İzmit’te, kentin en hareketli yerinde asırlık Çınar Ağaçları zaman içinde, aralıklarla devriliyor.
İzmit’te, kentin en hareketli yerinde asırlık Çınar Ağaçları zaman içinde, aralıklarla devriliyor. Yüzlerce insan, çoluk, çocuk, araçlar, binalar vs olduğu bir yer. Büyük bir tehlike, korkusu yeter.
Bunlar olduğunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Park, Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı biriminden elemanlar;
Devrilen ağaçların gövdelerindeki arazları (dıştan görülenler ve gövdelerden kesitler alarak) incelediler mi?
Devrilen ağaçların kalan köklerinin bulunduğu alanı dikkatle kazarak kök gelişinin nasıl olduğunu, köklerde hastalık belirtileri olup olmadığını gördüler mi?
Ağacın gövde büyüklüğü ile devrilme sonucu toprakta oluşan boşluğun büyüklüğünü kıyasladılar mı?
Bunları fotoğrafladılar mı? Bu işlemleri yaparak devrilmenin nedenini araştırdılar mı?
Bunlardan hiçbirini yapmadılar. Yani, alınacak tedbirleri belirlemek için olayı irdelemediler.
Bu nedenle şimdi, bir gün, Yürüyüş Yolu denilen yerde devrilme tehlikesi olan ağaçlardan biri altında kalma tehlikesini sürekli hisseden İzmitli bir kişi olarak soruyorum:
Neler olduğunu anlamak için ilgili Belediye, İ.Ü.C. Orman Fakültesinden bir heyeti, inceleme yapması için davet etmişti. Heyet elindeki cihazlar ile asırlık Çınar ağaçlarının kök boğazında, gövde içindeki oluşumları belirledi. Çürüme alametlerini.. Peki bunu yaratan mantar, virüs, böcek, bakteri gibi zararlıların teşhisi ve özellikleri önemli değil mi? Belediyeye verdikleri raporda bu yok…
Bu durumda, Belediye, “Teşhis olmayınca tedavi nasıl olacak?” diye neden sormadı?
Buna neden olan zararlı veya zararlıların ne olduğunu Fakülteye Orman Mühendisi ve bu konuda yıllarca çalışmış kişi olarak ben sordum: Cevabı görün:
“Bu, Fakültemiz Döner Sermaye Hizmetleri kapsamında protokol ile yapılmış bir çalışma olup, düzenlenen raporun tarafımızdan üçüncü kişi-kurumlarla paylaşılması döner sermaye yönetmeliği gereği mümkün değildir. Söz konusu bilgiyi Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden talep etmeniz uygun olacaktır.”
Fakülte son derece haklı!.. Nasıl unuttum!.. İkinci Dünya Harbi başladığında Nazi Almanya’sı Paris’teki Çınar ağaçlarında hangi zararlıların olduğunu casusları yoluyla belirlemiş ve bundan faydalanıp 14 Haziran 1940 tarihinde Paris’i işgal emiştir!
Aynı soruyu Belediye’ye sordum; gelen cevap bu konunun yanından bile geçmiyordu.
Öyle ya.. Teşhis yok, tedaviye yönelik öneriler var. Heyet yazdığı raporda bazı ağaçların budanmasını da önermez mi!
Şimdi bu heyete soruyorum. Bu Çınar ağaçlarında ölümcül Çınar Kanserininin ((Ceratocystis fimbriata var Platani ) var olup olmadığını bilmeden, bazı ağaçlarda budama yapılmasını nasıl önerebildiniz?
Aynı raporda, zararlının ne olduğunu bilmeden, kesilen ağaçlar yerine yine Çınar dikilmesini hangi bilimsel verilere dayanarak önerdiniz?
Bu mantar dünyada ilk defa 1924 yılında ABD’nin New Jersey kentinde görülmüş. Oradan ülkenin doğusunda yayılmış. Yirmi yıl içinde Boston, Chicago, Philadelphia gibi büyük merkezlerde bulunan Çınar ağaçlarının %50-70'ini öldürmüş. Bundan haberiniz var mı?
Mantar, Akdeniz havzasına hastalıklı ahşap kasalarda ithalat sonucu girmiş, önce İtalya’da ve 1954 yılından sonra Fransa ve İngiltere'de hızla yayılmış. Marsilya'da, 1960'dan 1978'e kadar, ortalama yaşı yüz yıl olan 11.000 Çınar ağacının %30’unu kurutmuş. Bundan haberiniz var mı?
Olayın bir ayağı İstanbul’da. Aberdeen Üniversitesinden Prof. Steve Woodward İstanbul’da birçok Çınarda bu kanserin varlığını belirlemiş. (Plant Dergisinin 17 Nisan 2018 tarihli yayımı)
Bu mantarın varlığının Dolmabahçe Caddesi ve Çırağan hattındaki Çınar ağaçlarında da belirlenmesi sonrası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığının aldığı karara bakın: Bölgenin Çınar dokusunu kesinlikle değişmesini istemiyoruz. Bu bölgeye yeniden Çınar dikeceğiz.
Ama, bu mantar ile ilgili bilimsel veriler bu kararın da yanlış olduğunu gösteriyor.
Sadece Çınar’a (Platanus occidentalis, Platanus orientalis, onların melezi Platanus acerifolia) arız olan bu mantar ağaca yara yerlerinden giriyor. Bir kuşun, bir böceğin, bir dolu tanesinin gövde veya dalda açtığı ufacık bir yara bile onun giriş yeri oluyor. Düşünün artık, budama ile kesit yüzeyinin oluşturduğu yarayı. Bu mantar Çınar’ın kök sisteminde de yayılıyor ve temas sonucu komşu ağaçların köklerine geçiyor. Bu arada dallar ve gövdede bulunan sporları rüzgar ve yağmur, böcekler ve diğer hayvanlar tarafından çevredeki Çınar ağaçları üzerine yayılıyor.
Enfeksiyonun belirtileri tacın büyük kısmının kuruması, kabukta karakteristik kırmızımsı-kahverengi veya morumsu renkte değişimdir. (Bu nedenle Renkli Çınar Kanseri olarak da tanımlanıyor)
Tedavisi yok;Çınar ağacına ulaşmış ve gelişinin tamamlamış ise yapılacak şey hastalıklı ağaçların kesilmesidir. Özel estetik veya anıtsal değere sahip ağaçlar söz konusu olduğunda, sadece bulaşma 0lmuş dalların kesilmesi konu olabiliyor. Ama bu işlem kesinlikle yılın en soğuk aylarında ve yağmur ve rüzgarın olmadığı zamanlarda yapılmalıdır. Budamada yara yeri büyüyeceği için yatay kesimlerden ve taç dallarının tamamen alınmasından kaçınılmalıdır. Kesme yüzeylerinin dezenfekte edilmesi veya macunlarla kapatılması asla unutulmamalıdır.
Sporlarının odun dokusunda en az 5 yıl canlı kalabildiği düşünülmektedir.
Şimdi örnek olarak İtalya’yı alalım; ülkede bu mantar için alınacak tedbirler 17 Nisan 1998 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmiştir. Bu karardaki bir maddeye göre bu hastalığın olduğu yerlerde Çınar ağaçlarının budanması enfeksiyon tamamen ortadan kalkıncaya kadar yasaktır ve bu mantar nedeniyle Çınarların kesildiği yerlerde kesinlikle Çınar ağacı dikilemez.
Köklerin ortadan kaldırılması mümkün değilse, sürgün ve kökler öldürülmeli veya yer seviyesinin en az 20 cm altından kesilmeli, ardından oluşan çukurlar dezenfekte edilmelidir.
Çınar ağaçları bu kadar bilgisizliğin sonuçlarına dayanamaz.
Kaynak
1) VanessaVitali. 2021.Cancro colorato del platano. Microbiologia Italia
2) Anonim.2012.Lotte obbligatorie - Il Cancro Colorato del Platano
(Ceratocystis platani). Governo Italiano. Regione Piemonte