Bir varmış, bir yokmuş, bir ülkede önce ekonomide denge bozulmuş.
1 ABD doları 4,2 trilyon ülke parası olmuş, işsizlik rekor seviyeye fırlamış, kamu sektöründeki zararlar çekilmez duruma gelmiş, şiddet olayları patlak vermeye başlamış, aristokrasi ile krizden etkilenen küçük işletmeler esnaf ve işçiler cumhuriyet karşıtı haline gelmeye başlamışlar.
Bu durum ülkede eskiden çok az oy alabilen bir siyasi yapının iktidara gelmesine neden olmuş, iktidara gelen bu yapı, var olan demokratik Anayasayı değiştirmeden Anayasayı uygulamamaya onun içini boşaltmaya başlamış.
Arkasından parlamento devlet başkanına fiilen o ülkeyi tek başına yönetme yetkisi vermiş. Var olan Anayasa fiilen askıya alınmış, bütün muhalif yapılanmalar ortadan kaldırılmaya başlanmış, arkasından bütün partiler ve sendikalar yasaklanmış, devlet artık parti devleti haline gelmiş.
**
Bahsettiğim ülke Türkiye değil, ama Türkiye’ye ne kadar benziyor değil mi? Bu ülke de bu olaylar 1920-1940 yılları arasında yaşandı ve sonuç milyonların öldüğü ikinci Dünya savaşıydı. Arkasından büyük acılarla o devlet yeniden yapılandı, yeni bir Dünya düzeni kuruldu. Her halde bu ülkeyi anladınız.
**
Çağdaş Anayasalar ve demokrasilerde yargı bağımsız, millet adına karar veren bir kurumdur. Yargı devleti yönetenleri yani iktidarı hiçbir etki altında kalmadan denetler, yargılar. Buna hukuk devleti denir. Hukuk devletinin olmadığı bir ülkede demokrasi olmaz. Kişi hak ve hürriyetleri olmaz, kişiye saygı olmaz, parti devleti, totaliter devlet olur.
Halen yürürlükte bulunan Anayasamızın 138 maddesi ; Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez diyor.
Yine Anayasamızın 139 maddesi hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.140 maddesi hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.diyor.
Pekiyi Sayın cumhurbaşkanının imzasına sunulan Yargıtay ve Danıştay hakimlerinin azledilmelerine neden olan kanun ile Anayasamızın 138,139 ve 140’ ncı maddeleri fiilen ortadan kaldırılmıyor mu? Hakimlik teminatını ortadan kaldırmıyor mu? Sahi üniversiteler, mahkemeler, hukukçular, aydınlar neden sesini çıkartmıyor? Yoksa seslerini çıkartamıyorlar mı? Demokrasi altın tepsi ile sunulan bir şey değil, gerçek mücadele ile hak edilen bir özgürlükler düzenidir. Sahi bunun farkında mı değiliz acaba?
**
Bir varmış bir yokmuş, bayram tatilinde biraz vaktimiz var ve düşünelim, bahsedilen ülke hangi ülke, ülkemiz önlem alınmazsa buna benzemeye doğru mu gidiyor? Ele geçirilen ve yönlendirilen basın, elde bulunan iktidar gücü ve devlet olanakları ve para, iktidar çoğunluğu ile hukuka aykırı kanun yapma yetkisi, Anayasanın fiilen askıya alınması derken ülkemiz parti devleti haline mi geliyor? Hepinize iyi bayramlar. Bir varmış bir yokmuş ….!