Gelen ekip, başta DİKOP (Dilovası koruma ve geliştirme platformu) olmak üzere çevreye duyarlı vatandaşlarla buluşarak ilçemizde incelemeler yaptılar. İncelemelerine Adatepe’den başlayan ekip, adatepe’den Dilovası’na baktığında şaşırtıcı manzararla karşılaştılar dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan karmaşık ve bir birine tamamen zıt olan sanayi çeşitlerinin iç içe olduğunu gördüler. En şaşırtıcıları ise çok yüksek derecelerde ısıyla hurda’dan demir elde etme ocakları ile içlerinde ne olduğu bilinmeyen çeşitli kimyasal tankların adete bir birine yapışık olduğunu gördüler öğretim görevlileri burada çıkabilecek her hangi bir büyük yanağının organize sanayi ve çevre belediyelerinin söndürebilme gücüne sahip olup olmadıklarını sordular, soruyu cevaplandıran DİKOP üyesi ismail kaya şöyle cevaplandırdı: daha önce 1999 depreminde yanan TÜPRAŞ’ı kendi ülkemizin söndürme imkanı olmadığından dış ülkelerden yardım istereyek söndürdüler. Organize sanayinin yapmış olduğu bir bilğilendirme toplantısında bu konuda yönlendirilen soruya organize başkanı sayın Mustafa Türker, “mahalesef organize sanayimizin ve belediyelerimizin böyle olası bir faciyayı önleme imkanı şuanda yoktur” Cevabını verdiğini hatırlattı.

       Aynı araştırmacılar adatepe’nin bir ağaç katliamına uğradığını ve ağaçlık alanlarda bir kısım kazıların yapıldığını sormaları üzerine DİKOP üyesi aynı zamanda Dilovası yeşil alanı koruma derneği başkanı Ahmet cebeci, DİKOP üyesi İsmail kaya, çevreci İsmail demir şu cevabı verdiler. Burada anlam veremediğmiz MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ kontrolünde ve bölğedeki bir sanayicinin tamamen sponsorluğunu üstlendiği gizlediği adate illegal bir çalışma yapılmaktadır konu hakkında çevreden kimse bilgilendirilmemiştir bulunan bazı tarihi eserlerin,kalıntıların söz konusu kişiler tarafından yok edildiğine tanık olduk Bu kişiler sanayiciler desteği ile bölğede büyük bir ağaç katliamında bulundular. Konu hakkında yapmış olduğumuz suç duyurularından henüz bir sonuç alamadık dediler.
Halk sağlığı anabilim dalı profesörleri ve görevliler Adatepe’den yaptıkları gözlemlemede Dilovası ve çevresinin yeşil alandan tamamen mahrum olduğu ve insanlığın ihtiyacı olan ağaçların hemen hemen tümüyle yok olduğunu görerek burada bir ağaçlara karşı insanlık suçu işlenmiş olup olmadığını sordular katımlıcılar yakın zamanda söz konusu bölğedeki bir sanayicinin dozerlerle büyük bir ağaç katliamı yaptığını halkın tüm itrazlarına rağmen katliamı durduramadıklarını daha sonra bu sanayicinin ağaçlarını katlettiği alanları üzerine tapulamak üzere dava açtığını bir kısım çevrecinin davaya müdahil olma dilekçesi verdiklerini belirttiler.
Sanayicilerin ürettikleri mamüller hakkında bilği isteyen halk sağlığı görevlilerine konu hakkında bilğilendiren DİKOP üyesi Nizamettin karadağ ve Çevreci İsmail Demir şöyle bilğilendirdi; hemen adanın önünde bulunan büyük ark ocaklarına sahip hurdadan demir elde eden sanayimiz çeşitli ülkelerden getirttiği hurdaların eritilmesi esnasında dışarıya radyasyon konusunda yeterli tedbir ve önlem almamış radyasyon sızıntısını belirleyen cihazları kullanmalarına rağmen üretim esnasında bu cihazların uyarılarını dikkate almadıklarına defelarca tanık olduklarını belirttiler. Çeşitli radyoaktif cihazların radyasyonlarının dışarı sızmasını önlemesi için yapılan kurşun ve benzeri izolasyon malzemelerinin tahrip olmalarına ve o metallerin dışarıya Radyoaktif sızıntı yaptıkları bilinmesine rağmen söz konusu sanayicilerin bu konuda önlem almadıklarına tanık olduklarını belirttiler. Akabinde konuşmacılar söz konusu bölgedeki Elektirik üretim santralinin vaktiyle doğal gaz ile çalışmak üzere izin almalarına rağmen bu santralleri şuanda kömür ile çalıştırmaktadırlar çıkan tehlikeli atıkları nerede bertaraf ettikleri net olarak bilinmemektedir Diye beyan ettiler. Ve bu halk sağlığı görevlileri sanayinin 2006 yılında Meclis araştırma raporu ile yayılmasının durdurulması tavsiyesinin bulunmasına rağmen 2006 dan beri kat kat sanayinin büyüdüğünü adate Dilovası boğulmak üzere olduğunu gözlemlediler. Prof. Dr. Onur Hamza oğlu ve ekibinin yaptığı bilimsel araştırmaya alternatif olacağı düşünülerek sağlık bakanlığı kanserle savaş daire başkanlığı 6 haziran 2011 tarihinde prof.dr. a. Murat Tuncer tarafından sanayi bakanlığına yapılmış olan çalışmanın raporu gereğinin yapılması için gönderilmiştir. Söz konusu raporda ONUR Hamzaoğlu’nun söylediklerini doğrularcasına Dilovası çanağının sanayiye tamamen doymuş olduğu bu sanayilerin üretim artışlarının önlenmesi gerektiği ve bölgede yeni sanayilerin yapılmaması daha ilerde ise Dilovası çanağının sanayiden arındırılması gerektiği tavsiye yazısı gönderilmesine rağmen bölgede kirletici vasfı yüksek yada normal sanayinin üst üstte yığılıp artmasına devam edilmiştir. Hatta şuanda bile henüz üretime geçmeyen sanayi inşa edilmekte olduğu gözlendi.

    ÇÖP DEPONİ ALANI İNCELENDİ

Aynı ekip Dilovası’nın hemen kuzeyinde bulunan İzaydaş Çöp depolama alanını gözlemlediler. Yapılan gözlemlemede alanın kanunların belirttiği sınırlar dışında oluştuğu adate kentle iç içe olduğu ve kentte insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit ettiğini belirttiler. Söz konusu bilim adamları yerleşim alanı ile iç içe olan böylesi bir tesiste ne kadar önlem alırsanız alın insan sağlığının ciddi bir şekilde zarar göreceğini belirttiler aynı bölğeden sanayilere ağır yük taşıyan büyük araçların geçmesi ve ağır yükler taşıması sonucu eksozlarından kısmen yanmamış ve insan sağlığını önemliderecede etkileyecek gazlar attıklarına tanık oldular durumun en büyük tehlikesi yılın yüzde 85 i kuzeyden yerleşim alanının rüzgar almış olmasını göstermesidir araştırmacılar bölğeden hemen karşı taraftaki kömür depolama alanını gördüler bu durum adate Dilovası halkını bir hücreye tıkamış mahkum etmişhalde olduğunu gördüler.

    KÖMÜRCÜLER OSB ALANI İNCELENDİ

Halk sağlığı anabilim dalı görevlileri bizzat kömürcüler OSB nin içerisine çevrecilerimizle incelemek üzere girdiler çevrede yapılam gözlemlemede kömür taşıayn kamyonların üzerlerinin toz çıkmayacak şekilde kapalı olmasına gerek varken adate bu zornlu iken bir çok kamyonun tamamen açık kapalı olanların ise kömür tozunu dışarıya atılmasını önlemeye yeterli olmadığını bu araçlardan ilse çevreye kömür tozunun dağıldığını gördüler. Devamında kömür depolanmış alandaki kömürlerin üstlerinin kapalı olması gerekirken yani kömürler kapalı alanda depolanmalrı gerekirken alanın üzerinin tamamen açık olduğunu yer yer bazı su fıskiyelerinin var olmasına ve çalışmasına rapğmen en ufak bir hava sirkilasyonu rüzgarda kömür alanının bir çok bölgesinden kömür tozarını çevreye yayıldığına heyet tanık oldu. Aynı heyet çevreyi gözlemlediğinde çevrenin yağmur almasına rağmen kömür tozuna maruz kaldığını adate çevredeki yeşil alanın siyah yada gıri bir tabaka oluşturduğunu gözlemlediler. Halk sağlığı araştırmacıları hemen kömür depolama alanını yanı başında bulunan ilkokulun hastahananin ve mahallenin bu durumdan çok zarar göreceğini bunun bir insanlık suçu olduğunu düşündüklerini belirttiler keza bu mahalle ve okulun kömürcüler tam kuzeyinde yani kuzey rüzğarlarının etkili olduğu alanda kurulmuş yer seçimi çok yanlış olduğunu gözlemlediler. Halbuki söz konusu alanın çok mükemmel, manzaralı bir yerleşim alanı olabileceğini buna el verişli olduğunu belirttiler. Heyet incelmelerinin ardından DİKOP üyesi İsmail kaya, yeşil alanı koruma derneği Ahmet cebeci, ova kop başkanı Nizamettin Karadağ, Turgut özal mahallesi muhtarı Mehmet şirin barış, çevrecilerden İsmail Demir ve bazı vatandaşların yanı sıra Dilovası Basın mensupları Özgür kahraman(Dilovası haber gazetesi) Emrah Dursun tarafından heyet ilçemizden uğurlanmıştır.