2005 yılından başlayan ve titizlikle yürütüldüğü belirtilen tüm konular Mustafa Türker tarafından dile getirilerek, Dilovası İlçesi’nin yaşadığı tüm zorluk ve olumsuzluklara rağmen tekrar ayağa kalktığı ve sanayiciler tarafından cazibe merkezi olmaya devam edeceğini açıkladı.

HERKESİN İŞTAHI KABARDI

Dilovası’nın önce sanayi tarihçesini ve daha sonra da günümüzde üstlendiği rolü anlatan Dilovası Organize Sanayi Bölgesi Başkanı ve Çolakoğlu Demir Çelik Tesisleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Türker, “1960 ve 1969 yılları arasında buraya İstanbul’dan kaçan sanayicilerimiz gelerek öncü olmuşlar ve tesislerini buraya taşımışlar. Ama zamanın yetersiz altyapı ve yasaları sanayiciye yol göstermemiş. Sadece kurun ve çalıştırın da nasıl yaparsanız yapın denmiş.

ÇEVRECİ ANLAYIŞ OLMAMIŞ

Bu durumda çevreci bir anlayışın da olmaması ve yasaların yetersizliği sonucu Dilovası 2000’li yıllara kadar gelmiş. Havası, suyu ve denizi kirlenmiş olarak gelmiş. Şimdi baktığımızda 2002 yılında kurulan OSB olarak demirçelik, kimya ve makine sanayi ağırlıklı bir yapıya ulaşmış. Ayrıca Otobanı, D-100 Karayolu, Demiryolu, Denizyolu ve Sabiha Gökçen’le havayolu ile de bağlantılı olarak herkesin iştahını hala kabartan bir sanayi bölgesi olmaya devam etmektedir ve devam da edecektir” dedi.

EKONOMİDE Kİ YERİ BÜYÜK

Dilovası, Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biridir şeklinde konuşan Mustafa Türker, “Türkiye ekonomisindeki yeri büyüktür ve reddedilemez. Ciddi bir Katma Değer Vergisi ile yerini almıştır. Dış ticaretin % 6.5’u bu bölgeden kazanılmaktadır. 199 firmanın varlığından bahsediyoruz. Bu firmaların 25 adedi ilk 500 şirket içinde olup geri kalanları da (174) ikinci 500 şirket arasındadır. Dilovası Organize Bölgesi’nin sorunlarını 5 bölüme ayırdık. 1 ve 2’nci bölümlerde imar revizyonları ve planlamaları ile 3-4-5’inci bölümlerinde ise imar ve uygulama planlarını bitirdik. Bölgenin tüm inşaat ve imar ruhsatlarını biz veriyoruz ve önümüzü görmeden de bunu yapmıyoruz. Yasal olarak biz görevliyiz” açıklamasında bulundu.

ÇOK SAYIDA LİMAN YOK

Dilovası ve çevresinde çok sayıda liman olduğu yönündeki eleştirileri kabul etmediklerini açıklayan DOSB Başkanı Mustafa Türker, “Sanayi anlamında gelişme açısından baktığımızda, bölgenin liman sayısının az olduğu gerçeğini herkesin kabul etmesi gerekiyor. Limanlar konusunda da bakanlıklar ve biz yetkiliyiz. Bu gerçekleri de göz önüne alarak bazı öngörülerimiz var.

YENİ LİMANLAR İSTİYORUZ

İzmit Körfezi`ne yeni limanların yapılması konusunu değerlendiren başkan Türker, “Türkiye`nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat, 650 milyar dolarlık ithalat hedefi var. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili  bir ülke. Marmara Denizi ve İzmit Körfezi bizlere Allah`ın bir lütfu. İzmit Körfezi`ne ise yılın 365 günü gemi yanaşabiliyor. Üstelik metropol şehirlere ve sanayiye yakın. Bu nedenle mevcut limanların rehabilite edilmesi ve kapasitesinin artırılmasını, bu yeterli olmuyorsa yeni limanların yapılmasını istiyoruz” açıklamasında bulundu.

CÜRUFTA RADYASYON YOK

Sanayi atığı cürufların taş ocaklarında ve yol yapımlarında kullanılması önerisini değerlendiren başkan Türker, “Cüruflarda kesinlikle radyasyon bulunmuyor. Taş ocakları alanına cüruf dökülmesi bir çevre yatırımı olabilir. Cürufların karayollarında dolgu malzemesi olarak kullanılması yönünde Elazığ Fırat Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü`nün çalışmaları sürüyor. Bu konuda valilikten talebimiz oldu. Cürufların dolgu malzemesi olarak kullanılmasını öngören çalışmaların bitirilmesini bekleyeceğiz” diye konuştu.

KARADENİZ UYGUN DEĞİL

Türkiye’nin hemen her yerine liman yapılamayacağı gerçeğini kabul edelim. Karadeniz Sahilleri çok sığ ve limancılık için uygun değil. Turistik bölgeleri ve sahilleri de listeden çıkarırsak geriye ülkenin bazı bölgeleri kalıyor ki bunların başında İzmit Körfezi geliyor. Bilmeyenler için söylüyorum, 365 günlük bir yıllık süre içinde sahip limanlarınıza sadece 150 gün süresince gemi yanaştırabilirsiniz. Buna doğanın izin verdiği süre diyelim. Bu durumda gelişmiş ülkeler küçük gemiler yerine artık 180-200 bin Gros Ton’luk gemiler ile taşımacılık yaparken ve sizin limanlarınızda sığlıklarda kurulu iken taşımacılığı yapıp gelişmeyi nasıl sürdüreceksiniz?

LİMAN SAYISI YETERSİZ

Bu nedenle bölgenin liman sayısının yetersizliğini dile getiriyorum ve yeni limanlar yapılması gerektiğini söylüyorum. Sanayi varsa kentte var. Kent varsa sanayi de var. Bu kentte bu iki olguyu birbirinden ayırmanın imkansız olduğu bir zaman dilimindeyiz. Tek yapmamız gereken sanayi olarak çevreye saygılı ve duyarlı projelerle buranın cazibe merkezi olmasını sürdürmesini sağlamaktır. Havasıyla, suyuyla, deniziyle örnek olmalıdır” şeklinde konuştu