokrat çizgide olduğunu, ancak sosyalizm ile arasındaki farkın iyi anlaşılması için her partilinin en azından teorik farklılıklarının neler olduğunu bilmeleri gerektiğini vurguladı. Bunun önemini ise şöyle açıkladı: ‘’Tamam; CHP solcu bir parti gibi davranmalıdır, ama toplum nezdinde kabul görebilecek bir sol anlayışın sınırları iyi belirlenmelidir. Dini inançları reddeden, ekonomik konularda gelişmeyi kısıtlayıcı bir siyasetin Türkiye gibi bir Ülkede başarı kazanması imkansızdır. Tabii ki, CHP böyle bir anlayışın siyasi partisi değildir. Ancak; sosyal demokrasi ile sosyalizm arasındaki farkı da bilmeyenlerin öğrenmesi gerekiyor. Zor bir şey de değil. İnternet’te biraz araştırınca bulmak mümkün. ‘’
Bu konuşma önemliydi, zira CHP yi dar ideolojik kalıpların partisi değil, toplumun bütününü kucaklayacak ve onların beğenisini kazanıp iktidar olabilecek, vahşi kapitalizmin insan üzerindeki tahribatını törpüleyecek, sosyal demokrat bir kitle partisi olduğunun etkili bir biçimde anlatılması gerekiyor.
Dördüncü önemli konu başlığı ise; Kandıra’ya bağlı Akçaova, Teksen gibi çok sayıda köyün sular altında kalmasına neden olacak Sungurlu barajı inşaatı idi. Konuyla ilgili tereddütler ve sakıncalar dile getirlidi. İl Başkanı yaptığı sonuç konuşmasında bu konunun takipçisi olduklarını ve bölge halkının haklarını savunmaya kararlı olduklarını vurguladı.
Değerli okurlarım;
CHP Kocaeli İl Başkanlığının bu toplantısına katılmakla pek çok şey öğrendiğimi, ana muhalefet partisinin İlimizdeki olayları yakından takip ettiğini, bundan da öteye sıradan CHP.lilerin vatandaş olarak duyarlılıklarını gözlemledim. Sonuç olarak; bir Pazar günü yaklaşık 4 saat süren bir toplantıya ayrılan zamanın boşa gitmediğini söyleyebilirim.
Toplantıyı düzenleyen ve beni de davet etme nezaketi gösteren İl Başkanı Cengiz Sarıbay ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.