Şehrimizin büyük yıkıma uğradığı 17 Ağustos depremini değil 25 yıl 225 yıl geçse de unutturmayacağız
DEĞİL 25 YIL, 225 YIL GEÇSE DE UNUTTURMAYACAĞIZ
CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 25’inci yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “. Biz insanımızın daha fazla acılar yaşamadan huzurlu ve güvenli bir ülkede yaşamasını istiyoruz. Şehrimizin büyük yıkıma uğradığı 17 Ağustos depremini değil 25 yıl 225 yıl geçse de unutturmayacağız” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 25’inci yılı dolayısıyla yazılı bir basın açıklaması yaparak, şehrimizde ve bölgemizde yitirdiğimiz insanlarımızı andı. Ercan açıklamasında, “Tarihimizin en acı depremlerinden, şehrimizin büyük yıkıma uğradığı 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 25’inci yılında en temel insan haklarından olan “Barınma hakkının” tüm yurttaşlarımıza sunulabilmesi amacıyla depremi unutmama, unutturmama ısrarını sürdürmeye, güvenli ve sağlıklı yapı üretimi sağlanana kadar devam edeceğiz. Bugüne kadar depreme karşı hazırlık, yapı güvenliği, hasar tespiti gibi konularda fazlaca konuşuldu. Fakat depremin ülkemizde her defasında afete dönüşmesine bir türlü engel olunamadığına yakın zamanda yaşadığımız depremlerde de maalesef şahit olduk” ifadelerini kullandı.
AFET SONRASI DÜZEYİNDE BİLE KALMIYOR
Açıklamasını sürdüren Ercan, “Çıkarılan yasa ve yönetmelikler, yıllara dayanan çalışmalarla oluşturulan plan ve projeler uygulama aşamasına geçemeden kâğıt üzerinde kalıyor. Ne yazık ki yapılan çalışmalar daha çok afet sonrası yara sarma düzeyinde kalıyor. Hatta ve hatta 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Hatay merkez üslü depremlerde gördük ki afet sonrası yaraları sarma konusunda da iktidar sınıfta kalmıştır. 17 Ağustos 1999 tarihli Gölcük merkezli 7,4 şiddetli depremde 20 binden fazla yurttaşımız hayatını kaybederken yaralı sayısı 50 bini aşmıştır. Bölgede yaklaşık 113 bini yıkık ve ağır hasarlı olmak üzere toplam 365 bin bina hasar görmüştür. Ortaya çıkan kayıpların ve hasarın büyüklüğü, deprem sonrası müdahalede yaşanan sorunlarla birlikte bu depremin etkisi öyle şiddetli olmuştur ki 2001 ekonomik krizinin önemli sebepleri arasında sayılmaktadır” dedi.
İNŞA VE İNŞA SONRASINDAKİ DENETİMSİZLİK
Ercan sözlerini, “2020 yılında TBMM`de kurulan Deprem Komisyonu’nun 2021 tarihli raporunda, 2017 yılı itibarıyla bitirilmesi gereken envanter ve riskli yapı tespiti çalışmalarının 2021 yılı itibarıyla nasıl yapılacağının yönteminin bile çıkarılamadığı anlaşılmaktadır. Keza tekrar tekrar söylediğimiz gibi daha önce Van, Elazığ, 2023 yılında ise Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde yaşanan can ve mal kayıpları hiçbir çalışmanın yapılmadığını göstermiştir. Yapılacak çalışmalar ortadadır. Deprem etkileri nedeniyle oluşan yapısal hasarlar büyük oranda yapıların inşası ya da inşa sonrasındaki denetimsizlik nedeniyle ortaya çıkmaktadır. O halde yapı üretim sürecindeki sorunların ortadan kaldırılması öncelikli görev olmalıdır” şeklinde sürdürdü.
SORUMLULUK, KARARI ALAN SİYASİ İKTİDARINDIR
“Olası bir depremden nasıl etkileneceği bilinmeyen birçok bina mevcutken üstüne bir de iktidar tarafından çıkarılan imar afları can ve mal kayıpları tehdidini büyütmektedir” diyen CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, “Ülkemizde imar afları kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından olurken, toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe düşürmektedir. Devletin bir binaya iskân ruhsatı vermesi vatandaşına o yapıda güvenle oturabileceği yönünde güvence sunması anlamına gelir. Oysa mühendislik kontrolü yapılmayan yapıların, doğa olayları karşısında hasara uğramaları halinde sorumluluk bu kararı alan siyasi iktidarın üzerindedir” sözlerini kullandı.
DENETİMSİZ İMAR AFLARI ÖLÜME DAVETİYEDİR
“Bu açıdan denetimsiz imar afları bir nevi ölüme davetiyedir” sözlerini kullanan Ercan, “Evet, şiddetli ve büyük depremler, doğa olayları yaşanmaktadır. Fakat, bu gibi durumların yaşanmasının ardından yüz yılın depremi, asrın felaketi gibi söylemlerle yaşanan acı olayların ihmaller ya da denetimsizlikler sebebiyle büyük kayıplara yol açılmasının üzeri bu söylemlerle kapatılamaz. Biz artık insanlarımızın hangi koşulda olursa olsun can ve mal güvenliğinden kuşku duymadan, insanca yaşayacağı bir ülke istiyoruz. Biz insanımızın daha fazla acılar yaşamadan huzurlu ve güvenli bir ülkede yaşamasını istiyoruz. Bunun için de halk için politikalar üretmeye, halk için yapılacak çalışmaların yanında, halka karşı yürütülen politikaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Şehrimizin büyük yıkıma uğradığı 17 Ağustos depremini değil 25 yıl 225 yıl geçse de unutturmayacağız” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.