Bu konu yıllardır tartışılmaktadır. Yüksek yargı defterlerin ibrazı konusunda sürekli çelişkili kararlar verdiğinden mükelleflerin nasıl bir yöntem uygulayacakları belirsiz hale gelmektedir.
Çünkü defterlerin incelemeye ibraz edilmemesinin çok ağır sonuçları vardır. Mali yönden, incelenilen yılda indirim konusu yaptığımız tüm KDV’ler reddedilir. Suç yönünden ise vergi usul kanunun 359. Maddesi gereği “Gizleme” olarak kabul edildiğinden hapis cezası ile cezalandırılma riski vardır.
Bu kadar ağır yükümlülükler getiren bir konuda yargının çelişkili karar vermesi farklı uygulamalar ve kargaşayı yaratmıştır.
Nihayet Danıştay içtihatları birleştirme kurulunun E 2013/3, K 2019/1 kararı 25 Temmuz 2019 tarih 30842 sayılı resmi gazetede yayınlanması sonrasında durum netleşmiş görülmektedir. Danıştay içtihatları birleştirme kurulunun konuya ilişkin kararında özet olarak şu hususlara yer verilmiştir.
Konu iki yönlü olarak incelenmiştir. Birincisi mücbir sebebin varlığının olması, ikincisi ise mücbir sebep olmaksızın ibraz edilmemesi durumudur.
- Mücbir sebebin varlığı halinde;
Defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin re’ sen tarh nedeni olduğu,
İspat külfeti açısından ise, mücbir sebebin varlığı halinde mükelleflerin ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlülüğünün de bulunmadığı,
Kararını vermiştir. Buradan anlaşılan yangın, deprem, sel vs. gibi mücbir nedenler sonucu defter belge ibraz edilmez ise bu re’ sen tarh nedenidir. Bu husus V.U.K. 30. Maddesinde düzenlenen bir husustur.
Ancak ispat külfeti açısından mükellef yok olan defter ve belgeleri nedeniyle defter ibraz etmeme haklarına sahiptir. Ayrıca indirilen KDV’lerin alış faturalarında gösterilmiş olup olmadığını ispatlamak zorunda değil. Yine de bu durumda olan mükelleflerin zayi belgesi almalarının doğru olacağını düşünüyoruz. Mücbir sebebin varlığının kanıtı olacak.
- Mücbir sebep olmaksızın defterlerin ibraz edilmemesi;
Bu durumda inceleme elemanı tarhiyatına ilişkin raporunu yapacaktır. Belki de suç duyurusunda da bulunulacaktır. Yani indirim konusu yapılan KDV’ler reddedilecek ve V.U.K.’nun 359 maddesinin uygulanması da istenebilecektir.
Bu durumda mükellefler dava açıp, inceleme dönemine ilişkin defterlerini mahkemeye sunabileceğini ileri sürmesi durumunda, bu defter ve belgeler mükelleften istenip, defterdeki kayıtlar incelenip, kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği kararı verilmiştir.
Bu karar mükellefler açısından son derece olumlu bir karardır. Zira müfettişin talep ettiği 15 gün içinde bazen 5 yıl önceki defterler bulunamıyor. Bu durumda çok büyük bir adaletsizlik oluyordu.
Ancak bunu da kötü niyetli mükellefler doğal olarak kullanacaklarını da göz ardı etmemek gerekiyor. Bilerek müfettişlere defter ibraz etmeyenlerde olacaktır.