Değişimden sadece kişilerin değil, politikaların, siyasi duruşun ve ilkelerin
değişimini anlamak lazım.
Bu anlamda bir değişimi 1971 yılında bu parti yaşadı. Cumhuriyet Halk
Partisinin başında, istiklal savaşı kahramanlarından, Lozan’ın mimarı ve
cumhuriyetin kurucuları arasında yer alan sayın İsmet İnönü bulunmaktaydı.
1971 askeri muhtırası verilmiş bu nedenle baskılar, işkenceler devam
etmekteydi. Sayın İsmet İnönü genel başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi
Nihat Erim başbakanlığında kurulan hükümete destek verme kararını
açıklamıştı. Bu karara genel sekreter sayın Bülent Ecevit şiddetle karşı çıkmıştı.
Sonuçta parti böylesi nedenlerden dolayı kurultaya gitme kararı aldı. Kurultay
sonunda milli şef, cumhuriyetin ikinci Cumhurbaşkanı sayın ismet İnönü
görevini sayın Bülent Ecevit’e devretmiştir.
Bu değişim sonrası parti %40 lara varan oy potansiyeline ulaşmıştır.
Değişim için gelinen koşullar çok önemlidir. Eğer parti kendini tekrar hale
gelmişse, oy potansiyeli bir türlü değişim göstermiyorsa, partinin iktidar
olmasıyla ilgili umutlar tükeniyorsa ve en önemlisi partinin temel ilkeleriyle ilgili
sapmalar gözleniyorsa değişim kaçınılmaz hale gelmiştir.
İnancım o ki, bugünler itibariyle Cumhuriyet Halk partisinde gelinen noktada
da bu durumdadır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğüne, vatanseverliğine, gösterdiği
mücadele azmine sadece saygı duyulur. Çok mücadele etti, cesurca tavırlar
gösterdi ne yazık ki geldiğimiz tablo bunların karşılığı değil.
Son seçim Cumhuriyet tarihimizin en kritik ve önemli seçimlerinden biriydi. En
ufak bir hatanın dahi yapılmaması gerekiyordu. Buna karşın sayın
Kılıçdaroğlu’nun şahsında ısrar göstermemesi gerekirdi. Ayrıca seçim sürecinde
tek başına verilen aşırı tavizler ne yazık ki, bir yanlışın 3 doğruyu götürecek
cinsten.
Bütün bu tavizlere karşın, sonuç alınamamıştır. Bu yaşananları
değerlendirdiğimde sayın Kılıçdaroğlu'yla bundan sonra seçim alınacağına ilişkin
hiçbir umudum kalmadı.
Partinin değişik kademelerinde görev yapmış biri olarak bunu yazarken bile
içten bir üzüntü duyuyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklenen değişimin
önünü açmaktır.
Arzu edilen değişim Ali’nin veya Veli’nin gelmesi değildir. Partinin demokratik
sol ayarlarına dönmesi, parti tabanının da irade koyacak duruma getirilmesi,
kendi sol çizgisinden asla ödün vermemesidir. Belki önceleri % 20_25 oy alabilir.
Ancak daha sonra bu oranın yukarılara çıkacağından eminim.
Geleceğe umutla bakmak ,bu partiye ve onun sol siyasetine inanmış tüm
partililerin engellenemez hakkıdır.