İnsanlık tarihi incelenirse, doğa ile gösterdiği her uyumsuzluğun ağır bedelini ödediğini görürüz.
Son Korona salgını da bunun tipik bir örneğidir. Bilim adamlarının uyarılarının başında insanların bağışıklık sistemlerini güçlü tutması gerektiği vurgulanıyor. Bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayanlar ne? Temiz çevre, bol oksijen ve sağlıklı gıdalar. Bir bakalım kendimize, ne soluduğumuz belli, ne yediğimiz. Doğaya vurulan her tokatın ardından balyoz gibi yumruk geliyor.
İşte şimdi dünya yediği balyoz sonrası, sağlık ve ekonomi açısından önemli bir çöküntünün içine girdi. Bu çöküntüden nasıl kurtulacağımızın çareleri aranıyor. Bu konuda Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odalar Birliği (TÜRMOB) “Korona Salgınının Türkiye Ekonomisine Etkisi ve Öneriler” ile ilgili bir rapor yayınladı.
İlgili raporda;
Ekonomik kriz ile ilgili olarak, bugün geldiğimiz noktada, dünya ekonomilerinin durumuna yönelik şu tespitler yapılabilir:
Bu krizin etkilerinin sadece 2020 yılı ile ilgili olmayacağı 2021 yılında da devam edeceğine ilişkin tahminlerde yapılmaktadır. HSBC Research raporuna göre Türkiye’nin 2020 yılında -3,2 , 2021 yılında -3,7 GSMH daralma olacağı belirtilmiştir.
Bu durumda ülkemizde daha olumsuz ekonomik ve sosyal sorunlar yaşanmaması için neler yapılmalıdır.
Ne yapılmalı?
Ekonomist Mahfi Eğilmez, Türkiye için, IMF’nin Korona virüs krizinden etkilenen ülkeler için ayırdığı fondan yararlanılmayacaksa geriye kalan tek çarenin para basmak olduğunu önermiştir. Basılan paranın enflasyon yaratması riskinin önüne geçmek açısından da, merkez bankasından avans olarak kullanılacak miktara gösterge faiz uygulanması ve kullanım tarihini izleyerek örneğin bir yılın sonunda geri ödenmesi koşulunun getirilmesini önermiştir.
Türkiye’nin aldığı önlemlerin, nakit aktarımı açısından yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Nisan ayı başı itibariyle alınan önlemlerin toplam büyüklüğü ise diğer ülkelerle kıyaslandığında ve farklı senaryolara göre krizin olası sonuçları düşünüldüğünde zayıf kalmaktadır. Bu nedenle daha güçlü desteklere ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu krizde Hükümet tarafından atılması gereken adımlardan biri de, içeride bir an önce Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplamak olmalıdır. Ekonomik Konsey, TBB, TOBB, TÜSİAD, TSB, TESK, TÜRMOB, sendikalar ve benzerleri ile ilgili bakanlık ve kamu birimlerinin yer aldığı, bütün tarafların temsil edildiği bir yapıya kavuşturulmalıdır. Böylece, öncelikli sorunları adresleyen kararların, toplumsal mutabakatla ve ortak akılla alınması imkanı yakalanmış olur.