Milletvekili Kaplan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in cevaplaması için verdiği soru önergesinde, "Kocaeli ilinin önemli bir şirketi olan ve Türkiye'nin en büyük petrol rafinerisi olma özelliğini taşıyan Koç Grubu çatısı altındaki TÜPRAŞ'a Maliye ekipleri tarafından sabah saatlerinde, 20 polis ve akaryakıt uzmanlarınca baskın düzenlenmesi manidardır." dedi. 

Kaplan, şunları kaydetti: "Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarının perde arkasındaki güçlerden biri olarak sık sık faiz lobisi ve bankaları hedef göstermesi, Koç grubuna karşı devlet mekanizmasının da harekete geçmesi, ülkemizin uluslararası camiadaki durumunu olumsuz etkilemektedir. Koç grubu şirketlerinden olan Aygaz’a Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu tarafından denetlemelere başlanması kamuoyu tarafından da dikkatlice takip edilmektedir. Gezi Parkı olaylarında eylemcilere yardımcı olduğu gerekçesi ile Başbakan tarafından sık sık hedef gösterilen Koç grubuna yönelik Maliye'nin harekete geçmesi, Maliye ekiplerin rutin denetimlerinin dışında polis nezaretinde baskınlar yapması, kafalarda farklı kuşkulara ve sorulara sebebiyet vermektedir."

Kaplan, önergesinde şu soruları sordu:"

-Maliye Bakanlığı belirli kurumlarda yaptığı rutin incelemelerini polis nezaretinde mi yapmaktadır? Türkiye’nin en büyük şirketi olan Tüpraş’a, 20 polis ve maliye ekipleri tarafından sabah saatlerinde yapılan baskın rutin bir kontrol niteliğinde midir yoksa bu kurum hakkında yapılan bir usulsüzlük ihbarından mı kaynaklanmaktadır? Bu yapılan işlem, rutin bir denetleme ise neden emniyet güçleri nezdinde sabah baskını yapıldı?

-Koç grubu şirketlerinden olan Aygaz ve Tüpraş’a yapılan bu operasyonlarda Başbakan'ın her fırsatta Gezi olaylarından kaynaklı faiz lobisi ve Koç grubu şirketlerini hedef göstermesi mi bakanlığınızı harekete geçirdi? -İktidarınız tarafından geçmiş zamanlarda farklı gruplara karşı bu tarz ekonomik sindirme politikalarınız kamuoyu tarafından da bilinmektedir. Koç grubuna karşı yapılan bu operasyonda özellikle emniyet kuvvetlerinin olmasındaki amaç, tarafınıza intikal etmiş bir ihbardan mı kaynaklanmaktadır yoksa yine bir sindirme politikası niteliğinde midir?"