Fotoğraf sanatçısı Coşkun Aral İzmit Yunus Emre Kültür Merkezi’nde söyleşi yaptı
Bir dönem savaş muhabirliği yapan, ünü yurt sınırları aşmış fotoğraf sanatçısı Coşkun Aral, Kocaeli Bağımsız Fotoğrafçılar Topluluğu’nun konuğu olarak İzmit’e geldi. Yunus Emre Kültür Merkezi’nde az sayıda bir topluluğa hitap eden Aral, burada anılarını anlattı. Kocaeli Bağımsız Fotoğrafçılar Topluluğu’nun etkinliğine İzmit Belediye Başkan Yardımcısı Cem Güler, Kocaeli Bağımsız Fotoğrafçılar Topluluğu Başkanı Kemal Kaya, Cihan Hastanesi Enfeksiyon Bölümü Hemşiresi Sevilay Geliş ve Aral’ın sevenleri katıldı.
Geliş, corona virüsle ilgili paylaşım yaptı
Söyleşi öncesi Cihan Hastanesi Enfeksiyon Hemşiresi Sevilay Geliş, corona virüsü ve dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili bir kısa konuşma yaparak, “Kalabalık ortamlarda bulunmamak, maske kullanımı ve kişisel temizlik elbette çok önemli. Öncelikle daha çok kronik hastalığı olan 60-65 yaş aralığındaki kişiler önem arz ediyor. Şüpheli vakalar varsa tokalaşmamak, öpüşmemek bizim için çok önemli olacaktır” dedi
“Kocaeli büyük bir köy olmuş”
Ardından söz Kocaeli Bağımsız Fotoğrafçılar Topluluğu Başkanı Kemal Kaya“ serzenişte bulunarak,”Coşkun beyi 1 buçuk yıldır buraya getirmeye çalışıyoruz. Aral’ı İstanbul’da izlemek ve dinlemek için insanlar para veriyor. Gönül isterdi ki bu salon dolsun ama olmadı. Kocaeli koskocaman bir köy olmuş. Gelen tüm kişilere ve bu konuda bizi destekleyen İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, Kültür Müdürü Dilek Alp ve ekibine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı
“Savaşın gerçeğini öğrendim”
Ardından sevenlerini selamlayarak ve ardından kısa özgeçmişini anlatarak konuşmasına başlayan tanınmış savaş muhabiri Coşkun Aral konuşmasında şunları söyledi: “Kemal bey 1 buçuk yıldır uğraşıyor; doğru. Benim de bu süre zarfında rahatsızlıklarım oldu o yüzden böyle geciktik. Bu mesleği yapıyorsan tabi ki belin de rahatsızlanır, bacakların da hatta ciğerin yarısı da gider. Onlarla uğraşıyorum artık. Biz bilgi taşıyan insanlarız. Burada bazı anılarımızı paylaşacağız. Genç arkadaşlar da izleyeceğimiz bazı görüntülerle bu konuda bilgileri yoksa bilgi sahibi olabilirler. Benim ilk gittiğim savaşlar yakın coğrafya savaşlarıydı. Oralarda savaşın gerçeğini öğrendim” dedi.
“Silah satarak paranın kazanıldığı bir sistem”
Aral sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk tanık olduğum büyük vahşetlerden biri İsrail’in Lübnan’da yapmış olduğu askeri operasyondu. Sadece sivillerin bulunduğu alanlarda yapılan katliamlara şahit oldum. Bu savaşlar sadece bu coğrafyada mı var diye düşündüm fakat durum öyle değildi. İnsan insanın dostu kardeşi olmak yerine var olan egolarının üstünden; insanın insanı katlettiği bir dünyaya dönüştü. İnsanların boşu boşuna yok edildiği ve bir takım çıkarlar için savaş içerisinde bulunduğu bir dünya içerisindeyiz. Bu savaşlar hep sürecek. Çünkü silah satarak paranın kazanıldığı bir sistem içerisinde yaşıyoruz. İzmit’e çok teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en büyük sanayi kentindeyim. Ben savaşlar dışında buradaki çevre kirliliğinin belgeselinin olmasını isterdim. İzmit Körfez’inde nelerin olduğunu biliyorum.
“Türkiye Pakistan olabilir”
“Bir savaş muhabiri olarak o savaşlarda yer almak insanı psikolojik olarak tabi ki etkiliyor” diyen Aral, “Fiziksel olarak da büyük bir etkisi var. Ben ciğerimin neredeyse yarısını oralarda geçirdiğim zatürreelerle kaybettim. Bazı arkadaşlar ‘Türkiye Pakistan olur mu?’ diye soruyor. Tabi ki olabilir. Şu anda bazı noktalarda bazı okulları biliyoruz. Şu anda uyuyan cüceler gibi duruyor. Bu konuda peki devlet bir şey yapıyor mu? Yaptığını düşünmüyorum.” İfadelerini kullandı.
“PKK ve FETÖ, insanların dokularına nüfuz etti”
Coşkun Aral söyleşisini şu cümlelerle noktalandırdı: “Bu ülkede bazı terör örgütleri neden kolay örgütlendi. Örneğin PKK ve FETÖ, bölgelerin, insanların dokularına nüfuz etti. İnsanların bir kısmının çocuklarını okullara gönderecek durumu yoktu. Bundan faydalandılar ve böylece onlara etki ettiler. Gittiğim birçok savaş bölgesinde de bu durumlar mevcuttu. Bugünlerde ülkemizde de bazı durumlarla karşılaşıyoruz. Gencecik çocuklar öğretmen olmak istiyorlar fakat atanamadıkları için polis olan, asker olan gençlerimiz; orada savaşlarda ölüyor”
COŞKUN ARAL KİMDİR?
Siirt'te 1 Mayıs 1960 tarihinde dünyaya geldi. Sırasıyla 14 Eylül İlkokulu, Oruç Gazi Ortaokulu ve Mecidiyeköy Lisesi’nde eğitimini tamamladı. Basın fotoğrafçılığı mesleğine 1974 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde başladı. 1976 yılında Ekonomi ve Politika gazetesinde devam etti. Sipa Ajansı’nın Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleriyle serbest olarak çalıştı. 1980 yılında ilk defa Sipa Press Ajansı adına Türkiye dışında görev aldı. Polonya’da ünlü Gdańsk Grevi, İran, Irak olaylarına ilişkin çalışmalarıyla uluslararası platformda adını duyurmaya başladı. 1980, 12 Eylül darbesini daha önce yaptığı arşiv çalışmalarıyla ünlü Newsweek, L’Express dergilerinin kapaklarında ve yüzlerce uluslararası dergi sayfalarında yansıttı.
DÜNYA BASININDA ARAL
14 Ekim 1980 günü kaçırılan bir uçaktan dünyada ilk kez hava korsanlarıyla bir röportaj gerçekleştirerek, Türk ve dünya basınında adından söz ettirdi. Aynı olayla Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde ödüller aldı. 1980 yılından itibaren sürekli olarak Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda, Çad ve Uzakdoğu’da meydana gelen savaşları görüntüledi. Time, Newsweek, Paris Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına fotoğrafçı olarak mesleğine devam ediyor.1986 yılında fotoğrafa ilaveten Türkiye’de 32. Gün adına başlattığı savaş TV muhabirliğini asıl mesleği ile birlikte sürdürdü. Yapım ve yönetimini üstlendiği Haberci programı Türkiye’nin yanı sıra uluslararası TV kanallarında da yayınlandı. Coşkun Aral, İZ TV’nin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapıyor.